Baba tarafim Izmir'li benim. 2006'da Fenerbahce'yi 3-2 yenip kupayi aldigimizda ben de tribundeydim. Oncesi, sonrasi ve uzatmada attigimiz golle gelen kupayla hakikaten cok keyifli bir gundu. Omrumun sonuna kadar da unutacagimi sanmiyorum. Bugun ise Izmir'den 10,000 km. ve 7 saat uzaktayim. Internetten seyretmeye calistim maci, ancak burada tam gunun ortasina, saat 13:00'a denk geldigi icin internet uzerinden ilk yarim saati canli, geri kalanini da aksam banttan seyredebildim. Gun boyunca staddaki babamla telefonda konusarak finalin tadini biraz da olsun almaya calistim. Mactan once ufaktan kafalar cekilmis, siyah-beyaz giyinilmis, stada erkenden gidilmis, mactan sonra da kupa sovu seyredilip Kordon'da corbalar icilip eve donulmustu. Onlar icin ne kadar sevindigimi kelimelerle anlatmam cok zor, ama icim de burkulmadi degil. Boyle gunlerde gercekten zor geliyor insana evden uzakta olmak. Arada bir karaliyoruz birseyler burada, girgirla karisik, ozledik diyoruz. Ama bugun bir kez daha gordum ki belki de en cok ozledigim sey babamla, amcamlarla formalari giyip meyhaneye gitmek, oradan cikip maci seyretmek, mactan sonra da Besiktas'ta ya da Kordon'da birseyler atistirip gecenin kritigini yaparak eve donmekmis.
Yer: Izmir Ataturk Stadyumu
Tarih: 13 Mayis 2009
Besiktas: Hakan, Ibrahim Toraman (46' Ibrahim Uzulmez), Gokhan, Sivok, Ekrem, Cisse, Ernst, Holosko, Yusuf (75' Ugur), Tello, Bobo (83' Nobre)
Fenerbahce: Volkan Babacan, Ali Bilgin, Gokhan Gonul, Lugano, Roberto Carlos, Selcuk, Emre (66' Deniz), Deivid, Ugur (52' Semih), Alex, Guiza
Aslinda macin net ozetini blogdas Sampi
No Tavsan, No Cry baslikli yazisinda gayet guzel bir sekilde anlatti. Ben biraz daha detaya inerek bugun oynanan futbolu onceki haftalarda yaptigimiz elestiriler penceresinden degerlendirmeye calisacagim.
Delgado Izmir'e gitmeyip, Nobre de tam olarak iyilesmeyince Besiktas'in kadrosu asagi yukari belli olmustu zaten. Tabii ki Mustafa Denizli'nin sapkadan tavsan cikarma aski sebebiyle kafamiz yine rahat degildi. Ancak 11'ler aciklandiginda gorduk ki Ibrahim Toraman'in sag beke, Ekrem'in de sol beke konmus olmasi disinda herkesin kafasindaki kadro sahadaydi. Denizli'nin ikinci yarinin basinda Ernst'in gelisiyle beraber takima oturttugu sistemi gectigimiz lig macinda biraz olsun degistirdiginden burada bahsetmistim. Ayni duzen bu macta da devam etti - Yusuf yine sol kanatta, sanilanin aksine Tello da en ucta oynayan Bobo'nun biraz arkasinda yer aldi.
Ankaraspor macinda bunun formsuz ve istikrarsiz Delgado'yu canlandirmak icin yapilmis bir degisiklik oldugunu dusunmustum. Ancak bugun gorduk ki Delgado'lu ya da Delgado'suz Besiktas'in yeni duzeni bu olacak. Denizli'nin bu oynamayla ne yapmaya calistigini tam olarak anlayamamis olsam da takimin iskeletine direk etki etmedigi icin cok buyuk bir problem oldugunu dusunmuyorum. Yine de Tello forvet arkasinda oynarken Yusuf'un sol kanatta adam kovalamasi bana hala mantikli gelmiyor. Yusuf sol kanattan iceri girerek de oynamadigi icin bu durumu blogda da sikca degindigim gunumuzun moda uygulamalarindan "ters ayakli oyunkurucularin kanatta oynatilmasi" ile de aciklayamiyorum Neyse cok da takilmamak lazim, cunku Denizli'nin aklindan neler gectigini cozmek gercekten guc. Sonucta onemli olan takimin oyun aklini olusturan Sivok, Cisse ve Ernst uclusu ile en onemli hucum silahi Holosko'nun ayni anda sahada olmasiydi. Bu gerceklesince Besiktas, benim gozumde otomatikman macin favorisi konumuna geldi. Sebeplerine tekrar girmeyecegim, onceki yazilardan herhangi birini okumaniz yeterli.
Maca gecelim... Oyunun hemen basinda Besiktas'in
10 gun onceki maglubiyetten onemli dersler cikardigi belli oldu. Inonu'de ne olmustu? Besiktas ileri uclusu Fenerbahce savunmasina on alanda baski kurmaya calismis, ancak Sivok'un on stoper olarak oynamasi ve Gokhan-Toraman onderligindeki savunmanin one cikip takim boyunu kisaltmamasi sonucu alan daraltilamamis, boyle olunca da Fenerbahce'ye kolay top yapma imkani taninmisti. Bu sefer ise Besiktas lig macinin aksine atak oynama zorunlulugu da olmadigi icin bilincli bir sekilde on alanda baski kurmayip pres hattini ortasahanin 10 metre ilerisine cekti. Savunma da Sivok onderliginde durmasi gereken yerde durdu ve Besiktas'in takim boyu 70 metreden 40-45 metreye indi. Boylece Fenerbahce kolay top yapamadi ve orta alanda kazanilan her top Bobo, Holosko ve Tello onderliginde bir kontraataga donustu. Macin hemen basinda kaleci Volkan'in hatasiyla golun bulunmus olmasi da Besiktas'in cok isine geldi. Ancak mac 1-1 iken de yarim saat boyunca ayni oyun plani sahaya kondugu icin bunun skordan bagimsiz bilincli bir taktik tercih oldugunu rahatlikla soyleyebiliyorum.
Onceki maclara gore sahaya konan bir baska taktiksel farklilik ise Deivid ve Ugur Boral uzerine uygulanan yarim adam markajiydi. Besiktas'in bekleri alisilandan cok daha onde oynadilar ve bu iki oyuncu kendi bolgelerinden iceri dogru her kat ettiginde kanatlarini bos birakmak pahasina dahi olsa onlari takip ettiler. Benim aklima takilan soru ise oyun plani bu iken neden stoper ozellikli Toraman'in forvet ozellikli Deivid ile degil de tam bir kanat oyuncusu olan Ugur Boral ile eslestigiydi. Yine de bu cag disi taktik, eslesmelerden bagimsiz olarak iki onemli riski de bunyesinde barindiriyordu. Bunlarin ilki ofansif Fenerbahce beklerinin hucuma cikmasi durumunda kanatlarda birakilan bosluklarin problem olusturacak olmasi, ikincisi de bir sekilde adam markajindan kurtulmayi basarabilen oyuncularin savunmayi dengesiz yakalayip buyuk tehlike yaratacak olmasiydi. Ilk probleme Mustafa Denizli kanat adamlari Yusuf ve Holosko'yu daha geride oynatip onlara Ali Bilgin ve Roberto Carlos'u takip ettirerek bir nevi cozum uretmisti. Ancak ikinci probleme oyunculari "adaminizi kacirmayin" diyerek tembihlemekten baska bir onlem alinamazdi, alinamadi da. Besiktas'in yedigi ilk golde de, Fenerbahce'nin ikinci yarida Semih'le kacirdigi net pozisyonda da Deivid'in Ekrem'i ekarte edisinin ve boylece savunmayi dengesiz yakalayisinin payi buyuktu.
Yenilen ilk gol demisken, Gokhan Zan'a deginmemek olmaz tabii ki. Yukaridaki pilot cekimde de gorulecegi uzere Gokhan yine ilginc bir hata yaparak savunmanin arkasina (!) atilan ters topta ofsayti yaklasik 15 metre ile bozmayi basardi. Bunca yildir mac seyrediyorum, cok samimiyetle soyleyebilirim ki boylesini en fazla bir ya da iki kere daha gormusumdur. O sirada aklindan neler gecitigini, ne dusundugunu gercekten cok merak ediyorum Gokhan'in. Ancak su kadarini soyleyeyim ki kendisinin Milli Takim stoperi olmasi ulke futbolumuz icin gercekten cok dusundurucu bir durum malesef. Oyuncularimiza genc takimlari gectim ust liglerde dahi hicbir temel defans egitimi verilmediginin kaniti ne yazik ki bu pozisyon. Ancak golde Sivok'un da ciddi bir hatasi oldugunu not duseyim. Savunma ne kadar dengesiz yakalanmis olursa olsun, orada arkadaki adam olarak Sivok'un onundeki Ekrem'e gore pozisyon alip Guiza'ya vurus yapacak sansi vermemesi gerekiyordu.
Ilk yarinin geri kalani kisir bir ortasaha mucadelesi seklinde gecti. Devreden akilda kalan diger notlar Hakan'in yaptigi uc guzel kurtaris, Bobo'nun 1-0'ken kacirdigi inanilmaz gol ve ortasahanin biraz onunden kazanilan faul atislarinin dahi Tello tarafindan ceza sahasina dolduruluyor olmasiydi. Belli ki Denizli takimin sahip oldugu boy avantajindan yararlanmayi amaclamisti ve buradan gol gelmediyse de bence cok dogru bir dusunceydi.
Ikinci yariya Besiktas, ilk yarida sari kart goren Ibrahim Toraman yerine Ibrahim Uzulmez ile basladi. Fenerbahce ise 52'de sol kanatta isteneni ortaya koyamayan Ugur Boral yerine Semih'i oyuna alarak forveri ikiledi. Besiktas yukarida bahsettigim oyun planini sahaya koymaya devam ediyor kazandigi toplarda hizli cikarak etkili olmaya calisiyordu. Yine boyle pozisyonlarin bir tanesinde Bobo Besiktas kariyerinde daha once hic yapmadigi birsey yapti ve yaklasik 20 metreden cok guzel bir sutla skoru 2-1'e getirdi. Golden sonra Fenerbahce 1-0'da oldugu gibi risk alarak Besiktas'in uzerine geldi ve boylece geride genis alanlar birakti. Birkac tehlikeli pozisyon da buldular ancak bunlardan yararlanamayinca Besiktas'in 3. golu bulmasi kacinilmazdi. Tello ile kacan iki pozisyondan sonra Yusuf'un Gokhan'dan kaptigi topta Bobo'nun kafa goluyle skor 3-1'e geldi ve mac da buyuk olcude sona erdi. Bundan sonra Yusuf'un yerine Ugur Inceman'i alarak ortasahayi guclendiren Besiktas geri cekildi ve Fenerbahce'yi beklemeye basladi. 80. dakikada da Holosko mac boyunca ortaya koydugu mucadelenin hakki olan guzel bir golle skoru 4-1'e getirdi ve boylece ust uste 5. macini da bos gecmemis oldu. Alex'in son dakikadaki penalti golu de skoru tayin etti.
Besiktas adina macin en iyileri Holosko, Bobo, ve Cisse-Ernst ikilisiydi. Hakan da 4 onemli pozisyon cikararak galibiyette buyuk rol oynadi.
10 gun once amacsiz eksik Fenerbahce ile Inonu'de oynanan lig maci ve bugun 1 aydir bu maca bilenen neredeyse tam kadro Fenerbahce ile tarafsiz sahada oynanan mac. Birinde husran, otekinde zafer. Iki resim arasindaki 3 farki bulmak cok zor olmasa gerek. Mevzuyu hala cozememis olan varsa cevaplar burada: Savunmada Sivok, ortasahada Cisse ve Delgado yerine Yusuf. Besiktas icin basarinin formulu en azindan bu sezon ozelinde bu kadar basit. Zaten haftalardir burada yaziyoruz, artik kontrollu deneyle de ispat edilmis oldu. Denizli'nin de sonunda ikna oldugunu ve bu saatten sonra bulunan dogrudan sasilmayacagini umuyorum.
Neticede bu macla Besiktas ilk hedefini gerceklestirmis oldu ve Turkiye Kupasi'ni son 4 sezonda 3. kez muzesine goturdu. Ayni zamanda bir derbi maci kazanarak ust duzey takimlara karsi yasadigi psikolojik problemi asma konusunda da onemli bir adim atti. Aglayan Yildirim Demiroren cirkini disinda da gayet guzel bir gece oldu camia adina. Bundan sonra ligde geriye kalan 3 mac ve cok onemli 2 puanlik bir avantaj var. Sivok'un yoklugunda Ankaragucu maci kayipsiz atlatilirsa yolun yarisindan fazlasinin gecilmis olacagini dusunuyorum.
Besiktas - Fenerbahce: 4-26' (1-0) Yusuf
27' (1-1) Guiza
56' (2-1) Bobo
73' (3-1) Bobo
80' (4-1) Holosko
90' (4-2) Alex
2008-09 Fortis Turkiye Kupasi Sampiyonu Besiktas