10 Aralık 2009

Kazmalik vs. Pragmatizm: Adam Adama Savunma


Mustafa Denizli'nin 1988 model 4 eslesmeli adam adama savunmasi dogal olarak cok elestiri aldi (mesela surda ve burda, hatta orda). Ozellikle bekleri aciklara yapistirmak, onlarin alan degistirdigi zaman savunmada yapay bosluklara neden oluyor. Redman ve Arsene Wenger gibileri adam adama savunmayi her ne sart olursa olsun lanetliyor ve geri kalmis buluyor. Ben ise pragmatik olarak dozaji ayarlandiginda efektif buluyorum ve yerine gore gecerli oldugunu dusunuyorum.

Tek bir kisinin oyun zekasina dayali takimlara karsi kullanildiginda basarili sonuclar alinabiliyor. Ornegin Barcelona'yi 3-0 yendigimiz macta Erman Guracar'in Rivaldo'dan uc calim yiyip, 4. kere yetisip topla beraber taca ciktiklarini hatirliyorum. Eger takiminizda hucum yonunden feda edebileceginiz bir takoz varsa, rakibiniz de Rivaldo ve ekurileriyse, savunmanin diger taslariyla oynamadan cicegin kafasina bocekle vurabilirsiniz. Neticede Emmanuel Petit ve Gerard'dan yogabonito olmayacagi belli, Reiziger neanderthal'inden gelecek hayir da Allah'tan gelsin.

Bir kisinin basina coreklenmis 10 apaci modeliyle oynayan takimlara ornek olarak Maradona'nin Napoli'sini (Careca haric) veya Alex'in FB'sini (Emre haric) gosterebiliriz. Sonucta asist + gol sayisinin oynadigi mactan fazla olan adamlar ve Kazim Colin Kazim Kazim Richards Kazim'in sonuca gidecek hareket sayisi farkli oluyor. Ancak rakipte Ibra, Messi, Iniesta, Xavi, Henry, Dani Alves varsa (veya Krasic, Dzagoev, Aldonin, Necid gibi suratli ve topla hasir nesir adamlar) adam degil baska birseyi tutarsiniz.

Adam adama'nin bence ideal formati 3-5-2'de bir ortasaha oyuncusunun feda edilmesidir. Boylelikle geri 3'lunun kimyasiyla oynanmaz. Forvette iki kisi tutup rakip savunmayi cikartmazsiniz. Ortasaha da tek kisiye kalmaz. Dezavantaji kanatlardan yardirma sansiniz dusuk olur cunku Lucescu'nun deyimiyle 5'linin kanatlari enerjilerini %70 savunma - %30 hucumla degerlendirmelidir. Eger amaci rakibi kitleyip kader kismetle bir gol sikistirmaksa (CSKA maci aynen boyle bir macti, Wolfsburg'dan gelecek habere gore yenmek zorunda kalabilirlerdi) o zaman bu tip bir anlayis benimsenebilir.

Savunma duzeni hikayesiyle ilgili Denizli'ye en cok istikrar konusunda elestirim var. Futbolda 2 X 2'nin 4 ettigi kanitlanmis nadir hipotezlerden biri surekli ayni kadroyla, ayni taktikle, ayni diyetle, ayni masorle calisirsaniz basarili olma sansinizin arttigidir. Harry Redknapp'in Portsmouth'u, Martin Oneill'in Aston Villa'si, lokal olarak Bulent Uygun'un Sivasspor'u ve Ertugrul Saglam + Tolunay Kafkas'in Kayserispor'u bilesenlerinin toplamindan daha fazla katma deger yaratmistir. Mustafa Denizli takimin basina geleli 1 seneyi gecti. Takimin yarisini bizzat transfer etti. Biri kis olmak uzere iki kere takimla kamp donemi gecirdi. Ama hala taktiksel butunluk saglanmis degil. Butun sezon demode adam savunmasi oynatsa onun bile kendi icinde tutarli bir tarafi var (Riza Calimbay). Ancak savunma 13 mac alan, 3 mac adam olunca hoca ve kadro istikrarinin ekmegini yiyemiyoruz. 3 aylik Rijkaard'in ince ayar disinda ortaya koydugu bir sablon var. Sezon sonuna kadar 3'lu veya adam adama oynamayacagina bahse girerim. Gelecek sene medya kovdurtmayi basarmazsa Rijkaard'in 2. senesi olacak. Mustafa Denizli'nin ise 3. ilk senesi.

Mustafa Denizli'ye cesitli nedenlerden dolayi saygim cok. Ornegin sayesinde lonso'nun cok konusmasina maruz kalmiyorum. Sampiyonluk macinda Ibrahim Uzulmez'e yaptigi jest benim icin 22 kupa degerinde. Onun icin kovalim, asalim, keselim demeye dilim varmiyor. Umuyorum ki yeni baskanla farkli bir gorevle kulup icinde kalir, kalmayacaksa da ciceklerle ugurlanir. Ama artik surprizlerden bezdim. Sezon basi ortaya koydugu sistemi inkar etmesini sindiremedim pek. Fink takintisini falan anlayamiyorum mesela, takimin en komple oyuncusu olmasina ragmen (CM diliyle butun ozellikleri 12) galibiyet hamlesi olarak kenara alinmasi absurd.

1 Aralikta soyle yazmisim:
- "Denizli'nin kafasinda ne olup bitiyor kendi de bilmiyor. Nobre'yi 10 mac ust uste hedef santrafor oynatip Toraman'i tekrar on stoper yapabilir, onun icin kendisine pek guvenemiyorum."

4 Aralik'ta hedef santrafor Nobre, sol acik Bobo'ydu.
8 Aralik'ta on stoper Toraman.

WTF?

6 yorum:

QuaresmA dedi ki...

rıza çalımbay diyince aklıma rakip kanatlar kanat değiştirince beklerin kanadını değiştirme hamlesi geldi. ali güneş sol beke, ibrahim üzülmez hop sağ beke :)

mustafa denizli'nin ise ülkenin en büyük takımlarından birinin başında olması, olabilmemesi, bunun tuhaflığına yönetim kademesinden birinin dur diyememesi çok ilginç. hadi 90'lı yılların ortasında falan olsak anlayacağım, premier lig izleyemesek, avrupa futbolunu görmüyor olsak neyse de yani kafasına estikçe 3'lü, 4'lü, 5'li defans oynayan bi hocanın hala görev yapmasına dur diyemeyen yöneticilere benim saygım olamaz. futbol takımı yönetiyorsunuz yahu, birazcık mı futbol bilginiz yok ?

mümkünse kulübün hiçbir kademesinde yer almasın denizli, nasıl bi katkısı olabilir ki ? yıldızlarla iyi anlaşıyor, kimseyle sorun yaşamıyor tamam da, aylık 2 milyara psikolog (psikiyatr mıydı yoksa) da yapar onu. artık geçti öyle rakibe özel önlemler, forvette sürpriz ali güneş'ler, aynı anda revivo-lazetiç-baliç-rapajiç-andersson-serhat ile oynamak falan. neuchatel maçındaki futbol anlayışı neyse hala o, işine saygısı olan biri kendini geliştirmeye çalışırdı.

sampi dedi ki...

@ Quaresma:

Mustafa Denizli gonulden BJK'li, takima bagliligi ust duzeyde, iki kelimeyi biraraya getirebiliyor, futbolcularla iletisim kurabiliyor, kendine guveni saglam, bir de Uzulmez'e yaptigi jestle gozumde 1000 tavsan kredi kazandi. Onun icin takimda menejer rolunde bulunabilir, hatta eskiler gibi "kaptan" pozisyonuna getirebilir. Teknige taktige karismaz, medyada iliskilerinden sorumlu olur. Sacma sapan kehanetlerle gundem degistirir falan filan. Oyle bir yapilanmada bulunmasina karsi degilim. BJK'nin yuzu kimligiyle kulup icinde gorev alsa karsi olur musun buna?

Futbol anlayisimiz uyusmuyor (sene basi sablonu disinda), zaten elli kere elestirdim temel hatalarini. Yine de kovulma muamelesi gormesini istemem. Psikologa gelince, yilda 3 m Euro alan adam ayda 3 bin TL kazanan adami pek iplemez bence. Denizli'nin kariyeri, ismi ve tasagi var. Onun icin profesyonel bir psikologdan cok daha fazla agirliga sahip olabilir.

Redman dedi ki...

Kazim Colin Kazim Kazim Richards Kazim'a cok guldum.

Bir de "Gelecek sene medya kovdurtmayi basarmazsa Rijkaard'in 2. senesi olacak. Mustafa Denizli'nin ise 3. ilk senesi." tespiti cok dogru. Ama adam adama savunma kumeye kesinlikle...

stalker dedi ki...

sampicanın mustafa denizliye layık gördüğü mevkiye/pozisyona şiddetle katılıyorum. futbol aklına, algısına temelden itirazım var ama iletişim uzmanı olabilir, psikolocik harbi iyi idare ediyor.

son yıllarda takım hiç bu kadar stabil olmamıştı. hep bir karmaşa, huzursuzluk ortamı... denizliden sonra işler bayağı değişti. doğumgünü kutlamaları bile başlı başına önemli bi hamledir misal. yönetim maaş politikası vs ile takımın havasını bozsa da denizli iyi toparlıyor kim ne derse desin. şimdiye kadar sktir çekmediysem bunun hatrına :) ama td olarak görmek istemiyorum, onlarca defa söyledim zaten..

Kalten dedi ki...

Yorum ve yazıdaki tespitlere katılmamam mümkün değil. Mustafa Denizli'yi insan olarak çok severim, bir masada yemek yemek, rakı içmek isterim, ama takımımda teknik direktör olarak görünce mutsuz oluyorum.

C. Ronaldo ve Batuhan da tam tersi bir etki yaratıyor meselâ, masamda otursalar ağızlarına vurasım gelir, ama takımımda olmasını isterim.

Bence Şampi de Denizli gibi futbol literatürüne geçecek tespitler üretmiş bu yazıda: "bir kişinin başına çöreklenmiş 10 apaçi", "2. sene vs. 3. ilk sene", "1000 tavşan" vb. hehehe

Mehmet Reşit dedi ki...

Belki yersiz olacak ama, hemen her yazınızda en azından bir kez Nobre'den bahsetmenizden ve tabii Nobre'nin de engin bir çağrışım öğesi olmasından cesaret alıyorum..

Dün akşam Galatasaray-Trabzonspor maçına şöyle bir bakındım da, Şenol Güneş'in ve Trabzonsporlular'ın vay haline dedim.
Bizimkisi, hadi neyse, arada bir ilk 11'e çıkıp, nadiren 90 dakikayı görüyor da; adamların kadrosunda, en azından birini oynatmalak zorunda oldukları iki tane Nobreler'i var.
Takımın, kanatları çalışmasa da, ofansif orta saha oyuncusu olmasa da, yine de rakip kale yönünde ilk 70-75 metreyi katetmesi, altından kalkılamaz bir problem değil. Ama kalan 15-20 metre çok ciddi bir problem.