21 Ekim 2015

STSL 15/16 8. Hafta - Besiktas-Rizespor: 1-0

Goal.com/TR'den macin detaylari.

Oyuncu Puanlari:


















Notlar:

Quaresma
Sadece attigi golle degil oyunun geneline yaptigi katkiyla da macin adamiydi. 45 dakika icinde aldigi +14 puanin bugune kadarki en yuksek tek devre performanslarindan biri oldugunu not duseyim. Ancak macin sonlarina dogru denedigi gereksiz calimlar ve takim arkadaslari daha iyi durumdayken attigi sutlar (-4) yine kafamda soru isaretleri birakti.

Olcay
Quaresma'nin yerine girdigi Olcay ilk yari hic de kotu oynamiyordu aslinda. +10 ile devrenin Sosa'dan (+14) sonraki en etkili oyuncusuydu. Ozellikle 3. bolgede yaptigi dikey ve capraz kosular (+6) rakip savunmanin dengesini bozdu. Topu eveleyip gevelemeyen oyun tarzi sebebiyle (0 calim ile top kaybi) Olcay iyi oynadigi zaman Besiktas cok daha cabuk oynayan bir takima donusuyor.

Gokhan
Olcay'in daha iyi oynuyor olmasina ragmen (+10'a +4) Senol Gunes'in ilk yari sonunda Gokhan'i sahada tutmayi tercih etmis olmasi enteresan. Macin tamamina baktigimizda da Gokhan'in en iyi maci olmadigini rahatlikla soyleyebiliriz. Zaten genel olarak bu takimda uzerinde en cok kutuplasma yasanan oyuncu, Gokhan. Peki Gunes neden bunu tercih etmis olabilir? Bu mac ozelinde iki gozlem...
1. Gokhan alt alta yazildiginda cok iyi performans gostermemis olsa da takimin olumlu/olumsuz en cok hamlede bulunan oyuncusu (toplam 33). Cok insiyatif aliyor ve oyun icindeki aktivitesi tartisilmayacak kadar yuksek.
2. Kendi cok iyi oynamadigi zaman bile takimin geri kalanina yaptigi katki olumlu. Bu macta Gokhan'in icinde bulundugu pozisyonlarda takimin geri kalaninin puani +9'du.

Sosa
Mactan sonra Gunes "Sosa cok iyi oynadi ama cok da top kaybi yapti" dedi. Ben 6 top kaybi saydim ki oyunun bu kadar icindeki biri icin yuksek bir sayi degildir. Kiyaslama acisindan Gokhan icin bu sayi 13'tu mesela.

Oguzhan
Ilk yaridanin 8-16 dakikalari (-5) disinda neredeyse onemli hata yapmadan maci tamamladi. Tamamen sans eseri gerceklesmis de olabilir, disaridan adini koymak guc. 8-numara oynadigi ilk 80 dakika +9, 10-numaraya gectigi son 10 dakika ise iki golluk pasla beraber +4 puan topladi. Rize defansif bir uclu ortasahayla cikip gobekten Besiktas'i cok zorlamadigi icin savunmadaki zaafiyetleri bu macta goze batmadi. Atiba'nin da ayni sebepten savunmada normale kiyasla cok daha az gozuktugu bir mac oldugunu ekleyeyim.

Gomez
Besiktas'in son derece hareketli olup neredeyse herkesin olumlu gozuktugu bir macta tek golde kalmis olmasinda Gomez'in hucum performansinin etkisi (0 puan) buyuktu. Ozellikle Rize stoperlerine karsi ilk toplari kontrol etmekte zorlandi (-5). Takimin geri kalaniyla ayni dalga boyunda degildi. Ancak kotu gununde bile bu kadar mucadele ettigini gormek sezonun geri kalani adina umut verici.

Ersan/Rhodolfo
Rize'nin isteyerek ya da zounluluktan ortasahayi baypas edip direk Kweuke'ye giden oyun stili savunmanin gobegini ozellikle ikinci yarida yordu (-4). Gobek ikili Kweuke'ye karsi hava toplarinda kotu (-6) yerden bire birlerde iyiydi (+4).

Ismail
Ozellikle ikinci yarida neredeyse hatasiz oynadi. Savunmadan oynadigi uzun toplar fena degildi (+3). Uzun zamandir sol bekte ust duzey mac oynamamis biri icin maci tek pozisyon hatasiyla tamamlamis olmasi olumluydu.

Genel Degerlendirme
Rize'nin direkt oyun tarzinin Besiktas'in isini kolaylastirdigi bir mac oldu. Bunda onde yapilan presin katkisini da not dusmek lazim. Besiktas onde iyi duvar orerek Rize'yi tam 13 top sisirmeye zorladi. Ozellikle Oguzhan'in 8-numara oynadigi bu duzende takimin yumusak karni savunma ile ortasaha arasindaki bant ve geri dortlunun arkasina atilan toplar. Rize'nin gobekte iyi top yapan ya da penetrasyon tehdidi bulunduran oyuncusunun olmayisi Besiktas'i bu anlamda cok rahatlatti. Takimin kiyasla agir santraforlarla uzun top oynamaya calisan takimlara karsi buyuk sorun yasayacagini zannetmiyorum. Kweuke'nin oldukca iyi gozuktugu maci Tolga'nin yere yatmadan tamamlamis olmasi bunu destekler nitelikte.

Takimin toplu oyunu - ozellikle Oguzhan oyuna isindiktan sonra - onceki maclara kiyasla daha iyi duzeydeydi ancak Gomez durgun olunca bu aktivite skora yansimadi. Ayni mac 10 kere oynansa 9'unu Besiktas kazanirdi sanki. Quaresma'nin iyi oyunu ve Ismail'in farkli bir alternatif olarak rotasyona dahli mac adina diger olumlu notlar.

8 Ekim 2015

STSL 15/16 7. Hafta - Eskisehirspor-Besiktas: 1-2

Goal.com/TR'den macin detaylari.

Oyuncu Puanlari: 



















Notlar:

Sosa -
66 dakika oynamasina ragmen takimin en iyisiydi. Orta sahada oyunun kontrolunu sagladi. Pas alisverisine yaptigi katki (+8) ile fark yaratti.

Beck/Tosic -
Macin sonucuna etki etmemis olsalar bile ikisi de iyi performans gosterdiler ve oyunu sadece birer pozisyon hatasiyla tamamladilar. Ayni zamanda +7 (Beck) ve +4 (Tosic) ile toplu oyunda da faydaliydilar. Ikisi de takimda yeni olduklari icin cabuk yargida bulunmamak lazim. Ancak, kamuoyunda olusan genel kaniya cok da katilmadigimi soyleyebilirim. "Buyuk takim beki" icin yeteri kadar ileri bindirme yapmadiklarini data da gosteriyor (bu mac toplam sadece 3 olumlu kosu), ancak Besiktas'in Atiba-Oguzhan-Sosa'li asiri ofansif kabul edilebilecek ortasaha duzenini goz onunde bulundurunca bunun cok da buyuk bir sorun oldugunu dusunmuyorum. Keza, Tosic ve Beck'i, milli takimin bekleri Caner ve Sener ile degistirsek savunma tamamen dagilabilir.

Atiba -
Macin ilk yarisinda (+7 toplam, +6 savunma) cok iyiydi. Ikinci yari cok etkili degildi ama bunda Necip'in (+6) oyuna girmis olmasinin da payi olabilir. Fenerbahce macinda da benzer bir dagilim vardi (ilk yari +9, ikinci yari Necip girince "sadece" +3).

Ersan -
Bire birlerde cok basariliydi (+6). 75'ten sonra cok yoruldu ve mental hatalar yapmaya basladi (-4).

Gokhan -
Kotu oynadigi maclarda bile takimi ileri tasiyor. Bu macta da (+7) en onemli katkiyi 1. ve 2. bolgeden 3. bolgeye yaptigi toplu/topsuz kosularla sagladi. Macin sonundaki performansiyla cok elestirilmis olsa da 70'den sonraki puani (+2) bunlarin pek de hakli olmadigini gosterdi.

Gomez -
Performansini 2. golden once ve sonra olarak ikiye ayirmak mumkun. Ilk 55 dakikada cok iyiydi (+11) fakat sonrasinda duruldu (-4). Ozellikle bu bolumdeki kisa pas hatalarini (-6) azaltabilse fark daha da artardi. Takimin hava hakimiyetine ciddi katkida bulunuyor. Ozellikle takimin savunmadan top cikarmakta zorlandigi donemlerde cok faydaliydi. Kornerleri savunurken de iyi yer tutuyor. Demba Ba'ya oranla en onemli artilarindan bir tanesi bu.

Quaresma -
Maca solda basladi ve 28'de saga gecti. Solda etkisiz (-3) sagda ise etkiliydi (+4). Goldeki pasi kolay gozukse de cok iyiydi. Topu rakip defansla kalecinin hicbir sekilde mudahale edemeyecegi yere birakti.

Genel Degerlendirme -
Besiktas - biraz da zorunluluktan - Turkiye Ligi icin cok gecerli, Avrupa'da ise zorlanacagi bir formatla oynuyor. Atiba-Oguzhan ikilisi asimetrik ve savunmada acik vermeye gebe bir kombinasyon. Oguzhan'in hucuma katkisi kalite bakimindan asagidaki takimlara karsi (yani 34 macin 28'inde) bu eksigi kapatmak icin fazlasiyla yeterli. Ancak bu duzenle Veli ya da Tolgay donene kadar kafa kafaya maclarda (derbi ve Avrupa Ligi) sikinti yasanacaktir cunku mevcut kadrodaki tek alternatif Necip skor avantaji eldeyken cok iyi ancak takim berabere ya da gerideyken bir o kadar yetersiz.

2 Ekim 2015

STSL 15/16 6. Hafta - Besiktas - Fenerbahce: 3-2

Goal.com/TR'den macin detaylari

Oyuncu Puanlari:

Gomez:
Itiraf etmeliyim ki maci canli seyrederken goller disinda cok katkisi olmadigini dusunmustum. Yeniden seyredince attigi iki gol cikarildiginda dahi takima katkisinin son derece olumlu oldugunu gordum. Ozellikle kaleci/savunmadan gelen uzun toplarda Alves ve Kjaer'e karsi kora kor mucadelesi (+6 puan) cok basariliydi. Fizigi ve agir yapisi statik oynadigi yanilgisi yaratsa da kanatlara deplase olarak etkili oldugunu ve savunmada 2 cok tehlikeli duran topu uzaklastirdigini da not dusmek lazim. Basaksehir macinin ilk 30 dakikasinda cok etkili olup daha sonra yorulup oyundan dusmustu, bu macta ise ilk 30 dakikada son derece durgun kalip (kornerden gelen topla attigi gol disinda -2 puandaydi) daha sonradan acildi.

Gokhan:
Mac sonu Maraton'da duzulen methiyelerden olsa gerek, kamuoyunda macin adami Gokhan Tore'ymis gibi bir algi olustu. Maci pozisyon pozisyon yeniden seyredince Besiktas'in 3. golundeki mukemmel kosusu ve bekletmeden ortasi disinda maca cok onemli bir katkisi olmadigini gordum. Ozellikle 3. bolgede ciddi gol sansina donusebilecek tam 6 pozisyonu ya karar verme ya da ilk kontrol/calim/pas hatasi ile kullanamadigini not dusmek lazim. Genelde olumlu ama Gokhan 'in kendi standartlarina gore ortalama bir performansti.

Ersan/Rhodolfo:
Gobekteki ikili bu maci bir an evvel unutmak isteyeceklerdir. Ozellikle Ersan berbat bir mac cikardi. Hic biri pozisyon geregi olmayan 4 sari kartlik faulu, Fenerbahce'nin 2. golundeki bireysel hatasi, ve 4 pozisyonda ofsayt cizgisini kaybedisi aldigi negatif puanin en onemli etkenleri. Rhodolfo'nun da Fenerbahce'nin 2. golune ek olarak sonuca etki edebilecek 2 buyuk hatasi vardi. Ozellikle hava toplarina iyi yukselmesine ragmen kontrolunun eksik oldugunu gordum.

Rhodolfo'nun hava topu hatalari:


Ofsayt hatalari:


Oguzhan: 
Besiktas ilk yarida geride oldukca zorlandi. Bunda Rhodolfo ve Ersan'in hatalari kadar Atiba'nin ortasaha savunmasinda yalniz kalmasinin da payi vardi. Bu yuzden de Senol Gunes'in devre arasinda yaptigi en onemli hamle Sosa'nin yerine (ki bence genel yarginin aksine +4 ile iyi bir mac cikariyordu) Necip'i alip Oguzhan'i ileri surmek oldu. Mac sonu puanlarina bakip Oguzhan'in +11 ile cok iyi bir mac cikardigini soylemek mumkun. Ancak bu puanlamanin dagilimina bakinca daha da enteresan bir resim ortaya cikiyor. Ilk yarida ozellikle savunmada yaptigi pozisyon hatalari sebebiyle (-5 puan) toplam puani -1 iken, ikinci yarida 10 numarada 35 dakika icerisinde ortaya koydugu performansin karsiligi +12'ydi. Bu bolumde sol kanattaki Gokhan'a yakin oynadigi donemlerde cok daha etkili oldugunu (+9 puan) ve Fenerbahce savunmasinda seken toplari toplamakta da son derece basarili oldugunu ekleyeyim (+3 puan).

Genel Degerlendirme:
Senol Gunes onumuzdeki maclar icin ayni orta ucluyu koruyup Sosa ile Oguzhan'in yerini degistirmeyi denemeli. Sosa tecrubesi, fizik kalitesi ve oyun disiplini acisindan, Oguzhan'a nazaran, Atiba'nin yaninda oynamaya cok daha uygun bence. Veli ile Tolgay'in gelecegi dusunuldugunde ortasahayi 2-1 yerine Atiba'nin merkezde durdugu 10 numarasiz bir ucluyu gormekte de fayda var.

Savunmanin gobegi Trabzonspor macindan sonra ikinci ciddi sinavinda da SOS verdi. Testi kirilmadan bir cozum bulmak sart aksi takdirde sampiyonluk icin 80 civari gol atmamiz gerekecek. Senol Gunes Rhodolfo - Ersan ikilisinde israr edecek gibi gozukuyor. Isvec U-21 takiminin kaptanligini yapmis, milli takimin kadrosuna da duzenli olarak cagirilmakta olan Milosevic'in kenarda paslaniyor olmasi uzucu. Atinc'in gonderilmis olmasi da bu yuzden dogru karardi bence...

Besiktas takim olarak cok da iyi oynamadigi bir maci hucumda Gomez'in kalitesi (+18 puan, 2 gol), savunmada da Atiba'nin tek basina ayakta kalmasi sayesinde (+8 puan, sadece 2 negatif hareket) kazanabildi. Fernandao gununde olsa ya da futbol tanrilari kanaat notunu bizden yana kullanmasa bambaska bir skor uzerine konusuyor olabilirdik.

27 Mayıs 2011

2011 CL Finali

Gunumuzun en buyuk iki kurumsal futbol takimi sahada kapisacak. Ayni ulkeden olmamalari ve butun sezon istikrarli bir sekilde ust duzey futbol oynamalari nedeniyle finali hakettiler ve kim kaybederse yazik olacak.

Gonlum hem Iniesta'dan hem de Giggs'den yana, onun icin kaliteli bir mac disinda beklentim yok. Son bir ay icerisinde ciddi mac yapmadan dinlenme firsati bulan Barcelona'nin maci alacagini dusunuyorum. Yine de olasi senaryolar hakkinda bir yazi yazmak istedim.

Barca'nin asagi yukari ne oynayacagi belli. Puyol sol bekte ilk alternatif oldugundan kadroda surpriz beklemiyorum.

Asil onemli olan Man Utd'in rakibini nasil karsilayacagi. 4-4.5-1.5 ya da Giggs'li 4-3-3 arasinda bir secim yapilacak. Alternatifleri kagida cizdim macin gidisatini belirleyecek eslesmeleri gostermek adina.


Sahsi gorusum Manchester'in rakibinin anti-tezini oynamaktansa kendi guclu yonlerini one cikarmasi (4-4.5-1.5). Cift forvetle oynayan nadir takimlardan biri ve on alan kimyasi cokca mac kazandirdi. Onun icin Rooney'in link-up ve hold-up play ozelliklerini one cikarmasini saglayan yardimci forvet rolunu oynamasini tercih ederim. Defansif anlamda Busquests'le eslesip ortasahada fazla pas opsiyonu yaratmasini kesebilir. Sag kanatta Valencia, sol kanatta Nani'ye pas dagitma gorevini alir, topu Valdez'in kalesine yaklastirabilir. Hernandez'in santrafor oyununa bayiliyorum. Kosu zamanlamasini ayarlamasi ve enlemesine deparlariyla stoper dagitmayi muthis beceriyor. Sakar Masch. ve kendisine gore yavas olan Pique'yle kosuyoluna atilan paslarda eslesirse gol cikarabilir, en azindan faul alabilir. Hatta Barca'nin oyunu onde oynamasiyla kirmizi kart gostertebilir.

Bu dizilisin negatif tarafi ise Xavi ve Iniesta'nin bire bir eslenmesi (Park + Carrick). Bu durumda ilk calim veya verkac yendiginde supurucu bir ortasaha yok, stoper one cikip Messi'yi obur stoperle teke tek birakmak zorunda. Macin iki taktiksel belirleyicisi gobekteki 2'ye 2 kapismada Utd'in enerjiyle Barca'nin klasini ortebilmesi olur.

Dani Alves'i geri itmek adina sol kanatta Nani'nin oynatilmasi daha mantikli.

Bu senaryoda pas yuzdesinin 60'a 40 Barca lehine olacagini ve bol pozisyonlu gececegini zannediyorum.


***

Sir Alex maca farkli sekilde cikar muhtemelen. Hernandez'i 75'te sokmak uzere onun yerine Giggs'le baslamasi muhtemel. Giggs'in iki pozisyon alternatifi var. Eger sol kanatta oynarsa ortaya Anderson'u koyup gobekte enerji fazlasi saglanabilir, Carrick de Messi'nin kendisini geriye attigi zaman konsantrasyonunu kaybetmezse on libero gorevini yapabilir. Ancak Puyol'un pek ileri cikmayacagini farzedersek bek katkisi Dani Alves'den gelecektir, ki bu durumda o kanattaki acigin fedakar oynamasi gerekecektir. Yani Giggs'in o bolgede 60 dakikadan fazlasini cikarabileceginden emin degilim.
Diger alternatif Giggs'in pas yuzdesini arttirmak adina gobekte oynatilmasi. Rooney'in tek forvet oynamasi nedeniyle Busquests opsiyonunun karsilanmayacagini dusunuyorum, ki bu Barca'nin topa sahip olma yuzdesini 70'e dayandirir, ama macta daha az pozisyon olur. Bolca Masch/Pique/Busquests paslasmasi seyrederiz.

Rooney tek basina kaldigi zaman oyuna kusebilen ve gereksiz fauller yapmaya baslayan biri. Ayriyeten takimin geri kalaniyla arasina cok mesafe girince oyundan kopuyor, enerjisini verimli kullanamiyor.

Statik Berbatov ilk 11 baslarsa mangala agirlik verip maci goz ucuyla seyredebilirim. Katar vakti geldi adamin.

21 Şubat 2011

Yonetim ve 11'i Bulma Yetisi

Skor kizginligi olarak algilanmasin diye bu yaziyi daha da erteleyecektim ama ucu Uzulmez'e dokundugu icin daha fazla beklemek istemedim.

Besiktas tarihinde 2 tane oyuncuya farkli gozle baktim. Birincisi Metin Tekin, ikincisi Ibrahim Uzulmez. Kendime gore nedenlerim var, katilirsiniz katilmazsiniz sizin bileceginiz is.

Ibrahim'de Besiktas taraftarlarinin sahip olmadigi "kendini bilme" erdemi var. Futbolcu olmasaydim garson olurdum diyecek kadar kendini taniyor. Mutevazi, aldigi parayla pembe genco kazaklari ve trilyonluk araba yerine gelecegine yatirim yapiyor. Yardimsever, Besiktas personeline ve ailesine surekli destek cikiyor. Muthis bir varolus icgudusune sahip. Ispanya milli takiminin sol bekiyle rekabet edip kazanmisligi var. Rakiplerine kasti hareketini hatirlamiyorum. Kendisine o kadar iyi bakiyor ki 36 yasinda takimin hala en cok kosanlarindandi. Ozellikle Turk futbolcusunda eksik olan ust vucut kuvveti muazzam, dogal olamayacak kadar guclu. Buyuk ihtimalle antrenman sonrasi salonda calisiyordur. Milletin dalga gectigi rakibe kendisini takip faul alma hareketinin kaynagi onun nizami sarjla dengesinin bozulmasinin zorlugundandir. En onemlisi elinden geldigi kadarini her zaman yapmistir, gozumde spor ahlakinin temelinde bu vardir. Orta yapamadigi gercegini bilerek takimda yer verebilirsiniz ve sonucta karsiliginda ne alacaginiz asagi yukari bellidir. Ortalamasini her zaman muhafaza eder, kirk yilin basi da delirip Gerard'in solundan atip sagindan gecer 3-0'lik Barca macinda oldugu gibi. Adam resmen onumde cildirip Barcelona'yi parcaladi, ki hayatimda gordugum en iyi bireysel performanslardandir.

Bizim capsiz yonetim gidip bu adami kovuyor, sonra da genclere ornek olsun diye altyapinin basina gecmesini falan ortaya atiyor. Sozlesmeyi yirttiktan sonra da deplasmanda oynanacak Antep macinda jubile teklif ediyor (nasil olsa ben yaparim olur, hukuk onemli degil mantigi). 11 senelik oyuncunu, takimin kaptanini kovarken iki dakika fiksture bakmaktan aciz bir baskani bu camia 20 sandigin tumunde tercih etti. Ali Sami Alkis diyorum. Yonetim ne zaman daha fazla sacmalayamaz dersem 11'i buluyor.

Bir de reelfutbol Besiktaslilar var ki Allah akil fikir versin. Iyi bari Ibrahim gitti Ismail oynar diyorlar. Onumuzdeki 3.5 ayda 25 mac yapsin da bacaklari kopsun Ismail'in, siz de rahatlayin.

Takimin kaliteli oyuncu, sohretli teknik adam vs.'den once adalete sahip olmasi gerekir. Teknik direktor Fatih Tekke'ye kufredince Fatih gonderiliyorsa 2. kaptan da takim arkadaslarina kufreder. Sonra da hicbirsey olmamis gibi hayatina devam eder. Insan cikar bir ozur diler, boyle olmasini istemezdim falan der ama o olgunlugu gostermek yerine susmayi tercih etti. Acikcasi Ibrahim Toraman'in attigi golle kazanmaktansa kaybetmeyi tercih ederim. Benim icin Besiktas'ta bir tumordur Ibrahim Toraman. Vasat bir futbolcu ama kotu bir insandir gozumde Batuhan'in hamisi.

Adalet demisken forma dagitimi da tam bir efsane. Sezon basi kovmaya calistigin Ferrari'yi bolgesindeki oyuncular sakatlaninca takimda tut. Sonra bir diger stoperin (ki forma aldiginda dusuk olan capinin elverdigi olcude mucadelesini her zaman etmistir) Zapo'yu gonder. Sezonun en kritik iki macinda ilk onbir oynat mac kondisyonu olmadan. Bir de ustune sasir ebleyince. Mac temposuna alismamis adam ya sakatlanir, ya topa ters vurur, ya da aptalca bir hareket yapar. Butun mac Lugano'yla guresip karsilikli faul yaptiktan sonra eslesmeyi degistirmeyi dusunmezsen olacagi budur.

Besiktas taraftari da saf bir kum tepesi misali ruzgar nereye savurursa oraya ucuyor. Toraman'in attigi golle cildirip sonra yenikken Delinho tezahurati yapiyor. Kendi oyuncun cok net penalti yapiyor, hakem gormuyor. Devaminda alakasiz bir yerde dirsek atip maci veriyor. Sonra "futbolun katili Turk hakemleri." Neden olmasin, aynen boyle devam edin.

Koca camiada mental gucu yuksek olan tek birey Necip Uysal. Kendi kalesine gol attiktan sonra 20 yasindaki bir oyuncunun maca bu kadar damga vurmasini ayakta alkislamak gerekir. Charles Barkley / Dennis Rodman olceginde boyundan fazla ribaunt alarak takimini ileri tasidi ve maca ortak etti.

Besiktas Lucescu zamanindan beri telasli. Harala gurele ya tutarsa rastgele seklinde ortaya futbol akli koymadan birseyler yapmaya calisiyor. Son 30 derbi macini ele alin. Kesinlikle uc buyukler arasinda en cok kirmizi karti goren ve en fazla duran toptan gol yiyen takim Besiktas'tir. Bunu sans, hakemlerin haksizligi, vs. seklinde gariban edebiyatiyla aciklayip bir yere varmamayi tercih edebilirsiniz. Ya da sorunu saptayip bir cozum yolu arayabilirsiniz, cunku futbol sansi bir yere kadar yardim eder.

Quaresma'nin arkasina stoper bek koymayi akil edemezseniz atilma sansini arttirirsiniz. Ozellikle yaninda Toraman gibi kademe yapmayi bilmeyen bir stoper oynuyorsa rakibini faulle durdurmak veya calim yemekten baska sansi kalmaz. Dos Santos, Alex, Niang'a karsi Toraman/Ekrem terorize edilir. Ekrem ters ayagiyla bin kere vursa birinin tutacagi aci burunla skora dengeyi getirmis olabilir ama bu anomalidir ve haklilik olarak algilanmamalidir. Rulet oynarken de bir rakama koyup cok para kazanabilirsiniz ama bu aldiginiz riskin aptalligini degistirmez.

10 kisi kaldiktan sonra 2 banks of 4 seklinde reorganize olmaktansa orta sahayi 3'e karsi 1.5 birakirsaniz, kisacasi Alex'e alan verirseniz 10 dakikada cezayi keser. Eminim ki FB'nin sampiyonluk maci olsa ve 4 averaj gerekse bu skoru elde edebilirdi.

Macin bir diger sonucu da Mehmet Demirkol'un futboldan ne kadar anlamadigini gostermesi oldu. Almeida'nin Bobo'dan daha iyi oldugu kanitlanmis artik. Bir kere Almeida'nin santrafor oyunu yok. Etrafindakileri sirti donuk top alarak oyuna sokamiyor. Cabuk donemiyor ve bitiriciligi zayif. Almeida ikili hucum hattinda cok iyi bir tamamlayici olabilir, veya kanatta uzun boyuyla farkli bir alternatif sunabilir (Anichebe'nin bek ustune oynayip hava topu kazanmasi gibi). Uzun top indirebilen hizli bir pehlivan, onu oyle degerlendirmek lazim. Ama modern bir 9 numara degil. Son gunlerin populer terimi False 9 (Sahte 9) ismine karsiyim. Fowler, Jardel gibi ilerde bekleyip geldi mi yazan forveti kaldiramiyor gunumuzun hizli oynanan futbolu. 9 numaranin deplase olup kosu yollari acmasi, alanini bosaltip deparla geri girmesi bazal gereklilik. Yani degisim sahte 9 yerine "yeni 9" falan olarak nitelendirilmeli. Formda bir Torres veya Drogba bunun en iyi ornegidir. Turkiye olceginde bunu yapabilen (elbette bazi yonleri digerlerinden daha gelismistir) Mehmet Yildiz ve Bobo var.

Aykut Kocaman'i ve Fenerbahce'yi tebrik etmek gerekir. Bana gore kimi yerleri sorunlu olan kadroyu optimal kullaniyor. Geri 5'li Avrupa capinda, pigment ortalamasi arttirildi. Su anda Selcuk'un yerine kaliteli bir yerliye ihtiyaclari var. Ortasahanin gobegindeki 3'e 3 eslesmede net olarak Besiktas galip cikti, burada kalite arttirimi gerek. Alex ve Emre alternatifsiz olduguna gore Selcuk'u yedege itecek kalipli bir oyuncu gerekiyor. Bir de Stoch veya Dia'nin kendilerini gelistirip kanat hucumlarindan daha fazla sonuc almalari gerekiyor. Dia'nin altyapisi kuvvetli, karar verme yetenegini ve son vurusunu gelistirirse degerini uce katlar. Stock'un da taktik bilinci ve zekasi yuksek. Devamliliga ihtiyaci var. Ikisi de genc ve ustlerinde durulursa yatirimin karsiligi fazlasiyla alinir. Turuncu kartli yorgun Gokhan Gonul'u degistirip 10 kisi kalma ihtimalini azaltmasi bile bir referanstir gozumde. Giren oyuncu Bekir ama elindeki malzeme nedeniyle elestiremezsiniz, onemli olan mudehaleyi etmektir ve bu alanda Dayi'nin ustunde bir performans gostermistir. Kazma bir sag bek olmayan bir sag bekten iyidir.
Son olarak, Ibrahim Uzulmez Besiktas'tir. Mustafa Denizli'ye sampiyonluk macinda kaptanlik bandi taktigi icin bin kez daha tesekkur ediyorum.
Si yo fuera Ibrahim Uzulmez
viviria como El
Si yo fuera Ibrahim Uzulmez
Frente al cualquier porteria
La vida es una tombola
de noche y de dia
La vida es una tombola
y arriba y arriba

14 Şubat 2011

Lades III - Ekrem Zipladi


Yonetim hakem odasi bassin, artik Toraman dirsek atinca karsi takim kirmizi kart gorsun olur mu? Ayni sey Guti'ye yapilsaydi ne diyecektiniz?

Takimin kici basi birbirini tamamlamazsa bir hafta Q7 35 metreden diregin altini gorur, obur hafta Ekrem alamayacagi topa (1+ metre fark var) ziplar ve Serdar Ozkan'dan gol yersin. Allah icin biri bana aciklasin bu yukseklikteki topa kafa vurmaya calisan bir adam benden neden daha fazla para kazaniyor.

Tarafarin hocaya olan guveni kayboluyor. Daha da vahimi futbolcularda da bu guven zedelenmis gibi. Fatih Tekke'den sonra Bobo ve Ernst'in devre disi birakilmasi genel olarak adalet duygusunu hirpalamis olabilir. En kotu zamaninda bile gol atan Denizli'ye kosarken onumuzdeki hedef maclarda Schuster'e kosulup anlamsiz bir mesaj vermeye calisilacagini sanmiyorum.

Pippo Almeida yine ofsaytta, yine topla bulustugunda sol cizgide, yine kafa vurmasi gereken adamken orta yapiyor. Nobre takimin yaraticiligini ustlenmis durumda. Son hamlesi olmayan Hilbert acik oynuyor. Ondan sonra zannediliyor ki Guti olmayinca olmuyor. Guti'nin eksikligi carkta bir disli, cok daha muhim aksakliklar var. Ayriyeten 34 yasinda, her macta 10 tekme yiyen adami bir haftada uc maca cikarirsan ya odem olusur ya lifi atar.

Rotasyon yapilmasini anlayabiliyorum. Ornegin Ismail evet Ibrahim Uzulmez'den daha formda ve gencligi nedeniyle oynamasi lazim. Ama iki UEFA, bir derbi, bir milli maci 15 gunde oynamasi mantikli degil. Peki ayni seyi hazirda Bobo varken Almeida'nin yapmasi ne kadar gercekci? 60. dakikada pestili cikti kenarda gofret yedi haliyle.
Besiktas'in yenilmesinde degilim, ama daha iyi yenilmemesi beni uyuz ediyor.

Su anda muhtemel gelecek senaryolarindan en kotusu Dayi'nin sene sonunu gormesi fakat 2. senesi icin kalmamasidir. Kesinlikle net bir sekilde karar verilmelidir: Schuster ya kangren olarak nitelenip kesilmelidir, ya da sozlesmesini bitirmelidir. Aksi haldi onun planina gore 2011-2012 kadrosu sekillenir (Bobo, Holosko gider, Nobre'yle sozlesme uzatilir) ve bir sonraki hoca (kosinus egrisi bize camianin cocugu olacagini isaret ediyor, bir sonraki Real Madrid'i iki adim geriden takip ettigimiz icin Pellegrini) enkaz devraldim edebiyati yapar.

Temennim Dayi'nin 3 ortasahali, Nobre ve Ekrem'siz, mumkunse Toraman'siz bir kadroya donup uzun sure takimin basinda kalmasidir. Acikcasi hoca degisikliklerinden biktim, gelen gideni aratiyor zaten. Birinin iyi tarafi oburunun kotu tarafi oluyor, bir yere varamiyoruz.

Kaldi ki hoca konusunu alternatiflerle degerlendirmezsek alti dolmaz. Diyelim ki Dayi birakti gitti, eyvallah. Yerine birini getirene kadar elli cesit oneriyle kaos ortami olusturulur. Mehmet Ozdilek'ten Daum'a kadar uzaniriz. Konsantrasyon bozulur, disiplinsizlik olur vs. Her turlu cok zahmetli ve cetrefilli bir degisim sureci yasanir.

Bomba transfer yaptik diye Nobre takima girdi. Hava alaninda cete karsilayacak kadar bos vakti olanlara hatirlatilir.

6 Şubat 2011

Lades II

Seyrettigim en capsiz hakem performanslarina daginik bir futbol eklenince hakikaten cekilmez bir mac ortaya cikti.

Emenike'nin bariz penaltisi ve Ingiltere-Almanya macini animsatan verilmeyen golu gectim, cunku pozisyon tartismaktan hoslanmam ve anlik gaflete verebilirim. Gerci 4 hakemin ayni anda cok bariz seyleri kacirmasi gorevlerini yapmadiklarini gosterir. Diyelim ki onlar insan faktoruydu, futbolun cilvesiydi vs. Daha onemlisi ikili mucadelelerde cok tutarsizdi ve maci sakatliga dogru itti. Emenike siyahiden morahi rengine donmustur aksama dogru. Ibrahim Uzulmez'in ilk yaridaki turuncu kartina faul verilip kart cikarilmadi. Arkadan yapilan kasti hareketlere, hava topu mucadelelerine izin verildi ve iki takimin da aleyhine mac dograndi. Bulent Yildirim ve Bunyamin Gezer'in kuruculugunu yaptigi yildizlar topluluguna katilmistir hocacan.

Dayi bildigini okudu, yine bile bile lades oldu. Kadro kaliteli ama dengesiz, kimya bozuklugu cok acik bir sekilde goze carpiyor. Asiri pres yapan uc'lu Karabuk ortasahasi Ernst ve Fernandes'e nefes aldirmadi. Savunmadan cikarken gobekteki yabancilar top istemeye gelemedi cunku bu alanlarini bosaltmalari anlamina gelirdi. Nobre de geri gelmekte cekingen kalinca bolca uzun top yapildi. Hakan Arikan defalarca 70 m'lik degajlarla Filippo Almeida'yi gormeye calisti. Uzun top pratigi olmayan takim oldukca bocaladi. Ozellikle de pivot santraforun dogustan ofsayt Inzaghi'nin uvey kardesi gibi davranmasi topu rakibe teslim etmeye neden oldu.

Besiktas'in ne oynamak istediginden hala emin degilim. Niyet hucum futbolu, anladik. Bu gobekte iki ortasahayla yapilacaksa iki opsiyon var:

1) Gobekte rakip tutulacak ve merkezden oyuna ofansif katki beklenmeyecek. Bu durumda yaraticilik cevresel kaynaklardan (yanlardan kanat, onde top tutabilen ve pas alisverisi yapabilen iki forvet) elde edilecek. Fletcher/Carrick'li Manchester United buna yakin oynuyor.

2) Uzun topla ortasaha pas gecilecek, pivotun etrafinda pirpir dolasan ve hareketli topa vurabilen ters ayakli kanatlar oynayacak. Roy Hudgson, Sam Allerdyce, Mark Hughes takimlari buna ornek verilebilir.

2.'yi doldur bosaltin A plani olmasindan hoslanmadigim icin ciziyorum. Zaten fazlasiyla enerjiye dayali ve sakatliga acik bir oyun.

Ilkini yapacak kapasiteye sahibiz, ancak topla zamani olan tek bolge olan beklerde iki tane duztaban oyuncu oynatmakla olacak is degil. Ibrahim Uzulmez'den kanadini kapamaktan baska birsey beklememek gerekir. 10 sene once de orta yapamiyordu, 10 sene once de pas tercihleri yanlisti. Ama rakiple bogusup o kanadi tikamayi biliyor. Onun icin muhim bir ozel gorev oyuncusu ve her zaman icin rotasyonda olmasi gereken bir oyuncu.

Sagbek ise bir facia. Ekrem Dag kadar futbol kulturu ve altyapisi dusuk bir oyuncuyu Besiktas'ta gordugumu hatirlamiyorum. Ali Eren Beserler'in top kesme sezisi vardi, Veysel'in boyuna gore iyi hava hakimiyeti vardi, Youla kisa mesafede hizlanabiliyor ve kosu zamanlamasini ayarlayabiliyordu. Bircok yonden eksiklerdi ama bir seyi cok iyi yapabiliyor ve bir nevi Benitez topcusu olarak siniflandirabiliyordum. Ama Ekrem'in en iyi yaptigi sey (kosmak) bile vasat duzeyde. Sakatlik sonrasi surekliligi de kaybolmus. Top kontrolu, yer tutusu, ortalari rezalet ve bu adam Denizli zamaninda takimin merkezine yerlestirilmeye calisilmisti! Ya ben yanlis goruyorum birseyi ya da adamin teknik direktorlerin gozunde vahsi bir cazibesi var.

Neyse, iki bek keko, Simao vasatin ustunde, Hilbert'in bitirici hamlesi zayif (asist/orta/sut/arapasi), bir forvet ofsaytta, geriye kaldi takimi toparlayacak, pas alisverine girecek, 9 numarayi oyuna sokacak adam. Yani Van Der Vaart veya Del Piero. Malesef bu onurlu gorev bizde Mertcan Nobre'ye dusuyor ve takimin dislileri arasindaki yag olmasi gereken kisi takozun onde gideni. Pivotun indirecegi toplar icin fazla hantal, hucuma cikarken kendisini geri atiyor, savunma yaparken ilerde kaliyor. Kendisine yaratma gorevi verenlerin utanmasi lazim. Cok iyi bir isciden kotu bir yonetici yapinca kayip iki katina cikiyor.

2009'da sampiyon olan kadronun ustune bu kadar transfer yapip bu kadar geriye gittigimize gore kadro planlamamizi gozden gecirmemiz lazim. Duble yapan takimin esas oglanlari Sivok, Cisse, Ersnt, Tello, Holosko ve Bobo'ydu. Bunlardan su an sadece bir tanesi ilk 11 oyuncusu (Holosko'nun bilegi kirildigi icin ondan zorunlu olarak faydalanamadik, suclusu sanssizliktir). Zayif halkalar Toraman, Ekrem Dag, ve Nobre 1. tercih konumundalar.

Nitekim 1 Agustos 2010'dan bir alinti:

"gondermeye calistigimiz adamlarin piyasa degeri (Fink, Holosko, Ferrari, Zapo, Delgado) oynayacak olan bazi oyunculardan (Ekrem Dag, Erhan Guven, Nobre) daha yuksek. Burada bariz bir planlama hatasi var ve transfer komitesi pasaport saymaktan aciz. Merkezkaci yuksek, dengesiz bir takim Besiktas. Agir toplar on tarafta, arka taraf vasat. Dayi'nin cok saglam bir optimizasyon algoritmasi bulmasi lazim, aksi halde kohezyon pek goremiyorum parcalar arasinda."

Ondan sonra Q7 ve cetesi. Sampiyonluk kupasinin hava alaninda verilmedigini anlamamiz icin uc tane daha sonucu degistirmeyen super yildiz almamiz gerekiyor galiba. 20 macta 32 puan aldiktan sonra sucu hakemlerde bulmak cozum degil. Saldirganlik yerine Necip veya Aurelio'ya stoper/sag bek alistirmalari gibi uretken hamleler yapmamiz lazim. Yarin takim oturup idealine kavussa bile, bu sefer Toraman oynayamadiginda planimiz olmaz cunku.

Geciyoruz Liverpool'a. Dalglish reis 3'lu savunma oynatmaya basladi, ilgiliyle takip ediyoruz. Stoke karsisinda biraz anlamsiz bulsam da cift forvetli Chelsea'ye karsi oldukca mantikli. Macin bir bolumunu seyredebildim ve seyrettigim bolumde Chelsea'nin sonuca gitme sansini daha fazla buldum. Yilmaz Vural gibi gol olduktan sonra "gol olur diyecektim dedirtmedin"e getirmiyorum goruldugu gibi. Ters kose olduk mu kabul. Simdiden Ranieri 3'lu oynamazsa baklava 4-4-2'li Inter'in 2+ farkla galip gelecegini tahmin ettigimi yazayim, aksam degerlendiririz. Liverpool'un eldeki malzeme ancak bu kadar verimli kullanilabilir. Kuyt'un caliskan ileri uc elemani oldugu sablonda Meireles, Gerard, Maxi Rodriguez'den bolca skor katkisi gerekiyor. Su an Meireles oldukca formda ama tek basina bir yere kadar goturebilir takimi. Mutlak suretli yeni transferler Suarez ve Carroll meyve vermek zorunda. Bu sene CL mumkun degil gibi gozukse de Dalglish'in uzun sureli kalmasiyla iki sene icinde ilk 3'e oynayabilirler. Johnson'in hucumda farklilik yaratmasi gereken sagbekten kanadini kapamasi gereken solhaf'a donusturulmesi benim icin cok iyi bir referanstir Kenny Pasa'nin guncelligini koruduguna dair.

5-3, 4-3, 4-4 gibi skorlarin alindigi garip bir EPL haftasi oldu. Arsenal'in sampiyonluk morali acisindan 2 puandan fazlasini kaybetmedigini umuyorum. 4-0'dan sonra isterse hakem formasini degistirip oyuna rakip oyuncusu olarak girsin, yine verilmez o mac artik, ayiptir. Valerenga macinin kasetlerini gondermek istiyorum Arsene Hoca'ya.

31 Ocak 2011

Lades


Olimpiyat Stadi'nda oynanan bir maci seyretmenin bayat kraker kadar tadi yok. Plastik top gibi adamakilli vursan gitmiyor, abansan ucuyor. Top havada dans ettigi icin uzaktan sut ve ortalarin nereye gidecegi belli olmuyor. Lecce - Verona maci gibi duragan, atletizm pistli, les gibi mac, ustelik saat farki nedeniyle sabah 7'de. Alarm kurmadan 6.5'ta kalkan ciftci ruhum olmasa hayatta seyretmezdim.

31 Temmuz 2010'da yazdigim sezon girisi yazisindan alinti (italik bolumler bugun eklediklerim):

***

Birinci soru "takim ne oynayacak?" olmali. Besiktas ozelinde degerlendirirsek asimetrik 4-4-1-1 seklinde ozetleyebiliriz. Sol kanatta Q7 ozgur, sag kanat orta cizgiye daha yakin. Tamamlayici forvet olarak Nihat dusunuluyor. Gobekte Ernst sarkik - Aurelio bu gorevi devralmis durumda -, yaninda bir top dagitici bulunuyor. Sistemin islemesi icin bazal gereklilikler var. Ortasahanin gobeginde 3 oyuncuyla oynayanlar (kisacasi Mourinho devrimini seyretmekle kalmayip uygulayanlar) karsisinda 3'e 2'lik bir eksiklikle mucadele edebilme gerekliligi var. Xabi Alonso ve Lass'iniz varsa kotarabilirsiniz. Ersnt-Guti kaliteleriyle belki halledebilir. Ernst-Delgado ise Vikingur'a karsi ancak idare eder. Besiktas'in bu sablonda basarili olmasi icin topu ayaginda tutmayi ogrenmesi sart. Oyun kos-kos'a dondugu anda ortasahadaki yumusak karin delik desik olur. Takimin boyunu kisaltip rakip ortasaha geriye itilmedikce insiyatif kaybedilecektir. Besiktas'in Lucescu zamanindan beri yapamadigi ileriye pasla yerlesmeyi ve sabirli oyun kurmayi ogrenmesi gerekiyor. Sablonun en buyuk getirisi ise Nihat'a asist+gol istatistigini 20'ye dayattirmasi olacaktir, cunku ideal pozisyonunda kullaniliyor - Nihat sakatlikla bu seneyi de kaybetti, yerine Nobre monte edildi.

Ikinci olarak bu sene 50 mac oynamak ihtimalini karsilayacak bir kadro derinligi saglamak lazim. Bernd Dayi zannediyorum Toraman'i yabanci sayisi problemi nedeniyle en Bonzai pozisyonda dusunuyor. Bana gore katastrofik bir karar ve Guti'yi dahi kesme pahasina cift yabancili tandem oynatmali. Tercihim Sivok-Ferrari'den yanadir ve mutlaka Zapo'nun kalmasi taraftariyim. Sag bekte Erhan Guven-Ekram Dag kombinasyonuna kalmak oldukca sinir bozucu. Yil 2010 ve aciburunla orta yapan insanlar Besiktas'ta oynayabiliyor. Orta sahanin gobeginde Necip'in yedeklik dahil siritmadan 20 kusur mac cikarmasi gerekiyor. Ugur Inceman eger takimin bir parcasi olarak dusunuluyorsa minimum 10 mac, en azindan Ernst'i dinlendirmek adina sonradan girecek kadar formda olmali - Ugur gonderilip Aurelio takima yerlestirildi, yine de Ersnt ilk yari 30 mac oynadi. Bobo'nun yedegi muhtesem yildiz Nobre malesef - Almeida'nin gelmesiyle Bobo kesildi.

Ucuncusu, ki Besiktas'in belki de en buyuk sorunu, kadronun kimyasizligi ve dengesizligidir. Uzulmez-Kalite Stoper-Pimi Cekilmis Bomba-Vasat Sag Bek 4'lusu antrenmanlarda Q7-Guti-Nihat-Bobo hucum 4'lusuyle karsilasinca kevgire donuyordur buyuk ihtimalle. Yabanci sayisi problem yuzunden 5 m Euro'luk Holosko'yu gondermeye calisirken - Holosko gonderilip yerine Simao alindi - 750 bin Euro'ya alinan Ekrem Dag'in ilk 11'de oynamasi plansizligin milyonuncu kaniti olsa gerek. Tutarsiz ve butunlugu olmayan bir oyuncu surusu olarak karman corban bir yapiyla sezona giriliyor. Takimin konsantrasyonunu kaybettigi anda 4-1-5'e bolunup Inonu'de surpriz puan kayiplari yapmasi olasi.

***

Hocanin saldiray taktigini sezon basinda gonlume koymus durumdaydim. Kendisi takimi geriden kurmaya asla yanasmadi ve bunu Dayi'nin dunya gorusune verebilirim. Onun icin yok sunu cikar bunu sok, orta sahayi bir tut gerisini halledersin vs. gibi onerileri saglikli bulmuyorum. Adamin kafasinda bu var ve Besiktas'a gelmeden once de farkli birsey ortaya koymadi.

Buraya kadar hersey tutarli, forvet bazli hucum futbolu gercekci bulmadigim bir sistem olmasina ragmen camia bu yonde bir karar verdiyse bir itirazim olamaz. Bir tercih yapildi ve bu ugurda yatirima yonelindi.

Beni sinirlendiren sey eldeki malzemenin (para ve kadro) yanlis kullanilmasi. Iki ana baslikta ozetlersek:

1) Kadro planlamasi:

- Eli yuzu duzgun yerli sag bek gerekirken transferin takimin en iyi oldugu bolgelere yapilmasi affedilir sey degil. Ersnt ve Fernandes ayni anda hangi akla hizmeten yedek olabiliyor anlamiyorum. Ikisi de oynamaya hazir, ikisi de cok kaliteli futbolcu. Sahada 5 yabanci var ve sagbek Ekrem Dag, ki kendisi birinci tercih. Hilbert aciktan bozma ve beke mecburiyetten devsirildi. Fernandes'i IBB macinda joker olarak kullanmak icin almadigimizi umuyorum.
- 108 yillik tarihimizdeki en golcu yabanci oyuncunun ustune kuma getirmenin mantigi yok. Forvet hattinda alternatif gerekiyorsa bu ucuz ve genc bir yerli forvet olmali. Sag bek 10 ustunden 5 iken 8/10'luk forveti 8/10'la degistirmek, ustelik bunu yabanci oyuncuyla yapmak oldukca sacma.

2) Oyuncularin ekonomik kullanilmamasi:

- Bazi oyunculara ac gibi yukleniliyor. Ilk yari Q7 mac temposundan dolayi sakatlandi. Ersnt'in futbol hayatini bitirmek adina 30 mac oynatildi.

- Guti 34 yasinda (ki 24 yasinda da dinamo degildi) haftada 250 dakika futbol oynatiliyor, ustelik gobekte top kovalamasi gereken sayica eksik oldugumuz bolgede. Bu gidisle jubilesi 2 sene erkene alinacak.

- Nobre ise yarayacaksa Benitezvari bir sekilde pis isleri yapan rol oyuncusu olarak kullanilmali. Balcik zemin, sert ruzgar, asiri yagis, rakipten eksik kalma durumlarinda sahada gogus goguse carpismali. Zaten ilk yari dahi Besiktas'tan daha fazla kosan IBB karsisinda 10 kisi kalinca kullanilmayacaksa varliginin anlami pek yok.

Futbolda dusuk ihtimalli olaylarin gerceklesmesi mumkun. 9 kornere karsi ilk kornerde kaleci topu elinden kacirabilir (pozisyonda arka direkte adam olmamasi bence topu kacirmaktan daha buyuk gunah). Rakip 5 tane karsi karsiya kacirir, sonra Ersnt ve Necip girdikten sonra 25 metreden cakabilir. Bunlar oyunun parcasi. Macin elden gittigi gorulmesine ragmen 87. dakikaya kadar mudehale etmemek ise dupeduz hatadir.

Dayi'ya skor yuzunden kizmiyorum. Hatalarini tekrar etmesine de tahammul edebilirim. Olmayan ofsayt yuzunden saha kenarindan atilmasi ve kendi getirmedigi oyuncularla papaz olmasini mizacina verebilirim. Ariza oldugu bugun ogrenilen birsey degil, farkinda olunarak goreve getirildi. Bir sekilde 4-2-4 sonucuna varmis, transfer istemistir. Kadro olusmasindan itibaren 3. macti ve birlikte oynama aliskanligi kazanilmis degil.

Gozumde 2012 yazina kadar kredisi vardir ve yaptigi bariz hatalar bu sureyi azaltmayacaktir. Yapboz sinir bozucu ve bir teknik direktore butce ve kontrat verildiyse bunun sonunu gormek gerekir. Kaybedilen birsey yok, 2. devre baslayali Trabzonspor kupa disina itildi ve liderle fark 12'ye indi. Futbolculardan gol yediklerinde nasil sakin olmalarini bekliyorsak taraftar olarak kotu sonuclarda lif koparmamaliyiz.

Dayi'dan tek ricam oyuna mudehale etmek icin Godot'yu beklememesidir. Yoksa gelsin Chicago'da beraber seyredelim maclari. Karpuz da keserim.

27 Ocak 2011

Kupinho


Normal sartlarda kupa turnuvalari beni acmiyor. Ama bu sefer neredeyse her takip ettigim ligde aksiyon var.

Ingiltere'de yogun temponun arasinda FA ve Leauge Cup fazla geliyor. Bu sefer Arsenal yardirdigi ve Avarel Bendtner bile gol attigi icin mac kacirmamaya calisiyorum. Finalde rakip Birmingham. McLeish hoca'nin kadrosu kisitli ve gecen seneye gore ciddi dusus var. 5 sene sonra en azindan bir kupa almak mumkun. Man Utd'da zincirleme sakatlik olmazsa ligi goturecek kadro yapisi ve kazanma aliskanligi mevcut.

Ispanya'da el klasiko sayisini arttirmanin yolu super kupa ve kral kupasindan geciyor. Barca'nin herkesi besledigi ortamda Real Madrid de 1-0'larla giderek ayni basariyi daha az fuleyle yakaliyor. Pellegrini/Mourinho degisikligi artan cirkeflik disinda meyve vermise benzemiyor. Hala Madrid'i kopuk ve test edildiginde bozulabilir goruyorum. Takim parcalarinin toplami kadar oynuyor, ki bir teknik direktor icin gayet iyi bir nottur. Ama Mourinho cok daha fazlasini yapabilecegini defalarca gosterdi. Onun icin hala damgasini vurdugunu soyleyemecegim. Buyuk ihtimalle bu sene 6 adet klasiko oynanacak (2 lig, 2 kupa, 2 super kupa). Bir de CL'de karsilassalar tadindan yenmez.

Italya'da Inter - AC Milan eslesmesi mumkun. Leonardo'nun takima birsey verdiginden emin degilim, ama en azindan Benitez gibi mojo silme ozelligi yok. 3-5-2'ye karsi 4-4-2 25 senedir maglup ediliyor ve ayni hatayi bir haftada iki kez yapti. Kadro kalitesiyle 2. maci, o da penaltilarla, alabildi.

Turkiye'de FB esprileri de olmasa kupa hic onemsenmeyecek nerdeyse (en son kupa aldiklarinda ...... boslugu doldurunuz - Macaristan komunistti, Walkman yeni cikmisti vs.). Zaten mumkun olan en abuk eleme sistemi kupa surpriz faktorunu minimize ediyor. Bence tek mac uzerinden oynanmali ve her takim en alt seviyeden baslamali.

Maksimum ugursuz oldugum icin isteyken toplanti arasi seyrettigim bolumlerde gol yedik ve Ersan sakatlandi. Neyse ki Digiturkwebtv teknoloji yatirimi yapti ve 12 saat kadar canli yayini geri sarabiliyorum. Fenerbahce'nin Turkiye Kupasi kazandigi zamanlardaki gibi banttan seyrettim aksam eve gidince. Hatta gaza gelip ilk yariyi iki kere seyrettim.

Ismail'in fizikman katettigi ilerleme gozle goruluyor. Gogus goguse iyi carpisti ve temposunu mac sonuna kadar korudu. 80. dakikada hala Simao'ya koridor aciyordu ileri cikarak.

Nobre'nin son vurus, son pas, dogru kosu, gelisine sut, vs. meziyetleri olmadigi icin takimdaki fasulye oldugunu dusunuyorum. Ideal sartlarda oraya 25 yasinda bir Nihat (asla o duzeye geri gelemez artik bence) yakisirdi. Bobo pasaportu kaparsa kosu zekasi ve tek vuruslariyla orada cok verimli olabilir. Nobre'nin fizigi traktor gibi. Hiz dusuk, tork fazla. Ikincil forvetlerin Van der Vaart veya Del Piero gibi cabuk dusunen ve cabuk oynayan tipte olmasi taraftariyim. Nobre'de ikisi de yok ve oyun ici katilimi kisitli. O bolgede oynamasinin altinda salt pres gucu yatiyorsa bunu Ersnt, Fernandes, hatta Necip daha bile iyi yapabilir. Forvet hatti 2'li olacaksa birbirini tamamlamalilar, ayni cinsin iyisi ve siradanini oynatmak cok mantikli degil (Boksic - Del Piero, Crouch - VdV onceki ornek bazinda).

Yilin transfer piyangosu Ersan'in sakatlanmasi hakikaten rezalet oldu. Kendisini gelistirmesi, genc olmasi, gozu kara oynamasi ona sempati beslememi saglamisti. Yoklugunda gelisiminin firsat degerinin ustune bir de stoper bolgesinde fizik eksikligi eklendi. Toraman'la beraber oynayacak alternatifler (Aurelio, Sivok, Ferrari, hatta Necip) tandem boy ortalamasini 1.80 m'nin uzerine cikaramayacak. Bu durumda Almeida'nin takima eklenmesiyle kazandigimiz duran top gucu bir nebze eriyecek.

Cenk / Ismail - Sivok - Ferrari - Hilbert / Ernst - Guti - Fernandes / Simao - Bobo - Q7 sahane takim. 9 yabancili ve butun sakatlarin %100 formuna kavustugu bir 4-3-3 bana gore kadronun maksimumudur. Ayaklarimizi yere basip Dayi'nin gercekci 11'ini dusunursek (Sivok ve Ferrari'den verim alinamayan senaryo):

Cenk / Ismail - Aurelio - Toraman - Hilbert / Ernst - Guti / Simao - Almeida - Nobre - Q7'li 4-2-4'e kacan bir dizilis bekleyebiliriz.

Takimda 6 kisinin Portekizce konusmasi da ilginc bir ayrinti. Portekizce tercumaninin bademciklerine kuvvet. Zaten baslik da Portekizce'nin Brezilya sivesiyle Kupa demek (buyuk ihtimalle).

19 Ocak 2011

Jimi Hendrix - Woodstock '69

Isabella.

- Calmaya baslamadan once perde say.
- Disinle solo at.
- Cocukken sana verilen ilk gitar sagak oldugu icin telleri tersten takmaya alis (gitar bas asagi nitekim).

Bu Lucciano Pizzichini denen ufaklik da gelecegin Jimi'si.