Benim idealimdeki yonetim, ki BJK keske boyle bir anlayisla yonetilse, camia kulturuyle yogrulmus genc oyunculari (Necip gibi ozkaynak da olur, Ridvan gibi genc yasta yapilan transfer de) parlatip onlari bir sonraki jenerasyon icin sermaye olarak kullanmaktan ibarettir. Boylelikle sureklilik saglanir ve kisi/kurumlar tarafindan yonlendirilemezsiniz. Ornegin flas Delgado transferini Ulker ustlendikten sonra, sponsorluk karsiligi BJK'ya bonservisi kakalamis olabilir (YD nedeniyle emin degilim, kazik yemege meyilli kendisi). Ayni sekilde tribunun altina BJK harici amblem dosenebilir. Uzun vadede oyuncularin gelisimine yardimci olacak bir egitim grubu olmalidir. Ornegin Tigana futbol sube sorumlusu, Metin Tekin hoca olsa tadindan yenmez. Bu bir modeldir, artisi/eksisi vardir. Porto, Lyon, Everton uygulamaktadir cesitli basari oranlariyla.
Diger bir yontem de takim kalitesini kisa vadede yukseltmektir. Capello'nun Roma'sinda sampiyonluk hedefine kilitlenildiginde cuvalla bonservis bedeli odenmisti. Batistuta'ya 32 yasinda $ 30m verecek kadar gozleri kararmisti. Ancak sittin sene sonra sampiyon olduklarinda tatmin duygusu, CL geliri, artan yayin payi, vs. ile karsiligi alinmis olabilir.
Sermaye arttirdiginizda karlilik oranini sabit tutarsaniz nominal olarak buyuk deger yaratirsiniz (gavurlarin leverage dedigi mevzu). Basit bir mantikla yaptiginiz yatirimi misliyle carparsiniz. Sayet sonuc pozitifse, getiri de misliyle olur. Haliyle tersi olup batabilirsiniz de. Kendi icinde tutarli olduktan sonra gayet gecerli bir modeldir. Istikrarli yonetimle yatirimin arkasinda duracaksaniz, parayi da ehil bir sorumluya teslim edecekseniz sonuca gidebilirsiniz. $ 50m verip Ortega'nin dahil oldugu yildizlar toplulugunu Lorant'a teslim ederseniz ise yarayamayabilir. Ayni sekilde kaotik Real Madrid defalarca bu modeli deneyip kimi zaman basarili olmustur. Capello zamaninda uygulaninca sampiyonluk gelmis, cap dusmani Camacho doneminde bir taraflarina kacmistir.
GS cok buyuk bir is basararak oyun kuruculugu Rijkaard'a teslim etti. Eger parami transfere koyacaksam operasyonu Mustafa Denizli, Vernel Lorant, Phil Brown gibi cahillerin degil Rijkaard gibi toptan anlayan adamin yonetmesini isterim. Rijkaard'in GS markasina katkisiyla belki Elano, Jo, Dos Santos gibi yildizlarin makbul yaslarda (biri olgun ama yasli degil, ikisi genc) TSL'ye tesrif etmesi saglanmistir. Kurulan kadronun kaptanligi camianin icinden gelen Arda'ya verilmistir. Sag bek Ugur Ucar, sol bek genc transfer Caner, gobekte 45 kg iken alinan Mehmet Topal'la gelisim gosterme sansi yakalanmistir. Ornegin 100. yil BJK'si o takimin oynayabilecegi en iyi oyunu oynamistir. Daha ileri gitmek taslarin degistirilmesiyle mumkundu. Oysa bugunun "yildizlar toplulugu" GS'sinde ustune koyacak oyuncu sayisi fazladir. En onemlisi de Jo gibi, Dos Santos (kendisine surda esmer Serdar Ozkan demistim) gibi transferlerin de katedebilecegi bir mesafe bulunmaktadir.
GS su an bir futbolsever olarak heyecanla takip ettigim bir proje. Kendi paramla bu kadar risk almazdim, ama alabileni takdirle karsilamak lazim. Su an bu projenin darbe almamasi icin gerekli birkac sart goruyorum. Oncelikle Adnan Polat'in secim histerisine kapilmamasi lazim. Bu transferleri kisisel cikarlari icin reklam olaraktansa GS'nin hayri icin yapilmis yatirim olarak sunmali camiaya.
Ikinci sart Rijkaard'in rotasyonu herkesi memnun edecek sekilde yapabilmesidir. Ne hikmetse herkes GS'ye Dunya Kupasi'nda oynamak icin geliyor. Elano, Jo, Dos Santos, Arda, Keita ayni anda sahada olursa de fakto olarak Gerets donemindeki 4-1-5'e donus yasanabilir tahtada ne kadar 4-3-3 yazarsa yazsin. Onun icin bu 5 oyuncudan en az birinin, mumkunse ikisinin evrilerek az seyi cok iyi yapan adamdan, fazla seyi iyi yapan adam haline gelmesi gerektigini ongoruyorum. Eger Dos Santos Manisaspor deplasmaninda kanadini kapatacak kadar direnc gosterecekse bunu ancak ona guvendigini bildigi Rijkaard tarafindan motive edilerek yapar.
Ucuncu sart transferlerin takim tarafindan sindirilmesidir. Oyuncu devinimi cok fazla olunca (ornegin aidiyet hisseden Kewell veya Nonda'nin gonderilme ihtimali) takimin kimyasi bozulabiliyor. Onun icin transfer yaptik cuk oturdu, uc transfer daha yapalim cukcukcuk otursun demek yerine takim iskeletinin muhafaza edilerek beraber oynama aliskanligi kazanilmali.
Dorduncu sart ise bir dis etken. Medya (ozellikle Aziz Yildirim etkisi altindaki kisim) ve kamuoyunun yipratici etkisine karsi bir dalgakiran gerekiyor. Bu projenin GS'nin elinde patlamasini isteyen cok fazla insan var. Kardan dolayi cizgilerin gozukmedigi, topun sahada yuvarlanamadigi bir mactan sonra "Rijkaard'a ragmen galibiyet" temali yazilar yazilabiliyor memlekette. Oynanamayan futbolun taktik elestirisini gordukten sonra Dos Santos'un bos kaleye gol kacirinca alacagi tepkiyi tahmin edebiliyorum. Saracoglu'nda 11. kez yenilme durumunda Ibra'yi da alin gelin dendiginde camia sinirine hakim olabilmeli.
Felaket senaryosunda DK icin kendini kanitlamak isteyen oyuncularin bencil oynamasi, asi tutmamasi, Adnan Polat'in secim kaybetmesiyle yeni yonetimin Polat'in ak dedigine kara demesi (mesela onun yaptigi hoca dahil butun transferleri gondermesi), kaotik ortamda finansal buhrana suruklenilmesi gibi hikayeler olabilir. Cok hirsli ve vizyon sahibi bir yonetimle, David O'leary gibi parlak bir hocayla, Kewell'li, Viduka'li kadroyla Leeds Utd'in sanssiz bir sekilde CL disinda kalmasiyla nasil ucurumdan yuvarlandigini gorduk. Bu Leeds konseptinin yanlis oldugunu gostermez. Sadece uygulamanin zorlugunu ve alinan riskin buyuklugunu kanitlar.
Turkiye'nin sartlari nedeniyle finansal suc cezasiz kaldigi icin belki devlet/vergi affi cercevesinde Leeds kadar agir bir dusus yasanmaz. Ama basit bir transfer yasagi bile GS'nin marka degerini cok dusurebilir.
GS taraftarina kendilerine sunulan pakete heyecanla sarilmalarini tavsiye ederim. Herseyden onemlisi de olasi basarisizlikta (mesela top direkten dondu, sakatlik oldu, zemin kotuydu, hasbelkader 3. olundu) projeye sahip cikmaya devam etmelisiniz. Yeterince Hiddink, Del Bosque, Tigana, Daum kovuldu memleketten. Listeyi gereksiz uzatmayalim.