22 Eylül 2009

Besiktas - Kayserispor: 0-1

Gunlerdir yazacagim ama elim klavyeye gitmiyor. Bir haftada alinan 3 maglubiyet bunyeye biraz fazla geldi herhalde. Kayserispor maci da serbest dususun son noktasi oldu. Cevaplanmasi gereken sorular var ve durum gorundugu gibi, hic de ic acici degil.

Yer: Inonu Stadyumu
Tarih: 19 Eylul 2009
Besiktas: Hakan, Ibrahim Kas, Sivok, Ferrari, Ekrem, Ernst, Tabata (55' Fink), Tello (80' Yusuf), Serdar (55' Nihat), Bobo, Nobre
Kayserispor: Souleymanou, Durmus, Ali, Aydin, Toledo, Mehmet Eren, Saidou (75' Bilal Aziz), Furkan (85' Serdar), Olembe, Makukula, Cangele (89' Troisi)

Macin teknik taktik analizi cok keyifli degil. Sadece iki noktaya deginecegim:

1. Bu mac itibariyle Ernst'in, Cisse'ye evrimi tamamlandi. Ernst, Cisse'nin gecen sene yaptigi isi yapar da, O'nun gecen seneki gorevini kim ustlenecek, bunun henuz cevabi yok ortada. Besiktas'in bu sistemde bir tane savunmanin onunu parselleyecek, bir tane de savunma ile hucum arasindaki baglantiyi saglayacak ancak ayni zamanda takima direnc katacak ortasaha oyuncusuna ihtiyaci var. Eger Fink bu iki pozisyon icin de ideal isim degilse ve fiziksel acidan hazir olmasina ragmen rotasyonda sakatliktan yeni cikmis olan Ekrem'in gerisinde kaliyorsa o zaman Cisse'nin neden elden kacirildiginin hesabinin verilmesi lazim. Cisse'yi 1.5 sene boyunca (ya da yanina Ernst gelene kadar) yeteri kadar ofansif oynamamakla elestirenler de Kayserispor'un attigi golu gordukten sonra, ortasahanin tek defansif oyuncusu yerini kaybettiginde takimin basina neler gelebilecegini ogrenmistir umarim. Yedigimiz 2 dakikalik kontraatak icler acisiydi. Ernst'in sucu da degil bu kesinlikle, takimin ileride kaybedilen toplar icin bir B Plani olmasi lazim. Ancak Tabata ve Tello'nun bu form durumuyla olacak is degil bu.

2. Yonetimin ve Denizli'nin Nobre, Nihat, ve Delgado tasarruflari sebebiyle bugun sirasiyla Bobo, Holosko, ve Tello'yu kaybetme noktasina gelmis durumdayiz. Bunu zamaninda buradan yeteri kadar anlatmaya calistigimizi dusunuyorum. Ancak ortada sampiyonlukta buyuk emegi gecmis oyunculara yapilmakta olan cok buyuk bir haksizlik var. Tahribatin hangi noktada oldugunu bilemiyorum, ancak yonetim onceliklerini ortaya dogru koyup, ucretler konusunda adaletli davranmadigi surece herhangi bir cozum uretilebilecegini dusunmuyorum. Herkesin kontrati kendine diyerek isin icinden cikmaya calismak da kolaya kacmaktan baska birsey degil. Calistigim sirkette benim yarim kadar is yapmayan adama benim iki katim maas onerseler benim de verimim duser. 

Son sozum de Kayserispor'a. Uzun zamandir onlar kadar sozde delikanli bir camia gormedim herhalde. Mehmet Topuz olayina girmeyecegim, keza buradan aslinda hakki yenen takimin Kayserispor oldugunu ve bu durumun Besiktas-Fenerbahce arasindaki sidik yarisi sirasinda gozden kactigini yazmistim. Ancak 30. dakikada yere yatmaya baslayan bir takimin yoneticisi olsam, birakin erkeklik, delikanlilik konusunda racon kesmeyi, televizyona cikmaya yuzum olmaz. Baska takima yenilsek bu kadar sinirim bozulmazdi herhalde, ancak Kayserispor'un sergiledigi sark kurnazligina yenilmis olmayi icime sindiremiyorum. Hakem Bunyamin Gezer de umarim bu mactan birseyler ogrenmistir. Ilk yariyi tek bir sari kart cikarmadan sadece 2 dakika uzattiginda 90 dakikanin sonunun nereye gidecegi belli olmustu. Memleketin parmakla gosterilen hakeminin oyunculara kabadayilik taslayacagina otoritesini boyle maclarda gostermesini bekliyorsunuz ancak nafile. Kazansaydik cok daha baska seyler de yazardim ancak yenilgiye bahane uydurdugum dusunulmesin diye burada kesiyorum.

Takimin geldigi nokta malum, ust uste alinan yenilgilerden sonra moraller sifirlanmis durumda. Teknik/taktikten ziyade mental degerler one cikacak. Buradan itibaren, takimin havasi duzelene kadar detayli mac yazilarina bir sureligine ara verebilirim - is/guc telasina bir de okul eklendi bu aralar ve yazmaya ayirabildigim kisa zamani keyifli seyler yazarak gecirmek daha cekici geliyor acikcasi.

Besiktas - Kayserispor: 0-1
53' Makukula (0-1)

Hiç yorum yok: