3 Eylül 2010

Ferrari Her Takimin Topcusu. Inanmazsaniz Bruce Lee'ye Sorun.


Cesitli bloglarda ve gazetelerde Ferrari'nin acik alan oyuncusu olmadigi uzere yazilar okudum. Bunlardan bir tanesi Noatcan tarafindan yazildi ve Sivok tipi cevik bir stoper alinmasi tavsiye edildi. Yorum olarak karsi arguman yapmak bir yaziyi doguracagindan yaniti posta cevirmek en mantiklisi saniyorum.

Birincisi pozisyon bilinci ve nerede duracagini bilmek, ne zaman ofsayta dusurmek icin kosu yapilmasi gerektiginin farkinda olmak her turlu suratten yegdir benim gozumde. Ofsayt kurali futbolun mahalle kavgasindan alanin nasil paylasilacagina dair teknik bir bilime donusmesinin temelidir. Eger ornekleyecek olursak Bruce Lee'nin Enter The Dragon filminde tekneyle turnuvaya giderken dovusmeden dovustugu ve yendigi sahneyi ele alabiliriz. Kendisinden cusseli bir adam teknigin ne diye sordugunda savasmadan kazanmak diye cevapladiginda duelloya davet edilir. Su kiyida kapisalim, sandala atla der. Eleman sandala girdiginde ipi cozer ve gemide kalarak rakibini maymuna cevirir. Noat'in Kore More bir East Asian Studies takintisi oldugundan (yine bir Othello cumlesi, Asyali bayanlara yazmak minvalinde) belki bu karsilastirma daha ikna edici olur :)

Pratikte orta sahasiz oynadigimiz IBB macinda defansla rakip takimin surekli yuzyuze oynamasini ele alabiliriz. Asiri risk alindi ve hata payinin sifir oldugu bir defans kurgusuyla IBB defalarca gostere gostere ofsayta dusuruldu. Cogunda son adamla forvet arasinda 1 m'den az mesafe vardi. Bu tamamen defans FQ'sunun yuksek duzeyde olmasiyla alakali. Ustelik sag bek Erhan Guven hem top hem yerini kaybederken yapildi. Bir mac sonra Emenike gibi kosu zamanlamasini pek beceremeyen ve yaratici pas atamayan Karabuk ise bir elin parmaklari kadar ofsayta dustu. Cogu zaman Emenike'yle bire bir kalan Toraman deparlarda yenildi ve yeterince kalin olmadigindan fizigiyle rakibini bozamadi. Ozellikle bir pozisyonda defans premature bir sekilde top atilmadan cok once ileri cikarak komik duruma dustu. Topu suren kisi bir kisiyi gecse kaleciyle karsi karsiya kalabilirdi.

Ikinci olarak bakilmasi gereken sey stoper uyumu. Sivok, Zapo ve Toraman asagi yukari ayni tipte, orta boylu, orta derecede kafa vuran, orta sertlikte stoperler. Yetenek olarak da bastan sonra siraladim ve bu yetenege gore savrukluk yapabiliyorlar. Ozellikle beraber oynadiklarinda telasli halleri daha da fazla siritiyor. Benim idealimde stoperler birbirini tamamlamali, birinin eksikligini oburunun fazlaligi gidermeli. Ferrari'nin futbol akliyla Sivok'un cabuklugu mevcut duzende her turlu senaryoya uygun. Defansin cizdigi setin yerini Ferrari ayarlarken ters toplara Sivok yetisebilir, Ferrari onun liberolugu arkaya sarkarak yapabilir. Geriye gomuldugumuz zaman vucudunu cok iyi kullanan Ferrari zaten yildizlasiyor, Sivok da minimum unforced error yaparak kale onunu mukemmel sekilde dolduruyor. Zorluk derecesi yuksek maclari bu formatta, asagi yukari gecen seneki sablonda oynayacagimizi hatirlatirim. Eminim ki Dayi Kadikoy deplasmaninda savunmayi 45 m'de kurup Alex'i asist krali yapmamaya ozen gosterir.

Ferrari-Zapo ikilisi ayni seviyede olmasa da lig icin fazla bile. Toraman'in neden stoperde olmamasi gerektigi defalarca kanitlandi. Cabaliyor, Cannavaro fizigi var anladik ama hata kaldirmayan bir yerde oynamak icin malesef teknik yetenekleri yetersiz. Sag bekte top iskalama hakki olur, cok da faydali olur.

Ferrari bu kadar muthisse neden Besiktas'ta oynuyorun cevabi Everton'daki performansidir. Ingiltere gibi topun cok hizli oynandigi ve neredeyse her mac birkac kisinin 10 km'den fazla kostugu ligde oynayacak kadar temposu ve surati yok. Italya'da CL kalibresindeki takimlarda oynayabildiyse burada ligin yapisinin onemi buyuk. Turk Ligi de karakter olarak en cok Serie A'ya benziyor. Bu acidan Roma kucuk takimlarla oynarken defans yine orta cizgiye yakin kurulmustur ama oyun daha yavas oynandigi icin bu tolere edilebilir.

Her turlu opsiyonu alternatifiyle karsilastirarak degerlendirmemiz gerekir. Ferrari'nin kosanini bulmaya calissak bu Puyol, Terry, Nesta'nin Lazio zamanlarina denk gelir ki maliyet takimi satmayi gerektirir. Sivok ve turevlerini ariyorsak asagi yukari Zapo'dan bahsediyoruz ki zaten elde bir adet var, ederi de 4-5 m Euro civari. Aldigi para fahis degil, sorun cikarmiyor ve uyum saglamis durumda. Gecen senenin 2. yarisinda formsuzluk gecirdi ama bunda elmacik kemiginin kirilmasi nedeniyle kis kampina katilamamasinin etkisi oldugunu zannediyorum. Kaldi ki Ferrari'li ve Ferrari'siz olmanin farkini en iyi icerdeki Bursa macinda yarim saat arayla gorduk.

Ankaragucu macinda Noat Ferrari'yi Mobese'leyecek, belki o zaman gorsel veri destekli muhabbet analitik sonuc verir. Binaenaleyh if you can't measure it, it doesn't exist – sayko betoncu hocam.

8 yorum:

Noat Samisa dedi ki...

458 Ferrari'leri fabrikaya geri çağırıyolarmış, hani şu durup dururken yananları. Sivok sakatlanmamış olsa bizim Ferrari de bakıma gider miydi? diyip çirkinleşerek başlayayım.

Eyvallah, çekik gözlü bir sevgilim olamadı henüz ama uğraşıyoruz işte. (Ortam adamı mode on) Uzakdoğu candır, Satoshi Kon öldü üzgünüm zaten ve Bruce Lee dedin. Kıydılar dağ gibi yiğide! Bu Enter the Dragon'da da ölüydü zavallı, sonradan rantı yedi ahlaksızlar. Hollywood'a sövgü şovuna çevirmeden kapatalım bu konuyu ve gelelim esas meseleye.

Ayrıca yazayım onu, makaraya sarmasın.

Noat Samisa dedi ki...

Şimdi, ben Ferrari'ye ''olmaz'' demiyorum. Sıradanlaşıyor diyorum. Meramımı daha iyi anlatmak için analitik düşünceden matematiğe geçersek, bu adam geçen seneki oyun planımızda ve İtalya'da iken 10 üzerinde 9, bazen de 9.5'luk savunmacıydı. Everton'a gitti, 10 üzerinden 5'lik oldu. Bizde oynayacak bu sene, anca 10 üzerinden 7 olacak.

Mesela yani.

Ve elimizde Sivok yok, adam 6 ay sakat. Adamın dizini yamulmuş görünce dedim ki: Ferrari kaldı. Sonra da dedim ki, acilen stoper alınsın, Sivok tarzı olsun. Biraz ayağı düzgün (ama sadece biraz), doğru kelimeyi sen bulmuşsun, ''çevik'' ve ilk hamle başarısı yüksek atılgan stoper istedim. Devre arası Sivok dondurucudan çıkınca Zapo'yla vedalaşacaktık. Ben stoperi bu yüzden istiyordum. Ayrıca Fink kalsın istiyordum, Aurelio gelince bu fikir biraz esnedi. Deportivo'dan dediler ki Fink gitseydi, Ze Castro gelirdi. Adamı çok mu tanıyorum, hayır; ama Schuster istedi herhalde.

Ve dedi ki: Bu Sivok benim oyun planımda 10 üzerinden 8'lik adamdı, sakatlandı. Bana ihtiyaç olan kaptırdığımız toplara şok baskıda başarı sağlayacak net stoperler ve topu geriden çıkarırken memur zihniyetinde olmayacak adamlar.

Galiba tabii.

Ferrari'nin sorunu ağırlığı değil, o ikincil problem olur ve santraforda hızlı stoper son olarak Erman Güraçar vardı. (O da ancak Türkiye'de olur.) Burada temel, top üçüncü bölgede kaptırıldığında uygulanan şok pres (hani şu adamların ya defalarca ofsayta düşmesi ya da Karabük maçının 50-65 arası topun sürekli bizde olması gibi) başarısıdır. Ferrari bu konuda zayıf. Yoksa İBB maçı gibi pespaye orta sahamızla sürekli topları ikinci bölgede kaybedersek arkada Terry-Puyol olsa yine de İskender pozisyon bulurdu.

Ve son olarak, bizim ligde sürekli topu ayağımızda tutarak oynayamayız. Zeminler, oyuncu yapıları, karakteristik çok farklı. Zamanla takım Ferrari'ye uyabilir, savunma hattımız biraz daha geriden oyuna girebilir.

Bencesi böyle işte. :)

Noat Samisa dedi ki...

********Yayınlanmamak üzere.*******Çok uzun yazmışsın dedi Blogger, eğer son yazdığım silindiyde yalan olduk demektir. Şimdi yatıyorum, o yorum gelmediyse yarın tekrar görüşmek üzere. Geldiyse de bilahare görüşmek üzere. :)

sampi dedi ki...

Ferrari'ler gittikce ps3 oyununa donuyor, manuel vites satmamaya basladilar bazi modellerde. Sahsi fikrim 355'ten beri "guzel" bir Ferrari'nin yapilmadigidir, teknik olarak ustunler ama beni cok heyecanlandirmamaya basladilar. Vites degisiminde tetik sesi cikaran metal yuvasiz bir Fezza yildizsiz bir geceye benziyor.

East Asian Studies isine ben de pek girmedim, ilk elden tavsiyede bulunamam. Durduk yere kiz arkadasimdan Enter The Dragon darbeleri yemenin bir anlami yok zaten (susarak hareket etmeden beni sessizlige dovdurmek). Yine de sormadan edemeyecegim, Ukrayna dururken Kore niye?

Ferrari'nin sok preste zayif olduguna katilmiyorum. Soyle ki orta saha basarken seken toplari pozisyon sezgisiyle kaleye yaklasmadan kesiyor ve yazida belirttigim gibi ofsayt cizgisini muthis ayarliyor. Rakiple acik alanda bire bir kaldiginda da omuz/popo/faullu hareket kombinasyonuyla maksimum sari kartla yerine donuyor.

Besiktas bu sene hic olmadigi kadar pas yapiyor ve yapisal degisiklikler ortada. Bahsettigin engellere ragmen sezonu %60'a yakin topa sahip olmayla bitirmemiz olasi. Biraz Ferrari uyum gosterecek, biraz takim onunla bagi daha iyi kuracak ve dengeli bir savunma hattiyla daha iyiye gidecegiz gibime geliyor. Ayriyeten hedef maclari unutmamak lazim, Ferrari'nin 9 oynadigi maclar sezonun seyrini belirleyen tipte. Avrupa'da ustune konulabilir bir basari elde edilecekse (ceyrek final gibi) geriye yaslanilan deplasman oyununu oynayabilmemiz lazim.

Fink'in kalmasi da bence genel toplamda iyi oldu. En kotu ihtimal stoper oynasin, hatta Aurelio bile stoper oynayabilecek kapasitede yeri gelirse. Bu isin insan yonetimi boyutunu da unutmamak lazim. O gitsin bu gelsin derken kagit ustunde ilerleme olmasina ragmen Fink'in Ze Castro'dan iskembe corbasina ne kadar sarimsak sosu koymasi gerektigini daha iyi bilmesi benim icin transferi fuzuli kiliyor.

Kadronun biraz oturmasi lazim, su asamada en azindan 1.5 sezon transfer yapilmamasi gerektigini dusunuyorum.

Son yorumuna gulyabani kadar yayinlama yazmana ragmen sazan gibi yayinladim, sonra kalsin etraf senlendi noktalama isareti falan renk geldi diye biraktim.

Noat Samisa dedi ki...

Pekiyi, ikimizin de argümanları ortada. Transfer sezonu bittiğine göre benimkisi çaptan düşüyor ve eğer takım başarılı olacaksa, senin haklı çıkma zorunluluğun var. :) :) :)

Artık totem mi yaparsın, taş mı öpersin, bilmem. Ferrari ve Zapo aksamayacaklar, gayrısını bilmem. :)

Uzakdoğu meselesi için çocukluğuma inmen lazım. Ukraynalı'lar her yerde talep gördüğünden iyisi kapanın elinde kalıyor. (Ne çirkinleştim arkadaş!) Yersen söyleyeyim, Koreli'ler gariban, hem de saygılı.

Ben de şu an kendi yorumumu silebilirim, ama madem dekor oldu dedin; sonuçta blog senin.

sampi dedi ki...

Cift yabanci stoperle ciktigimiz maclardan sezon sonuna kadar ortalama 0.75'ten az gol yersek sana bir mac cikisi yarim kokorec'e malolabilir yalniz. Totemleri New York'taki temcilcimiz Gurbet Kartali'na birakiyorum, havlu mavlu bir sekilde hallediyor isi.

Korelilerin garibanligi kalmadi, kisi basina gelirde son onbes senedeki teknoloji ve sanayi hamlesiyle bizi katladilar. Korean barbecue ve guzel yaslanmalari avantaj. Robcan yegenimin kuzeniyle tanistirsam keser mi (Cinli olur kendisi)?

Noat Samisa dedi ki...

Geldiğin maçta 0.75'in altında gol yersek, yani yemez isek sana kokoreç arabası feda olsun. :)

Garibanlık Koreli kızların talep görmesi konusundaydı, yoksa Samsung'u Hyundai'si yeter. Güzel yaşlanıyorlar dedin, sırrı verdin ama. Olmadı. :(

sampi dedi ki...

Anlatmaya calistigim ikisinin beraber oynadigi toplam dakikalarda yedigimiz golleri 90'a boldugumuzde mac basina dusen gol sayisi 0.75'in altina inmesiydi. Tek macta bahar olmaz diye demistim.

Bu arada gelisim ekimden gelecen agustosa yatay gecis yapti, 2010-2011 sezonu da yatar benim icin. Etti 9.

Uzun vadeli dusunuyorsan 2 opsiyon var. Birincisi irdelendi, Asyali hatun. Ikincisi Osmanli kurali: yasini 2'ye bolup 7 ekle, her yas kategorisinde ideal es yasini hesapla. Fibonacci bu formul yaninda halt yemis.