26 Ekim 2010

Kimyayi Tutturmak Kimin Gorevi?


Rijkaard'i samimi olarak Turkiye'nin ayagina gelen bir firsat olarak goruyordum. Adama gosterilecek kayitsiz sartsiz guvenin elbet takimi ileri goturecegini, yukselttigi cita sayesinde diger takimlarin da bu isten faydalanacagini umuyordum. Ama adam gostere gostere kovuldu, nedeni de yuzsuzce kimya uyusmazligi olarak gosterildi.

Ortada yanlis ustune yanlis var, kisaca deginip detaylara girmeyecegim. Sinir bozucu ve elle tutulur bir tarafi olmayan bir durum cunku.

Oncelikle direksiyona birini koyup tekerleklere nereye giderseniz gidin derseniz direksiyonu islevsiz kilarsiniz. Kendisine tavir alan oyuncularin dedigi oldu sonunda. Demek ki Rijkaard hukumet olmus ama iktidar olamamis. Direksiyondayken elbette hatalari olmustur soforun (Elano'yu kazanamamak, kadro istikrarini saglayamamak gibi). Ancak sorumlulugun cogunu onda goremiyorum cunku yonetimsel kararlarda ne kadar agirligi oldugu tartisilir.

Basarisizlik nedenlerinin hala iyi tartildigini zannetmiyorum. Bu sezonki basari iki FB macina indirgenmisken elbette herkes canini disine takti, aksi dusunulemezdi. Hagi geldi ruh kazandik kadar sacma birsey olamaz, sanki Kadikoy'e giderken daha once hic hirslanmamisti takim. Hatta 10 senedir sorun buyuk olcude asiri motivasyon denilebilir.

En onemlisi de yonetimin her seferinde zeytinyagi olabilmesine inanamiyorum. Kimyasizlikmis. Kimyayi tutturmak kimin gorevi? Teknik ekip, taraftar, medya, kadroyu yapici bir sekilde ortak paydada birlestirip butunluk saglamak masore dusecek degil. Bir yonetim 5 kere ust uste kimya tutturamiyorsa isi gucu birakip emekli olmalidir. Who watches the watchmen gayri?

Yem olan hocalara uzuluyorum en cok. Skibbe gibi parlak bir adam, Bulent Korkmaz gibi (benim sahsen sevmememe ragmen) bayrak adam, Rijkaard gibi dunya degeri resmen cile cekip saclari beyazlattilar.

Bakalim Hagi'yi kovduklarinda "icikiciyayatata" cagrisina hangi enayi cevap verecek?

25 Ekim 2010

Iyi Y Guzel

Trabzonspor'un alternatif bir formasi ciktiginda bir ankete rastlamistim, yeni formayi nasil buldunuz diye. Sadece iki tane olan siklar a) iyi b) guzel idi. Rodrigo Y Gabriela bence ikisi de.

Stairway to Heaven yorumu:



Metallica'dan Orion (Cliff Reis'e selam olsun):



Bu da kendi parcalari Diablo Rojo:



Bonus olarak Tamacun:

23 Ekim 2010

Kalite Sansi

Neredeyse her sene CL oynayan, 20 m Euro'luk alisverisler yapan bir takimla Toraman'in stoper oynadigi bir takimin macini seyretmek Besiktas'i Litmus testine sokmak gibi oluyor. Iyi yoldayiz, gelisir bazi seyleri oturturuz ama yakin zamanda yapabilecegimiz seyler kadro kalitesinin elverdigi olcude olacaktir. Bunu Dayi'nin alttan oyuncu cikararak gidermesini heyecanla bekliyorum.

Besiktas'in FB, Trabzon, Manisa ve Porto maclarinda yedigi 4. yan top golune sahit olduk. Bunlarin 3 tanesi duran toplardan geldi. Burada yapisal bir sorun oldugu ortada. Kalecinin yumurtlamasini bir yana birakiyorum. Besiktas'in Uefa Kupasi'nda grup asamasina kalmasini saglayan insanin taraftarlarla el birligi icinde mental ucuruma dogru depar atmasini hayretler icinde seyrediyorum. Runje ne kadar buyuk bir kaleciymis ki taraftarin kendisiyle alay etmesine ragmen kendini birakmadi.

Eslesmelerde takimin kisaligi ciddi sorunlar yaratiyor. Trabzonspor'dan yedigimiz golde topa o kadar yuksekte vuracak tek bir oyuncumuz bile yok, ki bu bana Lazio'dan Stam yazdiginda Lucescu'nun "3 m'de kafa vuracak eleman var da biz mi eslestirmedik" demesini hatirlatiyor. Toraman'da Cannavaro fizigi olmasina ragmen (kisa boyla ortalama kafa vurabilmek) rakip santraforla eslestiginde net bir dezavantaji oluyor. Eger Nobre oynuyorsa onu her defansif duran topta altipasta gormemek raison d'etre'iyle celisiyor.

Porto yazana kadar basti ve sonra gazi kesti. Eminim ki o baski gol gecikse devam edecekti cunku adamlar gercekten bizden ustun bir takim. Sans kalitenin yaninda oluyor, Chelsea'nin her seferinde ahim sahim oynamadan Arsenal'in kafasina cakmasi gibi. Yine de durustce guclerini test ettigimiz icin memnunum. Sonucu kirilma anlarina birakacak kadar kapistik, cap henuz bu kadar.

Besiktas istahiyla elinden geleni yapti ve rakibini kendi insiyatifiyle 9 kisi birakti. Bu bile ortaya bir sonuc koymaktir gozumde. Macin sonunu olanca sinirbozukluguyla da olsa sirf Bobo'nun gol atmasini gormek icin getirdim. 2-0 maglupken aut atislari icin kaleciyi acele ettirmesinden belliydi ne kadar istekli oldugu. Adam tepeden tirnaga santrafor. Kosu zamanlamasi, adamini saga sola sallamasiyla takimina gorunenden cok daha fazla katki yapiyor. Fatih Tekke'yle beraber ligdeki en zeki forvet ikilisi olabilirler. CM alip Alex-Guti-Bobo'luk bir 3-4-3 deneyesim geliyor bazen sirf kac gol atacagina bakmak icin.

Sezon basindan beri cift yabanci stoperle oynamamiz gerektigini bu tip konsantrasyon hatalari nedeniyle soyluyorum. Malesef sakatliklardan dolayi Avrupa maclarinda dahi Toraman'i kale onune koymak zorundayiz. Guclu ve hizli bir santraforla teke tek kaldiginda hata yapmaya fazlasiyla meyilli. An itibariyle baska bir cozum yok, keza Nobre, Tabata ve Nihat'a mahkumuz. Nobre'nin uc stoper yerine ortasahada hamal veya ozhakiki stoper olmasi bence en normali. Nihat'in etkili olabilmesi icin pivotlu bir 4-4-2 oynamamiz lazim. Onun disinda doldurabilecegi bir pozisyon yok. Ernst'ten daha fazla para almasina inanamiyorum.

FABIcAN. Kelini Istanbul Modern'e koymak lazim aslan parcasi.

18 Ekim 2010

Toparlariz, Enseler Pak Kalsin

8 hafta, 13 puan ama ortaya konulan seyler acisindan sorun etmiyorum. Yalniz Nobre ve Toraman'la takimin FQ'su cok dusuyor ve malesef en azindan bir tanesine mahkumuz. Oyunu karsi alana yigan takimlarin topla oynamak icin en fazla zamani olan mevki stoper olmasina ragmen uzun toptan fazlasini uretememek sinir bozucu. Dondugunde Aurelio'nun stoperde denenmesini diliyorum.

Nobre tek vurusluk bir oyuncu. Hucum pres + serseri toplari tek hamleyle kaleye dogru itmek Besiktas rotasyonunun bir parcasi olmaya yetmemeli. Eger Heskeyvari bir sekilde ekmegini emekcilikten kazaniyorsa altipasa gelen ortada topa sicrayan adamlardan olmali. Iki haftadir defansif duran toplarda abuk yerlerde durarak varolus nedenini yalanliyor.

Arkasinda uc isiran orta saha oyuncusuyla hala oyuna agirligini koyamayan 8 m Euro'luk kac 10.5 numara topcu vardir acaba? Benim goremedigim ne goruluyor bilmiyorum ama Yusuf'tan Koybasi'na kadar orada tercih edecegim alternatifler oldugu kesin, ki bu Holosko-Bobo ciftini mumkun kilardi. Holosko'nun sezonun basindan beri en etkisiz olacagi sekilde kullanilmasi kendisini oldugundan cok daha kotu gosteriyor. Hizi alternatif bir silahtir, yenilmemeye ciktigimiz maclarda onemli bir kozdur.

Neyse, onumuzdeki maclara bakmak icin nedenlerimiz var. 26 hafta kala 7 puan fark korkutmuyor. Rakipler geri kosmaya erken basladi. Gelecek hafta bir tanesinin yonetim kurulu hocanin gelecegi hakkinda toplanacak. Trabzonspor stres aninda hata yapar. Bursaspor'da CL'de hirpalanacak. En onemlisi basarili olmak icin Denizli zamanindaki gibi baskalarinin bizim seviyemizin altina inmesini beklememize gerek yok. Kadro tamamlanip beraber antrenman yapilan aylarin sayisi 6'yi gecince takim lige agirligini koyar. Ilk yari sonuna kadar potada kalmak kafi, depara Mart'ta kalkmak en sagliklisi.

12 Ekim 2010

Seni Hala Sevmiyorum Sutoglan

Su takim on tane kupa da alsa yonetime karsi tutumum vicdani retciliktir. Iki mac top oynadik diye ortamin durulmasina 75 m'luk bir krediyle cevap geldikce kisir dongu devam edecektir. Borc azaltilmadikca en iyi transferlerimiz faiz odemeleri olacaktir.

Neyse cirkin konulari bir yana birakip sahada olan bitene bakalim.

Kadro kalitesi en guzel dagilan sampiyonluk adayi Besiktas. Yedek/as ucurumunun bulunmamasi 50+ maclik bir sezonu atlatilabilir kiliyor. Son 7 senenin sorunu olan orta sahasizlik probleminin en azindan saptandigini gorebiliyoruz. Iyi bir yedegin (mesela Fink) kiymetini anlamak icin illa birinin sakatlanmasini beklememek gerekir. Sivok'un sakatligi iki ay gec gerceklesse takimin en iyi stoperini gondermis durumda yakalanacaktik.

Takimin top yapan, oyuna hakim olan, savunmasini ofsayt taktigiyle ileri cikaran (Tigana kurgusu + 20 metre) bir sekle girdigini goruyoruz. Asagi yukari ayni format oyunu cok farkli dizilislerle ve farkli oyuncularla oynamak ise antrenor becerisi. Ortada bir futbol akli varsa bunun sahaya yansimasi dizilisten bagimsiz oluyor. Ornegin 3'lu defansa gecen Barca temel olarak ayni futbolu (dikine riskli sert pas, cabuk yon degistirme, beklerin oyuna katilimi) oynayabiliyor. Rakibine gore kanattan veya gobekten delmeye calisan Besiktas da orta sahayi tutarak ve sabirla pas yaparak belli bir seviyeyi tutturabiliyor.

Su ana kadar Dayi'nin anlamakta gucluk cektigim dort tane karari var:

1) Guti gibi arapasi atabilen bir dehanin onunde hizlanamayan, kosu zamanlamasini beceremeyen, tek vurus yapamayan on stoper Nobre'yle iki tane zorlu deplasmana cikilmasi.

2) Holosko'nun israrla sol kanatta denenmesi (uzaktan sutu zayif, top kontrolu iceri kat etmeye elverisli degil). Oysa ki sag kenarda son cizgiye inebilir ya da hiziyla stoperlerin arasindan kacabilir. Son vurusu bu yastan sonra ogrenmesi icin Hoydonk/kendini gelistirme idmanlari yapmasi lazim.

3) Fink'in orta saha rotasyonuna girmemesi nedeniyle Ernst Pasa'ya cok yuk binmesi.

4) Q7'nin ac gibi oynatilip (milli mac oynamasina ve sakatlanmasina ragmen) adelesinin ariza cikarmasina vesile olunmasi.

Bobo'yu koklatarak kullanmasini bir nebze anlayabiliyorum. Son vurusu olan tek santrafor oldugundan dolayi sezon boyu faydalanilmak zorunda. Su ana kadar gol/dakika orani inanilmaz yuksek. Geldiginden beri oyunun merkezi ilk defa rakip 18'e bu kadar yaklasti, kardesim de affetmiyor. Malesef sezon sonu beles transferden Ispanya ligine gidecek diye bir kaygim var. Keske Turk statusune gecse de cift yabanci stoperle oynayabilsek.

Kadronun genis olmasi sundugu olanaklar nedeniyle Dayi'nin insiyatif alanini arttiriyor. Yarin Uefa'da zorlu bir deplasmana cikildiginda geri yaslanip %50 topla oynamayla netice alinabilir. Delinho-Ferrari-Zapo-Hilbert / Aurelio-Necip-Ernst / Q7 - Guti - Holosko sahane bir 4-6-0 imkani veriyor. Bobo 75'te girip oyunu cozer ne de olsa.

Redman'in hatri icin hazir Q7 de sakatken Holosko-Bobo'lu baklava 4-4-2 oynasak fena olmaz. Bir de Fatih Tekke iyilesse tadindan yenmez. Kendisini en teknik Turk forveti olarak goruyorum. Pas arasi yapan 9 numara bulmak zordur.

8 Ekim 2010

Scottie Basgan


Yeni projem Salvation Army'nin guney Chicago'yu ihya merkezi. Bana sorarsaniz pek duzelecek gibi degil ama denemek serbest. Atesli silah tasimak bu bolgede yasaklandigi icin santiye sefim evinden ok ve yayini getirdi, arada arazide antrenman yapiyoruz.


Chicago Bulls projeye $1 m gomdugunden acilis torenine temsilci gonderdi. Scottie Pippen hayir kurumu binasinin acilisina Rolls-Royce'uyla gelerek gorgusuzlugun onde gidenini yapti. Ama bareti takinca cay ikram edesim geldi.

6 Ekim 2010

Ahval ve Serait


Para espanyol, marke dos.

Blogu yine nadasa biraktiktan sonra tekrar baslamaya biraz usendim. Yazmak istedigim konular cok birikti, kisa kisa uzerinden gecmek istedim.

Sezonun simdiye kadarki en buyuk hayalkirikligi Liverpool. Sezon basi analizinde cacik olmayacagini tahmin etmistim ama bu kadari biraz fazla oldu. Son birkac senenin ozetini surada okuyabilirsiniz. Mascherano-Gerrard gobeginin bozulmasiyla deplasmanda yenilmeyen, icerde ikina sikila 1-0'a yatan bir takim olabilme sansini kaybetti Liverpool. Kafamda kurdugum kupa takiminin alti oyuldu. Torres'in bikkinligi ve zincirleme sakatliklari takimi Gerrard ve Joe Cole'a birakti. Ngog'un neredeyse birinci tercih durumuna geldigi bir takima big 4'un parcasi demek absurd olur. Stoperler capsiz, sag bek Johnson dayaklik. Roy hocanin vizyonu Fulham'dan azman sol bek getirmeye yetiyor. Ne zaman buyuk hedefli takima gitse yuzune gozune bulastirmasina ragmen el emegi goz nuru takimini 70 yasindan sonra satip Liverpool'a musallat olmasi uzucu. Hadi oraya gittin '70'lerin Ingiliz futbolunu oynamak icin, bari bir tane sandel miknatisi izbandut gotur. Heskey bile olur, olmadi Fildisi Sahili'nde sokaktan adam cevir. Olacak is degil. Onerim Gerrard ve Torres'in satilarak daha dengeli bir takim kurulmasi ve 5-6 kisilik bir altyapi iskeleti olusturulmasidir. Amputasyon uzun sureli erimeden iyidir. Obur turlu Bosman ucan kafa attigi zaman cokus kacinilmaz.

Galatasaray futbol disi konularin agirligiyla cok vahim bir durumda. Yonetim/taraftar/kadro/teknik heyetin ortak paydasi cok dusuk. Bu kadroya bu hoca ve ekurileri gercekten cok fazla geliyor. Serdar Ozkan'i adam etmekle yukumlu olmamali Neeskens. Bagci dovmekte doktora tezi olan medya mensuplari gobek atiyor. Futbol altyapisi olmayan bir gruba hangi sistemi oturtacaksiniz ki ondan sonra sistem dahilinde kendi yaraticiliklarini sergilemekte ozgur birakacaksiniz? Yilda 3.5 m Euro vererek azami kulfete girdiginiz Elano'nun onun beste biri alan yerliler kadar soyunma odasi agirligi yoksa bu dengesizlik takima zarar vermez mi? Leeds Utd benzerligini birkac defa belirtmistim, sonu da benzemek uzere (kadronun dagilmasi ve hedef kucultulmesi). Futbolcularin maas, kultur, altyapi ve kariyer standart deviasyonunun duzeltilip silbastan yapilanmak bana gore kisa vadedeki tek cozum. Sahsi gorusum 11 tane Fink'in Elano, Misimovic, Ayhan Akman, Baris Ozbek'li bir takimi havada karada yenecegidir.

Fenerbahce'de Aykut Kocaman zaman zaman hata yapma hakkini kullanmasina ragmen bence dogru adimlar atiyor. Takimin azili cirkef kazmasi Bilica ve depresyona giren forveti Guiza'nin yerine transferler yapilarak pigment ortalamasi yukseltildi. Super Lig cakma bir Serie A oldugundan sertligin her zaman getirisi vardir. Kaldi ki gelen sert adamlar baktigi yere topu atabilme yetisine sahipler. Ortasahanin gobegine Selcuk'tan daha nitelikli bir oyuncu alinirsa cozulmesi gereken iki problem kaliyor. Birincisi Afrika Kupasi olan senelerde kadro darbe yiyecektir. Ikincisi toplam yabanci sayisi yeni transferlerden yararlanabilmeyi engelliyor. Stoch mesela cok kaliteli bir oyuncu ve transfer mantigi yerinde. Asi tutmazsa yasi genc, Hollanda'da parlamis, milli oyuncuyu 5'e 6'ya okutursun, minimal zararla isin icinden cikarsin. Tutarsa da ya ekmegini yersin ya da piyasasi olunca karla gonderirsin. Alex'i sorun olarak gormuyorum, Alex bir cozumdur gozumde. Oynarsa takim ustune kurulur, 10 kisi oynayip 1-0 baslarsin. Oynamazsa kurallar normallesir ve 11'erden 0-0 skorla santra yapilir.

Fenerbahce'nin yakin gelecekte gorunen en buyuk problemi babamin Chicago'ya tesrif etme planidir. Kafadan 5 puan gitti Kasim'da.

Inter'in ne yapmak istedigini pek cozemiyorum. Kutinyo fena degil, ama taktik disiplin ve kohezyon azalmis durumda. Stankovic esas oglan konumuna geliyor, ki hakettigini dusunurum hep. Olic, Vucinic, Stankovic, Subotic, Seedorf, Bale ne zaman isterlerse Besiktas'a tesrif edebilirler.


Palermo'lu Pastore yeni Kaka olma yolunda ilerliyor. Cavani'yi Napoli'ye satan takimini su ana kadar tasiyor. Kirli islere burnunu sokup oyunun genel gidisatina surekli tesir ediyor. Sadece skor oyuncusu olmakla sinirli degil yetenekleri. Italya Ligi biraz yavas ve stadlarin atletizm pisti rahatsiz edici ama hala taktiksel olarak ilginc. Karsilasan iki takimin da 3'lu defans oynadigi maca baska yerde denk gelmeniz pek mumkun olmayabilir (Napoli-Roma, Napoli'nin standart formasyonuyla Ranieri'nin gunluk cozumu).

Juventus da Liverpool vakasi yasamakta. Ama onlar paralariyla rezil oluyor. 4-1-5, Felipe Melo, futbol bilmeyen bir geri dortlu gibi problemleri var. Del Piero'nun heykelini bir an evvel dikmeleri lazim cunku takim hala onun eline bakiyor. Krasic fena degil ama fazla duz, henuz saclari uzun bir Holosko'dan ote degil.

AC Milan sirtlan gibi, on taraf dehset arka taraf miyminti. Ibra Serie A'yi debug etmis durumda. Robinho transferi cok talihsiz. Takimin orta saha hamallari yaslanirken, bekler kekoyken, Nesta emeklilikten gun sayiyorken parayi ibislerin en denyosuna vermelerini aklim almiyor. Ronaldinyo'yu da al git diyorum kendisine.

Mainz cildirmis durumda, ancak patlayacaklari tarih yakindir. Almanya'da iki senedir geliyorum diyen Dortmund'un sampiyonluga oynamasi sahane olur. Futbol okullarinda ders niyetine okutulacagini umuyorum. Bayern'in kolu kanadi DK ile kirildi. Futbollari cok yavanlasti. Kroos'un abartildigi kanisindayim. Badstuber'den de umitli degilim, oradan buyuyerek cikacak adam Muller'dir.

Araya bir adet karavan gezisi, cokca diger maclar girdi. Besiktas'tan devam etmeye usenmemek dilegiyle esen kalin.