30 Ağustos 2010

Cap Dusmani Big Sam

Futbolun insani icine ceken tarafi mac sirasi antagonist/protagonist olarak bir kutuba kayabilmek. Onun icin nefret edilen adamlarin ve takimlarin varligi duygu uyandirmasi acisindan katki yapiyor. Benim kil oldugum adamlardan biri su an Blackburn Rovers'in hocasi olan Big Sam Allardyce. Rustu nasil her gol yediginde elini kaldiriyorsa, Big Sam de her yenildigi mac sonrasi "pozisyonlari degerlendirseydik farkli olurdu" diyor. Gercekten berbat bir insan, beraber calismayi sevdigi cirkef futbolculardan hanzo oyun modeline kadar herseyi itici. Cumartesi gunu Arsenal aslanlar gibi kafasina cakti elemanin. Zonal Marking'de mac yazisindan chalkboards goruntusu asirdim. Rovers kendi sahasinda rakibinin yarisi kadar pas yapmis. Sisir babam sisir top ne zaman tesadufen ayaklarina gelse ceza alaninda sandellediler. Zamora, Drogba gibi ustun top tutucu olmayinca top hic kendilerinde kalmadi. Taclari Stokevari sekilde altipasa gonderdiler ve Arsenal'in yumurtlamasina baktilar. Big Sam utanmadan Justin Timberfoo'ya benzeyen kova Robinson'un ne kadar iyi top dagittigini soyluyor.


Arsenal'i cok begendim. Kalecileri Besiktas'in ucuncu kalecisinden kotu olmasina ragmen hep basa oynamalari bence mucize. Dengeli bir kadrolari var. Orta sahada Diaby ve Alex Song'un sagladigi sertlik yeterli derecede. Fabregas ve Nasri'den yaraticilik destegi bu sene kupa ihtimalini belirleyecek. Sezona guclu baslamic Nasri'nin 1 aylik sakatligi var ve Fabregas 1 saatlik kondisyona sahip. Su asamada Arshavin ve Walcott'dan skor katkisi umut verici. Ayriyeten Avarel Bendtner'in yerine kafa vuran, hareketli Chamakh'in gelmesi hucumda gomlek farki yaratacaktir. RVP 7. geleneksel sezon basi sakatligini yasadigindan yine formunu ertelemis bulunmakta. En buyuk sanssizliklari Chelsea ve Man Utd'in inanilmaz takimlar olmasi. Ozellikle sakatlik olmazsa Chelsea'nin gecen seneki puan seviyesini tekrar yakalamasi muhtemel. 11 teknik hamal ve kafasi calisan hoca... Gecen senenin Inter Milan'indan uzak degiller.

Berbatov 2-0 ondeyken artist gol atmayi bilir ancak. Giggs'in yerinde olsam takimda altyapici-yabanci seklinde grupculuk yapar altini oyarim.

22 Ağustos 2010

Facepalm

Quakecon 2010: Attendee Blunder of the Year from Daniel Harris on Vimeo.

"QuakeCon is an annual pilgrimage for gamers held near Dallas, Texas. Dubbed the Woodstock of gaming, QuakeCon's motto is "4 Days of Peace, Love and Rockets." At least one of this year's attendees won't be feeling so peaceful, though. QuakeCon sponsor Ventrilo held a raffle for the chance to win a 2011 Ford Shelby GT500 (two were up for grabs at the con). 100 tickets were awarded to attendees who won various tournaments and contests during the four-day fest.

One of said ticket holders was approached by another attendee a few minutes before the car drawing. For $200, he handed over his raffle ticket. It probably seemed like a great deal at the time. After all, it's easy money, and it's not as if he stood a chance of actually winning, right? Minutes later, the seller watched as the ticket he pawned off turned into a brand new Shelby GT500. But hey, at least he got a couple hundred bucks out of the deal - along with a story to tell and a heap of regrets." - www.autoblog.com


Besiktas'a baglayalim. 4-1-5 ve Nihat'in halini soyle ozetleyebiliriz:

Umuyorum Dayi ortasahayi Necip'le doldurur, Fink de Ersnt'e zeval gelmesi ihtimali nedeniyle takimda tutulur.

20 Ağustos 2010

Oto-video Teslis

Su bir. 911 serisi 996 modelle davayi satip su sogutmali motora gecmeden once.


RUF 911 CTR de 1987 au Nurburgring par Stephan Roser
Uploaded by greg9114. - Car, truck, and motorcycle videos.

Su iki. Ralliyi degistiren arac, ayak hareketlerine dikkat.


Audi Quattro S1 Walter Rohrl Cam car Portugal
Uploaded by Satch_Jr. - NASCAR, F1, tuning and drift videos.

Kutsal ruh: C'etait Un Randezvous. Kamera agirligi nedeniyle 6.9 Lt motorlu Mercedes W116 450SEL ile cekilmis, ustune Ferrari GTO sesi dublajlanmis.

19 Ağustos 2010

Liverpool Bu Sene de Na-Cacik


Liverpool gittikce Big 4'un parcasi olmaktan cikiyor. Kadro iskeleti bu kadar saglam olup da ortaya bu kadar duz bir futbol ortaya koymalari gercekten ilginc.

Agger'in sol bek oynadigi duzende, yeni transfer Jovanovic'in katilimiyla inanilmaz derecede fizik kapasitesine ulastilar. Bana gore Inter'den sonra bireylerinin toplam atletik kuvveti en yuksek takim konumundalar. Boy ortalamalari yuksek ve havadan ancak Reina'nin topu iceri dogru kucaklamasiyla gol yiyecek gibi gorunuyorlar. Goruntu itibariyle tam bir kupa takimi olmaya devam ediyorlar. Ideal 11'leri ile ciktiklari maclarda en zor deplasmanlardan bile gol yemeden donebilirler. FA ve Uefa Kupalari'nda ilk 11'lerini bozmadan mucadele ederlerse sona cok yaklasacaklarini zannediyorum.

Ligin durumu ise farkli. Sonucta cogu zaman kendilerinden kucuk takimlarla oynayacaklar ve acmalari gereken kapali savunmalar olacak. Bazilarini dove dove yola getirirler belki ama finesle cozulmesi gereken kilitler var. Cilingir opsiyonlarinin sayisi dusuk. Silahlari Gerard'in sutlari ve ceza alani kosulari, Torres'in sihri, Joe Cole'un dogaclamalari, bir de duran toplar gibi gozukuyor. Aurelio kesildigi zaman hucumcu bek rolu cok daginik bir oyuncu olan Johnson'a kaliyor. Aciklari joga bonito'dan ziyade hamallarla kapatiyorlar. Polonyali tesisatci tipli Jovanovic'te Yugoslav bilekleri var, onun icin topla hasir nesir en azindan. Tito bunlara ne yedirdiyse analarinin karnindan top teknigiyle cikiyorlar. Top surerek takimi ileri tasiyabiliyor. Ancak emektar Kuyt'un takimi ileri itmesi hucum presle kaptigi toplarla mumkun.


Arsenal karsisinda cok rijid sekilde 4-4-1-1 oynadilar. Joe Cole o kadar kotuydu ki atildiktan sonra hicbirsey degismedi. N'gog (Almunia'nin kapayamadigi kose sayesinde) 5 golluk sezonunun %20'sini ilk macta kullandi. Liverpool'un oyunu duran top harici gol vaadetmiyordu. Zannediyorum Roy hocanin bilincli bir tercihi cunku savunmayi ileri cikardiklari zaman bilhassa Carragher kendisinden 20 cm kisa cabuk oyuncular karsisinda cok zorlaniyor.

Liverpool kanimca gecen senenin ustune cok az sey koymus. En onemli kazanim Gerard'in Mascherano'nun partneri olmasiyla Aquilani/Leiva kazmalarindan bir tanesi oynamak zorunda kalmiyor. Orta saha daha kemikli ve Gerard geride konumlandigi icin treyler kosusu yapma sansi bulacaktir. Benayoun bana gore en zeki futbolculardan biri (zaten kurdan fizigiyle EPL'de tutunabilmesi baska turlu mumkun degil) ve Joe Cole'la olan takasindan kimin kazancli ciktigini kestiremiyorum.

Torres'in para ederken okutulmasindan yanayim. Senede 30 mac cikaracagini bile zannetmiyorum. Belki yetenek olarak daha alt seviyede ama sirf devamliligi bile Drogba'yi benim gozumde cok daha ustun bir forvet yapiyor. Ilk tercihi Torres olan bir takimin yedeginin Bobo'dan daha iyi olmasini beklerdim.

Gecen sene Rafa Benitez'in camurda debelenmesi takima ozguven kaybettirmis de olabilir. Zaten kisitli olan paranin verimsiz bir sekilde Keane'i alip vermeye ve Aquilani'yi yedek oturtmaya gitmesi Liverpool'a cok sey kaybettirdi. Benitez'in CL fatihi konumundan "Recai Kutan gelse yine bu kadar becerirdi"ye dusmesi talihsizdi. En azindan Mourinho'nun mukemmel takimina giderek kendini kurtardi. Roy hocanin beklentilere cevap veremeyip 5.'lik ve asagisinda bitirecegini tahmin ediyorum.

David Moyes'in Everton'i icin belki o sene bu senedir ve uzun zamandan sonra Liverpool'u ligde altlarina alabilirler.

17 Ağustos 2010

Air Sampi

Nein. Bok cuvali. Sag ayak yalin ama inancli.

15 Ağustos 2010

Dayi'nin Prototipi, Leeds Utd, FB ve Ozhakiki Yabanci Sorunu


Schuster Dayi'ya bana daha once yakistirilan bir nitelemeyi layik gordum: acimasizca gercekci. Takimla beraber gecirdigi birkac ayda modern futbolun bazal gerekliliklerini asilamaya baslamis gibi gozuktu. 30 derecenin ustunde oynanan sezon acilisi macini litmus testi olarak algilamamakta fayda var, ancak bazi cikarimlari yapabiliriz.

Bucaspor'un icerde oyunu 35 metrede oynamasi bizim ligin karakteriyle ortusuyor. Ispanya, Fransa, Almanya, Ingiltere'de kendi sahasinda mucadele eden kucuk takimlar yenmeye oynarken Italya ve Turkiye'de basi ceken takimlarla geri kalanlar arasindaki ucurum yuksek oldugu icin bunu normal karsilamak gerekir. Bulent Uygun ligi debug etmis durumda. Geriye yaslan, organize defans yap, siyahi oyuncularin basrol oynadigi kontralarla gol ara. Burada Bucaspor'un eksikligi topu ileride tutarak treyler kosulari mumkun kilan tutucu forvet (Mehmet Yildiz).

Dayi'nin haddini bilen, kendine guvenen, sakin oynayan takimi ileride oturmaya aday. Kendisine kariyeri ve kapasitesi nedeniyle 2 senelik kredi veriyorum, isterse W-M oynasin basimin ustunde yeri var. Ortasahada vakum birakmadan rakibini ciddiye alarak oynatmasi hosuma gitti.

Neticede bol pozisyon ureten ama maci koparamayan Besiktas lige kiymetli bir deplasman galibiyetiyle basladi. Stoper fizikli sol acigiyla Bucaspor'un kumede kalacagini pek zannetmiyorum. 2. ligi kazanan takimi komple degistirmenin kanimca mantigi yok. Ozellikle yeni gelenler "bu fizikle Bucaspor'da oynadigina gore ya yuzyilin transferi, ya da saglam kalas" olarak tanimlandirdigim Mendy gibiyse (2.'si gecerli malesef).

Bir kere takimin iskeleti saglam. Yabanci stoperler sert, yerlerini kaybetmiyorlar. Kaleci kisa pasla oyunu baslatmaya calisiyor. Ernst ve Neciple orta saha sertligi saglaniyor. Hareketli kanat forvetleri ve hedef santraforlar sonuca gidilmeye calisiliyor. 5 antrenmanli Guti, yuruyerek de olsa cok gerilere gelerek oyunu pasla baslatiyor. Belki Ahmet Yildirim ve Guinti'den beri kendi yarisahasindan yuksek FQ ile cikmiyordu Besiktas, onun icin oyun anlayisi olarak aslinda ciddi bir degisim.

Q7'nin bu kadar gaz olmasini anlayabilirim ama kendini dizginlese fena olmaz. Lif koparacak kadar fazla efor sarfediyor. Sahsiligine laf sokmak icin erken, biraz kendini kanitlama safhasinda.


Bobinho yazin churrascarialari goturmus ve poposal bir giris yapmis sezona. Yine de konversiyon orani cok yuksek ve girdigi pozisyonlarin yuzde ellisini yazmaya devam ediyor. Guti'nin lokum pasi tam tek vurusluktu ve kadroda bu son vurusu yapacak tek santrafor Bobo.

Ortasahada Necip'in sahada zaman zaman Guti ve Ernst'in onunde yer almasi beni biraz sasirtti. Kendisi klasik "genc yetenek"lerden farkli olarak top hakimiyetiyle degil zekasiyla sivriliyor. Arda, Serdar Ozkan, Sergen gibi yildiz adaylari onun yasindayken skoru degistirebilecek kabiliyetleri icin one cikmisti. Oysa Necip hem fizigi, hem mental olgunlugu, hem de karar verme becerisiyle bana gore onlardan daha evrensel. Camianin cocugu olmasi, tekmeye kafa sokmasi arti. Necip'e yapilan butun fauller kirmizi kart olsa, sag beke yapilan hicbir faule kart verilmese benim kabulumdur (alternatif cok nasil olsa). Besiktasli olmanin getirdigi DNA mutasyonu olsa gerek, mac sirasi topu kaybedip Necip'in ne yaptigina bakiyorum bazen. Metin Tekin'le buyumek boyle birsey, bir takimi tutmak insani sekillendirir, o insanlarin genel tutumu da takimi sekillendirir.

Sosyolojik cikarimimizi aradan cikardigimiza gore Leeds Utd'a gecebiliriz. Adnan Polat'in yuksek risk/yuksek getiri kumari tutmadigindan Keita'yla yollar ayrildi, Elano pazarlanma surecinde. Besiktas'in deneyip hurdaya cikardigi Serdar Ozkan'la sozlesme imzalandi. Kewell hedef santrafor rolunde. Ortasahada Ayhan Akman ve Mustafa Sarp orta sinif takim kalibresinde ve SL iddiasindaki bir takimda rotasyondan oteye gecememeleri lazim. Kaleci Aykut'a gereginden fazla yukleniliyor, ama Brad Freidel'den beri gelen herhangi bir yabanci kalecide israr edilseydi kale buyuk ihtimalle su ankinden daha guvenli olurdu. 2. golde Servet'in alanini bosaltip forvetlere tas cikaran bir edayla capraz kosu yapmasi komikti. Bu sartlar altinda Rijkaard geldi Total Futbol oynansin demek ne derece gercekci iyi tartismak lazim. Eger GS buyuk hedef, buyuk hoca felsefesiyle hareket etmek istiyorsa ona gore bir butce belirlemeli. Eger amac sinegin yagini cikarmaksa o zaman Lucescu tipi optimizasyon hocasi daha faydali olur. GS'nin sorunu bana gore makro olcekte ve camianin hedef birligine varmasi gerekiyor. Doner kapi transfer politikasi, kadro istikrarsizligi, maddi sikintilar tartilip bir sonuca varilmali.

Sivasspor fizikman daha fazla caba sarfederek ve mental olgunluk sergileyerek maci haketti. Mehmet Yildiz'in guresci fizigiyle oyun zekasini birlestirmesini seyrettikce bu yasinda hala Sivasspor'da oynamasi garibime gidiyor. Boyle versatil bir oyuncuyu hem buyuk hem kucuk takimlar kullanabilir, onun icin piyasasinin daha fazla olmasi gerektigini dusunuyorum.

Arda'nin Emre Colak'a yaptigi artisligi gorunce tepem atti. Popo, bacak ve dizi ayni yerden olan bir adamin dayilanmasi bana cok itici geliyor. Gogsune nefes cekip artistlik yapacaksan Drogba fizigi bir prereq. Acikcasi Neill tarafindan bambam yumruguyla kendine getirilmesini cok isterdim, hem ayaklarinin yere basmasi icin hem de takimin hayrina. Uc asist yapti diye takimin sahibi kendisi degil.

Pembe tokali Ali Turan ve sari sac boyali Abdurrahman'a da biraz nereden geldiklerine ve ne olmadiklarina onem vermelerini oneriyorum.


Yarin Aykut Kocaman projesinin ilk lig maci var. FB kadrosunu cok begenmiyorum, ustune bir de Besiktas'tan hallice bir yabanci problemleri var. Ideal kadroda defansta 3 yabanci kullaniyorlar (Santos, Lugano, Bilica). Alex ve Stoch'un yerinin garanti oldugunu varsayiyorum. Guiza'ya yatirim yapilmisken Niang'a bu kadar para verdiklerine gore 6. eleman forvet. Bu durumda Dia ve Baroni kesik yemek durumunda. Yani Selcuk Sahin ve Ozer/Mehmet Topuz'a sorumluluk binecek. Takimin fizik kapasitesinin arttirilip ortalama yasinin dusurulmesi projesinin parcasi oldugunu dusundugum Dia'ya yer kalmamasi bence bir handikap. 2. resmi macindan sonra Sabah gazetesinde "Aykut Kocaman gitsin mi, kalsin mi" diye sorulan bir ortamda hata yapma payi dusukken Bekir'li ve sagbeksiz sezona baslamasi olumsuz.

Acoglu ac gibi futbol sezonuna basladigimdan Tottenham-Man City ve Chelsea-WBA macina da dadandim bu sabah. Garp cephesinde degisen birsey yok. Modric kral adam, Chelsea robotlardan kurulmus.

13 Ağustos 2010

Rafting Fikrasi


Bir Cinli, bir Polonyali, bir Hintli ve bir Turk rafting yapmaya gitmis fikra girizgahi olmasi gerekirken benim hayatimin normal bir parcasi olabiliyor. Gecen hafta macerayi sevdik ve inandik. Basardik mi pek bilmiyorum…

Benim memlekete geri iltica etmem turizm azmimi kamcilamis durumda. 17 gunluk roadtrip'ten sonra arkadaslarla bir haftasonu kacamagi yapmaya karar verdik. Hedef genclige donus ve adrenalindi. Arkansas Nehri'nin dinginlestigi Agustos ayinda rafting yapmak Coruh kadar zorlu olmasa da beni kesecekti. Robinho'yu ikna etmek zor olmadi. Kendisi birkac ay once Yunan resesyon ve keyif tanrisi Bobus Marleyus'a adandi ve oldukca fazla vakti var. Kiz arkadasi Yengecan ve kafa dengi kenk Gypsycan (kendisi cok benimsedi romanligi) benim 5. seviye nehir onerimi siddetle kinadi. 6. ve son seviye olum tehlikesi oldugundan bence 5 gayet makuldu. Istatistiksel olarak olmeyiz seklindeki savim onlari daha da korkuttu. Neticede 4. seviyede anlastik ve gecen Persembe is cikisi yola koyulduk.


1,100 mil ve 18 saat sonra Waffle Wagon isimli sirin bir mekanda kahvalti ettik. Havuzbasinda Penguenlerimi okudum. Bol uykulu bir gunu Meksika restoraninda ayagim kadar bir burrito yiyerek bitirdim.

Cumartesi sabah rafting mekanina gittik. Gobek yagi kivamindaki ayakkabilarimizi kiraladik ve nehrin kiyisina vardik. Ufak manevra hareketleri, minik beyaz su parcaciklari derken basladigimiz noktadan 6 mil otede ogle piknigi faslina eristik. Buraya kadar hersey planlandigi gibi gidiyordu. Neden sonra hersey epiklesti.


Onumuzde 10 millik bir etap vardi. 2 tane 5. seviye beyaz su bolumunu kimse dusmeden atlattiktan sonra Golden Gate koprusunun prototipi olan Royal Gorge'un altindan gectik. Modern pompalardan once, yakindaki Canon City sehrine nehirden su ulastirma sisteminin kalintilarini gorduk. Herseyin curumesi uzucuydu, restore edilse hidrolik muhendisligi dehasi sergisi olur.

Yolculugun sonlarina dogru raftlar kenara cekildi ve yuzme imkani dogdu. Nehir oldukca sakindi ve tam karsimizda uzerinden atlayacak yuksek bir kaya vardi. Robi'yle ben olur bu is diyerek rafttan atladik. Bu asamada vektor hesabi ilk defa isimize yaradi. Obur raftlara tutunarak kendimizi yukari cektik. Sonra da topluca antiloplar gibi nehri gectik. Yalniz antiloplar gecerken mutlaka fire verir ve en azindan bir tanesini timsahlar yer. Bu durumda bu ezik antilop ben oluyordum galiba, cunku karsidan karsiya gecerken sag ayakkabim cikti ve nehirden asagi dogru gitmeye basladi. Anin sokuyla durup ayakkabinin narince suzulmesine baktim. Robi'nin sonradan soyledigine gore Besiktas'in gol kacirdiginda yaptigim el hareketlerini sergilemisim. Nehirde durunca vektorler yine devreye girdi ve asagi dogru kaymaya basladim. Bu sirada durumu vahimlestirmek adina Forest Gump replikleri duydum. Universitede futbol oynarken edindigim sari La Casa Futbol tisortumu giyiyordum, ustelik arkamda soyadim yaziyordu. "Swim yellow shirt man, swim" diye uyarilacagim aklimin kosesinden gecmemisti. Karsi kiyiya tek ayakkabili bir sekilde vardigimda ilgi odagi olmaktan gercekten hoslanmamistim. Yine de macera yerini bulsun diye kayaya tirmanip atladim. Bu sefer de Robi'nin dedigine gore parasutle atlarkenki urkmus ama kaderini kabullenmis suratimi sergilemisim.


Neyse, etabi bitirdik ve Denver'a dogru yola koyulduk. Manzarali bolgeden gecmek icin yolu uzattik ama degdi dogrusu. Yalniz tepeciklerden icinde 4 kisi olan, bagaji dolu, 138 hp'lik bir Hyundai Sonata ile cikmakta zorlandigimizdan biraz yavas ilerledik. Sanzimani zorluyoruz, biraz momentumu muhafaza et desem de Robi Turk olmadigindan virajlarda yavaslamayi tercih etti. Kacinilmaz sonun habercisi gibiydi bu.

Aksam Denver'da otele yerlestik. Yemege Buckhorn Exchange'e gittik. Bu restoran sehrin en eskilerinden biri ve Theodore Roosevelt'in musterileri arasinda bulunuyor. Her taraf ici doldurulmus hayvan ve tarihi tufekle dolu. Yedigim blackened bizon kaburgasi kadar leziz et cok nadir bulunur herhalde. Ozellikle yagina bittim, cop sis gibi yagi etinden daha guzeldi. Bildircin, geyik, kuzu, horoz ve cingirakli yilandan olusan masamiz beni tatmin etti. Olmeden once bir kere daha orada bizon eti tatmak isterim.

Pazar gunu planlara uygun sekilde sabah 8'de yola ciktik. 1000 milcik yolumuz vardi ama moraller tavandaydi. Zorlanmadan ilerliyor, muhabbet ediyor ve muzik dinliyorduk. Nebraska'nin sonsuz misir tarlalari bile sinirlendirmiyordu. Ta ki ugursuz Iowa'nin gobegine erisene kadar.

Sonatacan'in sanzimani naz yapmaya basladi ve en sonunda vitese gecmemeye karar verdi. Gece 11'de 4 kisi yolda kalmistik. Yengecan'in Chicago'dan 6:45'te ucagi vardi, benle Gypsycan da ise gitmek zorundaydik. Her zaman oldugu gibi maceramda en karanlik saat mucizenin oldugu zamana denk geldigi icin hic panik yapmadim. Kackar Dagi'nda kayboldugumuzda rastladigimiz coban, akabinde buldugumuz yayla buna ornektir.

Bu sefer yardimsever Amerikalilar durumu kurtardi. Cember sakalli kLiselim (Othellocan'in dindar batililara taktigi isim) aile babasi klanini eve biraktiktan sonra bizi almaya geldi. 1 saat mesafedeki hava alanina araba kiralamak icin yola ciktik. 240,000 mil'deki dokuntu Chevy Suburban'iyla yaylanarak yardirmaya basladik. Aracin benzini bitmek uzereydi. Kadirsinaslik yaparak depoyu ben doldurdum, ama gel gor ki aracin deposu 130 Litre cikti. Bu sirada cop torbasinda tasidigim GPS, cep telefonu, muhtelif sarjinholarla dolu tekno paketimi harbici cop zannederek camdan atmaya kalkti. Adami engelleyince de bu ne bicim man-purse diyerek gururumu incitti.

Neyse, arabayi kiraladik, apacilerle Hyundai bayiinde bulustuk. Bu sefer Robcan geriye kalan 500 km'yi bazen calisan araciyla yapabilecegini iddia etti. Iddiasi Discovery Channel'da belgesilini seyrettigim dunyanin en buyuk kamyon dinlenme tesisi Iowa 80'ye kadar surdu. Kenara cektik, Yengecan'i alarak yola devam ettik. Robcan geceyi gecirmek icin calismakta olan tek vitesi olan geri vitesle McDonald's park yerine girdi. Tir soforleri Yengecan'in leopar desenli battaniyesine ortundugunu gorsun istemedigi icin dinlenme tesisinde kalmayi tercih etmedi. Polis gelirse McMuffin bekliyorum dersin diye ogut vererek yola koyulduk.


Sabah 5'te eve geldigimde galiba macera yerini buldu, bir dahaki sefere daha zor ve daha tehlikeli birsey dusunmem lazim diyerek yattim.