6 Aralık 2009

Toplu Regl Spazmi


11 kisi kapan, faullerle rakibi yildir, futbolu katlet, vs. bunlar oyunun icinde ve kabulumdur. Ama su yalandan sakatliklar ve zaman gecirmenin cezasiz kalmasindan tiksiniyorum. Diyarbakirspor'lu futbolcular macin son 10 dakikasinda patir patir yere yatmaya basladi. Cap dusmani hakem buna izin verdigi muddetce daha da yuz bulup ikiser ucer mantarladilar. Kramp olsa kaslari sertlesir, anlasilir. Acilari ondan olmadigina gore benim teorim beraber cok fazla zaman gecirmelerinden mutevekkil regl donemlerinin koordine olmasi. TV'den yayinlanan maclarda (asagi yukari ayda bire denk geliyor) 80 ile 90. dakikalar arasi hep beraber yumurtluyorlar zannediyorum. Hakemin kalitesi 5 cm'lik ofsaytlarla, tartismali penalti yorumlariyla degil bu durumlarda futbolu nasil koruduguyla olculur. Avrupa'da aleni yalanla zaman gecirmenin cezasi sari karttan baslar. Oyundan sedyeyle cikan oyuncunun inatla 5 dk kadar kenarda birakilmasi gibi yaptirimlar uygulanir. Ustune oyun adabiyla uzatilir ki 90 dakikalik seyir hakkinin irzina gecilmesin.

Mac kadrosunda Nobre'yi gorunce sevindim aslinda, cunku bu demektir ki Mustafa Denizli Bobo'yu CSKA macina sakladi. Nobre kendi kapasitesi dahilinde ortalama bir oyun oynadi. Uc bes hava topu almasi disinda hucumsal bir kara delikti. Yavas dusunuyor, yavas karar veriyor, yavas hareket ediyor. Hamle yapana kadar kucagindaki top %50/%50'lik mucadeleye donusuyor. Erdinc'i sakatladigi pozisyonda topu ayagindan cikarana kadar Japonya'ya yaz geldi.

Fanteziden uzak, direncli ortasahali kadroyla maci koparacagimizi tahmin etmistim ilerideki on stopere ragmen. Ozellikle Fink rakip yari alanda serseri toplari kapip suratle oyuna soktugundan seri sekilde Diyarbakirspor ceza alanina girebildik. Fink'e odenen ucreti cok bulanlar biraz haksizlik yapiyor bence. Almanya'da 1 m Euro civari alan adami ulke degistirmesi icin ikna etmek istiyorsaniz bundan fazlasini onermek zorundasiniz. Ornegin ben su an deplasmandaysam Chi-town'un kara kasi kara gozu icin degil, duygusal nedenlerden. Yoksa manyak miyim ailemden, arkadaslarimdan ve lahmacundan ayri kalayim?

Ismail ve Ibrahim Kas'in bindirmeleriyle basarili bir sekilde ileride cogaldik, ustelik arkada Ernst'i birakarak kontra tehlikesi de yasamadik. Tek eksik topun cizgiyi gecmemesiydi, onu da istatiksel cenabetlige vermek lazim. TS deplasmaninda ceza alanina girmeden maci almanin karsiligi olarak bu macta butun toplar kaleciyi buldu. Bunlar can egrisinin uc noktalaridir, onemli olan kamburun nerede oldugudur.

Sahsen Fink cikana kadarki tempolu ve bilincli oyundan cok memnun kaldim. Sacma puan kayiplari yasanir, futbolun dogrularini istikrarli ve uzun vadeli olarak sergiledikten sonra tolere edilebilir. Fink'in cikmasiyla ortasahada olusan vakumdan Diyarbakirspor bayagi ekmek yedi. Milimlik ofsayti vermese yan hakem maksimum puanla donebilirlerdi evlerine. Daha once bu blogda cok defa yazildigi gibi tahta ayaklarin orta alanin gobegine cakilmasi (Ekrem Dag'in Ibrahim Kas'in onune veremedigi pas astigmatimi arttirdi) oyun hakimiyetinin kaybina neden oluyor. Bir diger taktiksel hata ise Nobre'nin onsekizden kacarak oynamasi. Surekli geri gelerek Fatih Urek verkaclari yapinca penalti noktasi civarinda son vurus yapacak adam kalmiyor. Gerci son vurusu yapacak adam Nobre olunca iskalamasi veya yerden etkisiz tepiklemesi buyuk ihtimal ama olsun, en azindan denemek lazim. Bobo 15 dakika oynarmis gibi yapmasina ragmen maci az kalsin bitiriyordu, kismet olmadi.

Nihat butun sezon oldugu gibi takimin kangreni. Cok pahali transferin karsiligi asiri baski oluyor. 3.5 m Euro alan adam her hafta 3.5 gol atmali gibi bir beklenti olusuyor. Sezon oncesi kampini Burdur'daki pembe tezkere mekaninda yapmasa veriminin cok daha yuksek olacagini dusunuyorum. Denizli'nin onu koruma gayesiyle isindira isindira rol vermesi bana gore daha uygun olurdu. Atesin icine atarak yipranmasina sebep oluyor. Antitez olarak denize dusmeyen yuzmeyi ogrenemez diyebilirsiniz, onun icin Denizli'ye cok da kizamiyorum bu konuda. Sonucta oynata oynata kazanmaya calismak da bir metoddur, pek isledigini soyleyemesem de. Nihat'in gol kacirdigindaki surati uzucuydu, cunku kendisine karsi hayal kirikliginin icten oldugunu hissettim. Oyundan cikarken isliklanmasaydi keske. 2. yariya ciddi hazirlanip kendine guvenini kazanirsa BJK'nin sene sonu lig siralamasini dogrudan etkileyebilir.

Seyircinin seviyesizlik yapmayip Diyarbakirspor'a karsi irkci hareketlerde bulunmamasi iyi guzel de, irkcilik yapmadi diye bir grubu tebrik etmek biraz vahim degil mi? Resmen olay cikmadi diye seviniyor, BJK taraftari farkli diyoruz. Bu vesileyle Tabata'ya 7.5 m Euro sayanlari Kenan Evren'e beslememesi temennisiyle havale ediyorum.

3 yorum:

SirEvo dedi ki...

Bu her Anadolu takımının yaptığı bir şey artık. Önüne geçemeyiz. Büyük takımlarımız(!) bile yapıyor çoğu zaman maalesef.

QuaresmA dedi ki...

sen ziya doğan'sın küçük düşün.

her takımında ayman, celalettin, tolga seyhan gibi adamlarla çalışması bile çapsızlığının göstergesi. başka oyuncularla çalışmaktan çekiniyor, tanıdığım güvendiğim adam olsun küçük olsun.

elinde olsa 9 tane ön libero + celalettin + tazameta (hücum pres için) ile oynayacak.

sampi dedi ki...

Dogan'in oyun stili bu, begenmesem de kumede kalmanin yolu sertlik ve direncten geciyor. Stoke gures, Wigan gulle takimi gibi ornekleri var. Diyarbakirspor'a samba yaptirmasini beklemiyorum acikcasi.

Rustu'nun Man Utd macinda zaman gecirmekten gordugu sari karttan utandigim kadar Diyarbakirsporlular da utanmali bence.