8 Kasım 2009

Allah Allah Prensesi Kim 5-3-2 Oynatti


Travmatik bir CL maci, sakatlar, formsuzlar, vs. Acikcasi 1 puan bile beklemiyordum TS deplasmanindan. Oyun istahi hayli yuksek bir takim Trabzon. Hocalarini da oldukca begeniyorum, mac ici pratik cozum uretebilen biri. Duses de degil 7-7 atarak beklenmedik bir 3 puan almak potada kalmak bakimindan asiri degerli oldu.

Mustafa Denizli'yi anlamak hakikaten mumkun degil. 3-5-2/5-3-2 dogru oynandigi zaman efektif buldugum bir sistem. Kalabalik tutulan orta saha, 10 numara oyuncuya yer acmasi ve savunma kademe sayisini arttirmasi nedeniyle gerek CM'de (Redman'le efsane Parma sahaneydi) gerek 100. yilda cok is yapmistir. Ancak sistemin getirilerini elde etmek icin yukumluluklerini uygulamak gerekir. Ornegin 3'lu stoper geri gomulmek yerine 2'si sabit biri hareketli oynamak durumundadir. Zago'nun ileri cikarak ekstra kosular yaptigini hatirlayabiliriz mesela. Veya 3'lu oynayan Scolari Brezilya'sinda gobekteki stoperin top kapildiginda on libero mevkisine cikmasi buna ornektir. Ikinci gereklilik kanatlarin cift cigerli olmasidir. Brezilya Cafu ve R. Carlos'un onunu acmak icin boyle oynuyordu. 100. yil Lucescu takiminda ise Tigana'nin kondisyonerinin “boylesi Afrika'da bile yok” dedigi Uzulmez ve forvetten bozma Kaan Dobra dolduruyordu kanatlari. Ismail uzerine dusen yukumlulukleri Ferrari + Ernst'in kendisine yakin oynamasiyla yerine getirebildi. Ancak Ugur Inceman'in paslanmis bacaklari, Ekrem'in teknik yetersizligi ve arkalarindaki Toraman'in tahta ayaklari yuzunden BJK'nin FQ'su alabildigine asimetrikti. Bir takimin parcalari bu kadar uyumsuzken oyununu rakibine kabul ettiremez. Figuran olmak zorunda kalir. Tabata ve Nobre'nin ileride top tutamamasi da tuz biber oldu. Zaten bariz bir sekilde biri fizik, digeri teknik olarak yetersiz. Ikisini bir araya getirince ilk jenerasyon kamerali telefonlar gibi dandik bir telefon ve dandik bir kamera elde edersiniz.

TS deplasmaninda geri cekilmeyi anlayabilirim. Hafta ici efor dozu yuksek mactan sonra benim tercihim de boyle olurdu. Ancak boylesine ciddi bir sistem degisikligini ilk defa sezonun 17. macinda denemek Mustafa Denizli'ye ozgu. Bazi takimlar birden fazla sistemle oynamaya alisiktir. Ornegin Man Utd 4-3-3 ve 4-4-2'yi degisimli olarak oynuyor. Keza Inter baklavali 4-4-2 ve 4-3-3'u mac icinde harmanlayabiliyor. Sayet BJK israrci bir sekilde 4-3-3/3-5-2 gecislerini yaparsa bundan memnun olurum, opsiyon sayimiz, buna bagli olarak cozum alternatiflerimiz artar. Ama bir kereye mahsus espriler gercekten sinir bozucu. Ibrahim Toraman'in sag stoper olmasi adam paylasiminda sanci yaratti, bu da ozellikle Umut'a gol pozisyonu sansi verdi. TS hafta ici Wolfsburg'un girdiginden daha fazla pozisyon uretti. Fark Misimovic'in ters ayakla yan aglari gormesiyle Umut Bulut'un topu ancak Nobre edasiyla tepikleyebilmesinden ibaretti.

Babamla mac icinde muhabbet ederken Nobre vs. Bobo konusunu oldukca hararetli bir sekilde tartistik. Ben Bobo'nun top teknigi ve yuksek gol/pozisyon oraninin -formsuz olmasina ragmen- oynatilmasi icin yeterli oldugunu dusunuyorum. Zaten surekli oynatip kendisine guvendigimiz her zaman karsiligini vermistir. Babam ise Nobre'nin caliskanligi ve stoperleri cikarmamasini begenir. Bobo ilk sutunu kacirdiginda “puan kaybederseniz onun yuzunden” dedi hatta. Takim %40 topla oynama oranina sahipken dogru yerde durdugu icin pozisyon bulan adamin sutu girmediginde puan kaybinin sorumlusu olmasi bana haksiz geldi. Zaten sonunda sekerek gelen hareketli topu tavana asmasiyla “Bobo seni hakli cikardi” oldu son yorum. Nobre o pozisyonda topu ya iskalar, ya da kaleye dogru yerden durterdi. Gerci o zamana kadar ofsayt dudugu coktan calinmis olurdu cunku ne zaman kosu yapacagini asla ayarlayaman bir on stoper kendisi.

Hakan Arikan cogunlugu ustune gelen toplari yuksek konsantrasyonuyla iyi cikardi. Zamaninda acilarak onledigi iki tane de karsi karsiya pozisyon var. 10 uzerinden 8'lik bir performans bana kalirsa. Kendisini Rustu'ye her zaman tercih ederim, nedenini defalarca soyledim. Eger hata yapacaksa Hakan yapsin, en azindan gelecegi kazanma ihtimalimiz var. Eger kalenin ona teslim edilmesi planlanmiyorsa da gonderelim, genc yetenek bulalim bir tane. Rustu'nun taca giden degajlari, bel spazmlari ve anlamsiz yumurtlamalari beni bezdirdi artik. Zaten 35 yasinda FB'nin eski kaptanini takimda gormek istemiyorum kim olursa olsun.

Ferrari, Ernst... Insan misiniz oglum siz? Nazara inansam degmesin derdim.

6 yorum:

stalker dedi ki...

nerde okudum hatırlamıyorum, nobre için defansif santrfor denmişti. paragraflarca analizin yerini tutuyor şerefsizim..

Kalten dedi ki...

Sampi, kusura bakma alakasız ama eski yazıyı bulamayacağım şimdi:
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/12912161.asp

"Benim çocuklarım başka bir takımı tutarlarsa, ya hayatta olmam, yada onlara bakış açım değişir."

Hatırlıyor musun bir yerlerden bu sözleri, hehe

sampi dedi ki...

Kalten,

Hatirlamaz olur muyum? Ozellikle oglunun balet olmasini Fenerli olmasina tercih etmen baya komikti. Babam hala blog muhabbeti acildiginda soyler :)

Kalten dedi ki...

Eheh, valla şöyle tekrar bir düşündüm de --anın gazıyla yazmamışım, hâlâ aynı fikirdeyim balet konusunda :)

En azından Ali Koç'la ortak bir yönümüz var :)

Bir problem çıkmazsa iki-üç haftaya Amerika'ya dönüyorum, olur da yolun düşerse NY'ta BJK maçı izleyelim!

sampi dedi ki...

Kalten,

NY'a ne icin geliyorsun? Okul, is?

NY'a arada yolum dusuyor, bir dahaki sefere haber veririm.

Kalten dedi ki...

İş için geliyorum. Tabii beklerim!