31 Aralık 2009

Top Gear Sezon 14 Bolum 6 - Bolivya Ozel Etabi


Gencken kampuste kaldigim daireye Turk cemaati olarak canak anten takmistik mac seyredebilmek icin. O zamanlar DigiturkwebTV falan yok tabii. Othello onderliginde bir avuc Turk apacinin pantolonlari cikarip Kurtlar Vadisi seyretmesine maruz kalmam hayattaki vardigim en dip noktadir hatta. Neyse, o dizinin dandik olmasini gectim, dizi konseptine bile kilim. Haftanin bir gunu, bir saati boyunca ici reklam dolu gereksiz uzatilmis TV tuketim urununu seyretmek cazip gelmiyor. Kisacasi en sevdiginiz diziye gozumu kirpmadan laf sokabilirim. Ornegin Lost adam degil, Seinfeld'in karakterine lafim yok ama icten pazarlikli ve kisiliksiz diyebilirim. Anladigim kadariyla Turk dizi piyasasi da cosmus bu aralar. Canim durum cektiginde gittigim Lubnan'li restoranin gobekli kel sahibi Arapca dublajla Turk dizisi seyrediyordu dizustu bilgisayarindan, agzim acik kaldi (dizinin Turk oldugunu plakalardan anladim, cok sukur oyunculari falan tanimiyordum). Oha dedim kultur emperyalistiyiz galiba.

Neyse, su anda yeni bolumlerinin yayinlanmasini ac gibi bekledigim tek TV programi Top Gear. Uc tane orta yasli araba tutkunu Ingiliz'in BBC icin yaptigi sahane bir dizimsi. Produksiyon ve detaylarlara inanilmaz onem vererek cekiliyor. Sunucularin kimyasi ve esprituelligi yardiriyor. Otomotivle uzaktan yakindan alakasi olmayan Robcan'la oturup seyredebiliyoruz mesela. Cocuk o kadar ilgisiz ki ailesinin kendisine aldigi Hyundai Sonata'yi direksiyonda H yazdigi icin Honda zannetmis 2 sene boyunca.

Top Gear'in muthis bir ozel etap konsepti var. Bunlar genelde yaris seklinde geciyor. Mesela Italya-Ingiltere bolumunde Richard Hammond ve James May ucakla seyehat ederken Jeremy Clarkson Bugatti Veyron'la yardirmisti. Tren vs. Ferrari 612 Scaglietti, Gemi vs. Mercedes SLR gibi fantastik eslesmeler oldu. Amerika, Japonya, Vietnam ve Afrika'da aldiklari ucuz araclarla A noktasindan B noktasina ulasma cabasini defalarca seyrettim.


14. sezon biraz sonuk gecerken bombayi 6. bolumde patlattilar: Guney Amerika ozel etabi. Bolivya'da internetten gormeden aldiklari uc kulusturle Amazon'lari ve And daglarini asip Sili'de kiyiya varmak amac. YouTube'dan linkleri 8 parca halinde veriyorum, seyredin eglenin. Tek celsede seyretmek isterseniz www.finalgear.com'dan torrentini bulabilirsiniz. Finalgear cok buyuk bir camia oldugu icin butun gecmis bolumleri de indirebilirsiniz.

1: http://www.youtube.com/watch?v=E8ROoNBuX04&feature=related
2: http://www.youtube.com/watch?v=bLtlSow-rEs&feature=related
3: http://www.youtube.com/watch?v=mM5RruxKuQY&feature=related
4: http://www.youtube.com/watch?v=FEN8i3X9ai8&feature=related
5: http://www.youtube.com/watch?v=FSSbK-uCBtw&feature=related
6: http://www.youtube.com/watch?v=GhwBx8ED1Ko&feature=related
7: http://www.youtube.com/watch?v=8Ek9BvqjlDY&feature=related
8: http://www.youtube.com/watch?v=6-6J7Sjj9JE&feature=related

28 Aralık 2009

Cahil the Return: Yerlesim Hatalari

Blogu bir sureligine nadasa birakmistik. Umuyorum ki Redmancan izinden donunce toparlar, ben de onu bahane edip yavsaklik yapmam daha fazla.

Gokhan Zan gittiginden beri uzulerek yaptigim yerlesim hatalari serisini birakmistim (ornek 1, ornek 2). Kendisi GS'de buna benzer birkac hata yapip Rijkaard'in sonunu getirmeye calistiysa da herzamanki gibi sakatlanarak hastaneden maas almaya devam ediyor. Onun yerini Ekrem Dag ve Ibrahim Toraman doldurmaya calisiyor zannediyorum.



Bursaspor macinin ilk 15 dakikasini seyrettikten sonra futboldan soguyup taseronun verdigi yemege katilma karari verdim. O havada, o sahada ancak doldur bosalt oynanabilirdi. Top surulemiyor, pas atilamiyordu. Tamamen izbandutluga dayali, Nobre'lik bir oyun vardi. Kendime ve zamanima olan saygimdan dolayi asagida resmi gorunen lamb chop'lardan yemegi tercih ettim. Gene & Georgetti eski paranin gittigi monser bir mekan. Cok racon yer ve ete duyduklari saygiya hastayim. Ornegin pirzolanin yanina patates, ispanak, vs. gibi ikincil onemde olan seyleri ayri tabakta getiriyorlar ki ete zeval gelmesin.



Santiyeye geri dondugumde baktim ki Ferrari cikmis ve Yusuf girmis. Geri 4'lude iki tane tahta ayak ve yagmurlu havada fasulyeyle geri yigilip uzun top karsilamaya calisiyoruz. Takim surekli dizilis hatasi yapiyor derken iki tane yiyiverdik. Macin tamamini internetten bulamadigim icin golleri www.ligtv.com.tr'den araklayarak bir analiz girisiminde bulunalim bakalim.

Bursaspor'un 1. golu:

Bu pozisyonda Ferrari oyunda. Uzulmez pozisyon icinde gecilmis, onun yerine Ekrem adam kovaliyor. Alani ise Fink kapatiyor. Tamamlayici rolde Ernst ceza yayiyni almis. Defans ip gibi dizilmis, on direk/arka direk forvetleri parsellenmis. Bursaspor ceza alanina ekstra kosu yapan adamini sokarak golu buluyor. Yani bu golu BJK yemiyor, Bursa atiyor ve helal olsunu hakediyor. Ust duzey takimlarda ekstra kosuyu sag acigin kapamasi lazim, eger bu gol engellenecekse fazladan organizasyonel guzellik yapmaniz gerekir kisaca. BJK henuz o seviyede degil ve aciklari oldukca formsuz bir sezon geciriyor.



Bursaspor'un 2. golu:

Geliyorum diyen gol. Asagidaki dizilise bakalim. 4-5-1 turevi oynuyoruz kagit ustunde. Topa basmasi gereken adam uc forvet zannediyorum CM'de free role'un ne oldugunu gostermeye calisiyor. Nobre girince takimin safti kayiyor, asimetrik sacmasapan bir dizilise burunuyoruz. Burda suc Nobre'nin degil, onu oyuna sokunca siradan bir 4-4-2 oynatmayan hocanin. Topa basan adam sag acik Tello, Ekrem'in yerinde olmasi gereken adam. Ekrem sag bekliginden bikmis olacak ki akinci gibi ileri cikmis arkasinda Van Golu kadar bir bosluk birakarak. Almanlara nazar degmesin, tam olmalari gereken yerdeler.


Sivok rakip stoperle kafaya cikiyor (Ertugrul Saglam'in Daum kokulu mac ici cozumu, Alpay ve Luciano'yu andirdi bana) . Geri 4'lunun olmasi gereken yer X'lerle gosteriliyor. Ofsayt cizgisi kirmizi centik. Kaleden uzak, Allah'a yakin olmasini temenni ettigimiz Ibrahim Toraman yerini kaybedip takimin boyunu 5 metre uzatiyor. Sag bek Ekrem ekranda degil. Mac boyu kanattan iki tane top tasisin ve savassin diye joker olarak oynatilan adamin teknik bilgisi bu kadar iste. Ortalama bir oyuncudan 2 km fazla kosup pas hatalariyla takim arkadaslarina 5 km ekstra kosu maliyeti getirir kendisi. Bir nevi Alex'in ussu biri. Ergic kosusunu surdurup sahane vuruyor. Defansta bir kisinin kayiplarda olmasi herkesin dengesini bozuyor, futbol bu kadar basit bazen. Buyuk ihtimal Ekrem kaybolmasa Toraman Sivok'un solundaki alanini kaplamaya devam edecekti. Tipik bir yenilen gol, atilan degil.


Bursaspor'un 3. golu:

Yenilen gollere baska bir ornek. Yari alanimizin ortasindan duran top kullandirtiyoruz. Top uzaklasmadan kontratak yemek bir Ekrem Dag mucizesi olsa gerek. Ozellikle gecen seneki Turkiye Kupasi macinda Ali Bilgin'in Holosko'ya yaptigi Fatih Urek markaji taklidine bayildim. Sayesinde stoper kanada acilmak zorunda kaldi ve Zapo bos kafayi vurdu. Abartili sevinse de haketti adam. Ayagina git, bonservis ver, esini ikna et, kontrat yap, gorev verdigin her mac tatminkar performans gostersin, sonra da kapiyi goster zorla. Bu da Demiroren ve transfer politikasina kapak olsun. Ligin ilk yarisinda 7.5 m Euro'luk Tabata mi daha faydali oldu yoksa parasini zaten gomdugumuz Zapo mu? Ferrari veya Sivok olmayinca Toraman cahiline kalacak kadar sig bir stoper kadrosuyla uc kulvarda mucadele etmek ne kadar gercekci? Zapo Kalsin demistik aylar once aynen bu nedenle. Ayni sey orta saha icin de gecerli. Devrenin sonlarina dogru 3 derbi, 5 CL dahil olmak uzere maksimum maca cikan Ernst'in dususe gececegini gormek icin dahi olmaya gerek yok. Mustafa Denizli'nin rotasyondan anladigi ileri 4'luyu corba yapmak anlasilan, takimin esas oglanlarini korumak degil.


2. yari Bursaspor ve Kayserispor buyuk ihtimalle yine bu kadar puan alacaktir. Ancak uc buyukler, ozellikle BJK, azalan Avrupa Kupasi maclari nedeniyle haftada bir mac programiyla 2. yarida 40 puan barajini gececeklerdir.

Rijkaard'i elestirenler GS'nin 30 kusur maca ciktigi bir yarinin ardindan sampiyonluk mucedelesinden kopmadigi icin ASY'de deve kesilmesi gerektigini ne zaman anlayacak merak ediyorum.

Not: Basligin hatali olmasi cehalete bir vurgudur, laf yemeden once soyleyim.

10 Aralık 2009

Kazmalik vs. Pragmatizm: Adam Adama Savunma


Mustafa Denizli'nin 1988 model 4 eslesmeli adam adama savunmasi dogal olarak cok elestiri aldi (mesela surda ve burda, hatta orda). Ozellikle bekleri aciklara yapistirmak, onlarin alan degistirdigi zaman savunmada yapay bosluklara neden oluyor. Redman ve Arsene Wenger gibileri adam adama savunmayi her ne sart olursa olsun lanetliyor ve geri kalmis buluyor. Ben ise pragmatik olarak dozaji ayarlandiginda efektif buluyorum ve yerine gore gecerli oldugunu dusunuyorum.

Tek bir kisinin oyun zekasina dayali takimlara karsi kullanildiginda basarili sonuclar alinabiliyor. Ornegin Barcelona'yi 3-0 yendigimiz macta Erman Guracar'in Rivaldo'dan uc calim yiyip, 4. kere yetisip topla beraber taca ciktiklarini hatirliyorum. Eger takiminizda hucum yonunden feda edebileceginiz bir takoz varsa, rakibiniz de Rivaldo ve ekurileriyse, savunmanin diger taslariyla oynamadan cicegin kafasina bocekle vurabilirsiniz. Neticede Emmanuel Petit ve Gerard'dan yogabonito olmayacagi belli, Reiziger neanderthal'inden gelecek hayir da Allah'tan gelsin.

Bir kisinin basina coreklenmis 10 apaci modeliyle oynayan takimlara ornek olarak Maradona'nin Napoli'sini (Careca haric) veya Alex'in FB'sini (Emre haric) gosterebiliriz. Sonucta asist + gol sayisinin oynadigi mactan fazla olan adamlar ve Kazim Colin Kazim Kazim Richards Kazim'in sonuca gidecek hareket sayisi farkli oluyor. Ancak rakipte Ibra, Messi, Iniesta, Xavi, Henry, Dani Alves varsa (veya Krasic, Dzagoev, Aldonin, Necid gibi suratli ve topla hasir nesir adamlar) adam degil baska birseyi tutarsiniz.

Adam adama'nin bence ideal formati 3-5-2'de bir ortasaha oyuncusunun feda edilmesidir. Boylelikle geri 3'lunun kimyasiyla oynanmaz. Forvette iki kisi tutup rakip savunmayi cikartmazsiniz. Ortasaha da tek kisiye kalmaz. Dezavantaji kanatlardan yardirma sansiniz dusuk olur cunku Lucescu'nun deyimiyle 5'linin kanatlari enerjilerini %70 savunma - %30 hucumla degerlendirmelidir. Eger amaci rakibi kitleyip kader kismetle bir gol sikistirmaksa (CSKA maci aynen boyle bir macti, Wolfsburg'dan gelecek habere gore yenmek zorunda kalabilirlerdi) o zaman bu tip bir anlayis benimsenebilir.

Savunma duzeni hikayesiyle ilgili Denizli'ye en cok istikrar konusunda elestirim var. Futbolda 2 X 2'nin 4 ettigi kanitlanmis nadir hipotezlerden biri surekli ayni kadroyla, ayni taktikle, ayni diyetle, ayni masorle calisirsaniz basarili olma sansinizin arttigidir. Harry Redknapp'in Portsmouth'u, Martin Oneill'in Aston Villa'si, lokal olarak Bulent Uygun'un Sivasspor'u ve Ertugrul Saglam + Tolunay Kafkas'in Kayserispor'u bilesenlerinin toplamindan daha fazla katma deger yaratmistir. Mustafa Denizli takimin basina geleli 1 seneyi gecti. Takimin yarisini bizzat transfer etti. Biri kis olmak uzere iki kere takimla kamp donemi gecirdi. Ama hala taktiksel butunluk saglanmis degil. Butun sezon demode adam savunmasi oynatsa onun bile kendi icinde tutarli bir tarafi var (Riza Calimbay). Ancak savunma 13 mac alan, 3 mac adam olunca hoca ve kadro istikrarinin ekmegini yiyemiyoruz. 3 aylik Rijkaard'in ince ayar disinda ortaya koydugu bir sablon var. Sezon sonuna kadar 3'lu veya adam adama oynamayacagina bahse girerim. Gelecek sene medya kovdurtmayi basarmazsa Rijkaard'in 2. senesi olacak. Mustafa Denizli'nin ise 3. ilk senesi.

Mustafa Denizli'ye cesitli nedenlerden dolayi saygim cok. Ornegin sayesinde lonso'nun cok konusmasina maruz kalmiyorum. Sampiyonluk macinda Ibrahim Uzulmez'e yaptigi jest benim icin 22 kupa degerinde. Onun icin kovalim, asalim, keselim demeye dilim varmiyor. Umuyorum ki yeni baskanla farkli bir gorevle kulup icinde kalir, kalmayacaksa da ciceklerle ugurlanir. Ama artik surprizlerden bezdim. Sezon basi ortaya koydugu sistemi inkar etmesini sindiremedim pek. Fink takintisini falan anlayamiyorum mesela, takimin en komple oyuncusu olmasina ragmen (CM diliyle butun ozellikleri 12) galibiyet hamlesi olarak kenara alinmasi absurd.

1 Aralikta soyle yazmisim:
- "Denizli'nin kafasinda ne olup bitiyor kendi de bilmiyor. Nobre'yi 10 mac ust uste hedef santrafor oynatip Toraman'i tekrar on stoper yapabilir, onun icin kendisine pek guvenemiyorum."

4 Aralik'ta hedef santrafor Nobre, sol acik Bobo'ydu.
8 Aralik'ta on stoper Toraman.

WTF?

6 Aralık 2009

Ozledik Be Abi - Amerika Deplasmani

"Bu adama ne oldu?" diyenler vardir diye yaziyorum...


Sampi ile soyunma odasinda yumruklastigimiz ve bunun uzerine benim blogu terk ettigim soylentileri tamamen dedikodudur. Insanlar nereden cikariyor boyle seyleri, anlamak mumkun degil! 

Saka bir yana, blogun ilk yazisinda buradaki durumumuzu aciklamis, deplasmana "diploma ve diplomalar icin" geldigimizi soylemistik. Ben de su isi yapmisken, tam yapayim, ikinci masteri da aradan cikarayim dusuncesiyle Emory University'nin isletme bolumu Goizueta Business School'da MBA'e basladim bu donem. Zaten ortalamanin uzerinde calisan bir adamken, bir de aksam dersleri, odevler, sunumlar, sinavlar deyince dogal olarak hobilerimin tamami arka plana atildi. Yazmayi gectim, maclari seyretmeye ancak zamanim oluyor bu aralar - ki son 10 senede toplam 3-4 mactan fazlasini kacirmamis olan ben, DigiTurk'teki banttan yayinlara ve DVR'ima abone olmus durumdayim. Hayatta hicbirseyi "biraz" yapamamis birisi olarak haftada 1-2 yazi yazmayi da basaramadim bu donemde. Anlayacaginiz, ya hep ya hic.


Yukaridaki harita hayatimin gundelik seyrini gayet guzel ozetliyor. Ev-Santiye arasi asagi yukari 100 km. Normal bir is gunu sabah 6'da baslayip aksam 5'te bitiyor, yani okul olmayan gunler 14, okul olanlar 18 saat civari...

Her neyse, onumuzdeki hafta final haftasi, Sampi'ye soz verdigim gibi Cumartesi'den itibaren yesil sahalara donmeyi planliyorum. Gectigimiz 3 ayda yazilacak cok sey birikti hakikaten.

Not: 19 Aralik'ta tatil icin Turkiye'ye geliyorum. Ufak bir bulusma ayarlayip, internet uzerinden dost oldugumuz blogdaslarla gercek anlamda tanismak, klavyeleri aradan kaldirmak gibi bir planim var. Aklima ilk gelen 22 Aralik'taki Manisaspor-Besiktas maci - Besiktas'ta bir yerlerde mac seyredilip yemek yenebilir mesela. Gelmek isteyenler yorum bolumune not duserlerse programi buradan halledebiliriz.

Hakikaten cok ozledim be abi!

Toplu Regl Spazmi


11 kisi kapan, faullerle rakibi yildir, futbolu katlet, vs. bunlar oyunun icinde ve kabulumdur. Ama su yalandan sakatliklar ve zaman gecirmenin cezasiz kalmasindan tiksiniyorum. Diyarbakirspor'lu futbolcular macin son 10 dakikasinda patir patir yere yatmaya basladi. Cap dusmani hakem buna izin verdigi muddetce daha da yuz bulup ikiser ucer mantarladilar. Kramp olsa kaslari sertlesir, anlasilir. Acilari ondan olmadigina gore benim teorim beraber cok fazla zaman gecirmelerinden mutevekkil regl donemlerinin koordine olmasi. TV'den yayinlanan maclarda (asagi yukari ayda bire denk geliyor) 80 ile 90. dakikalar arasi hep beraber yumurtluyorlar zannediyorum. Hakemin kalitesi 5 cm'lik ofsaytlarla, tartismali penalti yorumlariyla degil bu durumlarda futbolu nasil koruduguyla olculur. Avrupa'da aleni yalanla zaman gecirmenin cezasi sari karttan baslar. Oyundan sedyeyle cikan oyuncunun inatla 5 dk kadar kenarda birakilmasi gibi yaptirimlar uygulanir. Ustune oyun adabiyla uzatilir ki 90 dakikalik seyir hakkinin irzina gecilmesin.

Mac kadrosunda Nobre'yi gorunce sevindim aslinda, cunku bu demektir ki Mustafa Denizli Bobo'yu CSKA macina sakladi. Nobre kendi kapasitesi dahilinde ortalama bir oyun oynadi. Uc bes hava topu almasi disinda hucumsal bir kara delikti. Yavas dusunuyor, yavas karar veriyor, yavas hareket ediyor. Hamle yapana kadar kucagindaki top %50/%50'lik mucadeleye donusuyor. Erdinc'i sakatladigi pozisyonda topu ayagindan cikarana kadar Japonya'ya yaz geldi.

Fanteziden uzak, direncli ortasahali kadroyla maci koparacagimizi tahmin etmistim ilerideki on stopere ragmen. Ozellikle Fink rakip yari alanda serseri toplari kapip suratle oyuna soktugundan seri sekilde Diyarbakirspor ceza alanina girebildik. Fink'e odenen ucreti cok bulanlar biraz haksizlik yapiyor bence. Almanya'da 1 m Euro civari alan adami ulke degistirmesi icin ikna etmek istiyorsaniz bundan fazlasini onermek zorundasiniz. Ornegin ben su an deplasmandaysam Chi-town'un kara kasi kara gozu icin degil, duygusal nedenlerden. Yoksa manyak miyim ailemden, arkadaslarimdan ve lahmacundan ayri kalayim?

Ismail ve Ibrahim Kas'in bindirmeleriyle basarili bir sekilde ileride cogaldik, ustelik arkada Ernst'i birakarak kontra tehlikesi de yasamadik. Tek eksik topun cizgiyi gecmemesiydi, onu da istatiksel cenabetlige vermek lazim. TS deplasmaninda ceza alanina girmeden maci almanin karsiligi olarak bu macta butun toplar kaleciyi buldu. Bunlar can egrisinin uc noktalaridir, onemli olan kamburun nerede oldugudur.

Sahsen Fink cikana kadarki tempolu ve bilincli oyundan cok memnun kaldim. Sacma puan kayiplari yasanir, futbolun dogrularini istikrarli ve uzun vadeli olarak sergiledikten sonra tolere edilebilir. Fink'in cikmasiyla ortasahada olusan vakumdan Diyarbakirspor bayagi ekmek yedi. Milimlik ofsayti vermese yan hakem maksimum puanla donebilirlerdi evlerine. Daha once bu blogda cok defa yazildigi gibi tahta ayaklarin orta alanin gobegine cakilmasi (Ekrem Dag'in Ibrahim Kas'in onune veremedigi pas astigmatimi arttirdi) oyun hakimiyetinin kaybina neden oluyor. Bir diger taktiksel hata ise Nobre'nin onsekizden kacarak oynamasi. Surekli geri gelerek Fatih Urek verkaclari yapinca penalti noktasi civarinda son vurus yapacak adam kalmiyor. Gerci son vurusu yapacak adam Nobre olunca iskalamasi veya yerden etkisiz tepiklemesi buyuk ihtimal ama olsun, en azindan denemek lazim. Bobo 15 dakika oynarmis gibi yapmasina ragmen maci az kalsin bitiriyordu, kismet olmadi.

Nihat butun sezon oldugu gibi takimin kangreni. Cok pahali transferin karsiligi asiri baski oluyor. 3.5 m Euro alan adam her hafta 3.5 gol atmali gibi bir beklenti olusuyor. Sezon oncesi kampini Burdur'daki pembe tezkere mekaninda yapmasa veriminin cok daha yuksek olacagini dusunuyorum. Denizli'nin onu koruma gayesiyle isindira isindira rol vermesi bana gore daha uygun olurdu. Atesin icine atarak yipranmasina sebep oluyor. Antitez olarak denize dusmeyen yuzmeyi ogrenemez diyebilirsiniz, onun icin Denizli'ye cok da kizamiyorum bu konuda. Sonucta oynata oynata kazanmaya calismak da bir metoddur, pek isledigini soyleyemesem de. Nihat'in gol kacirdigindaki surati uzucuydu, cunku kendisine karsi hayal kirikliginin icten oldugunu hissettim. Oyundan cikarken isliklanmasaydi keske. 2. yariya ciddi hazirlanip kendine guvenini kazanirsa BJK'nin sene sonu lig siralamasini dogrudan etkileyebilir.

Seyircinin seviyesizlik yapmayip Diyarbakirspor'a karsi irkci hareketlerde bulunmamasi iyi guzel de, irkcilik yapmadi diye bir grubu tebrik etmek biraz vahim degil mi? Resmen olay cikmadi diye seviniyor, BJK taraftari farkli diyoruz. Bu vesileyle Tabata'ya 7.5 m Euro sayanlari Kenan Evren'e beslememesi temennisiyle havale ediyorum.

1 Aralık 2009

Sezon Oncesi Plana Donus

4. hafta sonunda, GS macindan once Denizli'nin inandigim bir yolda oldugunu belirtmistim. Sonra beni ofsayta dusurerek olusturmaya calistigi rijid iskeletli kontra takimini orta sahaya kazma dikerek ve yalandan santraforlar oynatarak sabote edecegini bilemedim tabii. ASY faciasi, akabinde %42 topa sahip olma oranli Kasimpasa maci gibi felaketler atlatti takim.

4 Eylul'de sunlari yazmisim:

- "Gecen sene sonuc alan igrenc, iskeletsiz, akilsiz futbol yerine Mustafa Denizli yeni bir model ortaya koyuyor. Yeni sablon tamamen ust seviye maclara yonelik. Hedef kuskusuz CL'de favori kafasi yarmak."

- "(BJK) kendi yari alanina cekilip oyunu sikistirabiliyor. En son Lucescu doneminde gordugumuz ve sahsen ozledigim bir ozellik. Top kapilinca dikine oynaniyor ve oyun hizlandiriliyor. Gayet modern bir yaklasim, kontraya dayali direncli futbol."


- "Sablon oturacak, takim meyve verecek. 4 lig macinda 1 gol yiyen takimda isik vardir. Enseyi karartmayalim."

Su an itibariyle kadrosunu esitlikci kullanan, sahane bir seri yakalamis bir BJK var. Efsunlu TS maci ve Gokhan Gonul'un penaltisinin atlanmasi (seyretmedim ama herkes penalti diyor), Denizli'nin futbolun basit gerekliliklerini uygulamasiyla birlesince takim potansiyelini yansitmaya basladi. En onemlisi Old Trafford'daki oyun anlayisiyla Sivas deplasmani ortustu. Hem dizilis, hem de kontrataga dayali - Mourinho Chelsea'sinin en ust duzeyini oynadigi- oyun sistemi ortaya konmakta. Sivas karsisinda %50'lik topla oynama oraniyla 9'a 2'lik bir gol pozisyonu ustunlugu yakalamak bu sistemin bir getirisidir. Su anda ayagi top yapan iskelet 4-5 pasla rakip ceza alanina kadar gelebiliyor. Bitirici Bobo olunca da skora centik atiliyor.

BJK'dan rakiplerini pas manyagi yapmasini beklemiyorum. Arkada Isvicre peyniri defansla 7-3 kazanmak da cazip gelmiyor. Arkayi tut, set defansi oturt, alan daralt. Kontrayla efektif hucuma cik, bilegi yumusak, kosu zamanlamasini ayarlayabilen forvet ve onu besleyebilen yaratici oyuncularla sonuca git. Bu hem sampiyonluk, hem Avrupa'da basari icin bir formuldur.

Denizli'nin kafasinda ne olup bitiyor kendi de bilmiyor. Nobre'yi 10 mac ust uste hedef santrafor oynatip Toraman'i tekrar on stoper yapabilir, onun icin kendisine pek guvenemiyorum. Erken oten horozu yaraladilar simdiden, onun icin temkinli olmak lazim. Ama hoca boyle devam edip tavsanlarla istikrarin getirilerini sifirlamayacaksa, kadroda istikrar, sistemde istikrar, hocada istikrar diyorum. Lig su andaki puan siralamasiyla bitip 2. olsak bile benim inancim bu sablonun getirilerinin sampiyonlugun kacirilmasinin dezavantajlarindan agir bastigidir.

Istikrar olmamasi gereken tek yer yonetim. Gonul isterdi ki Murat Aksu'da Bobo'yu Turk yapma ihtimali disinda bir isik olsun. Kafatascilik gibi olmasin ama kup kafalilardan cacik olmaz, benden soylemesi.

Taraftarin Wolfsburg karsisinda 3-0 yenikken yonetime yaptigi protesto ayni oranda FB macinda 3-0 galipken yapilmazsa anlamini yitirir. Tabelaya bak, yonetime salla metodu hic saglikli degil. Puan tablosunun bazi seylerin ustunu ortmesine izin vermemek gerekir.