25 Eylül 2009
House MD Season 6
22 Eylül 2009
Besiktas - Kayserispor: 0-1
Takimin geldigi nokta malum, ust uste alinan yenilgilerden sonra moraller sifirlanmis durumda. Teknik/taktikten ziyade mental degerler one cikacak. Buradan itibaren, takimin havasi duzelene kadar detayli mac yazilarina bir sureligine ara verebilirim - is/guc telasina bir de okul eklendi bu aralar ve yazmaya ayirabildigim kisa zamani keyifli seyler yazarak gecirmek daha cekici geliyor acikcasi.
Besiktas - Kayserispor: 0-1
53' Makukula (0-1)
21 Eylül 2009
EuroBasket 2009'un Ardindan
20 Eylül 2009
Kismet Degilmis Hocam
14 Eylül 2009
Galatasaray - Besiktas: 3-0
13 Eylül 2009
Risk Nedir? Risk Budur. Otur yerine 0 puan.
Once rakibin hakkini teslim edelim. Duran toptan gol. Az kosup ilerideki yaratici ayaklarla cok is yapmak. Kontraya adam eksilterek cikmak. Oyunu kaleci-stoper paslariyla sogutmak. Yuksek gol/pozisyon orani. Bunlar hep buyuk veya buyuk olma yolundaki takimlar yapar, ki biz en son Lucescu zamaninda becerirdik boyle isleri. Ozellikle golgesiyle kavga etmeyen Sabri'yi, top surerek takimini ileri tasiyip farklilik yaratan Keita'yi ve sogukkanli Leo Franco'yu cok begendim.
Sonra temiz bir hakeme giydirelim. Bulent Yildirim tarafsiz, iyi niyetli, ancak berbat bir hakemdir. Yine sacma kartlar (Tabata/Mustafa Sarp dalasmasi gibi) ve es gecilen bariz elle oynamalar (once Ersnt sonra Leo Franco) ile dandik yonettigi bir mac seyrettik. Hakemlik profesyonel bir meslek olmali. Suc Bulent Yildirim'da degil, o ve esitlerini $1 milyar'lik senelik futbol pastasinin hakimlerini boyle atayanlarda. Yanlis anlasilmasin, BJK'yi ince duduklerle kiydi falan demiyorum. Kesinlikle tarafli karar verdigini dusunmuyorum. Kabiz futbolcu gibi kabiz hakem de olabilir, Bulent Yildirim da onlardan biridir diyorum.
Simdi de cuvaldiz. Elli kere yazdik, zaten herkesin gordugu net bir sey var. Mustafa Denizli ve sapkasi ne zaman artistlik yapmaya kalksa takim sabote oluyor. Arkaya Yaslan, Nefes Al yazimda yeni sablonu savunmus ve ileride uretkenlik saglayamamamizin oturtmaya calistigimiz takim savunmasi karsisinda onemsiz oldugunu belirtmistim. Nedense takimdaki en diri savunma oyuncusu Fink kulubede oturtuldu ve Ekrem ilk defa orta sahanin ortasinda GS deplasmaninda oynadi. Cunku Mustafa Denizli'ye gore yeni seyler denemek icin deplasman derbileri muthis firsattir. Oyun alaninin gobeginde bir turlu dis geciremedigimiz ilk 5 dakika sonunda sacmasapan bir duran toptan gol yiyerek macin gidisatini olumsuz yonde belirledik. Bana gore kornerde iki direkte de mutlaka adam olmasi gerekir. Ayriyeten rakibin serbest vuruslarda bu sezon en fazla gol atan adamini hayatinda kafa topuna cikmamis Yusuf Simsek'le eslestirmek abes kacti.
Kanatlari ve forvet arkasini rotasyonla gecirebilecek bir zenginligimiz oldugundan Yusuf-Tabata-Serdar secimi bana gore gecerli bir tercihti. Ucu de (Yusuf 60'ta yorulana kadar, onu ayirmak lazim galiba) pas trafiginde gorevlerini yapti. Sahaya kaptan cikan Serdar'in gereksiz itirazlari disinda mukemmel oynadigini dusunuyorum. Girdigi pozisyonlarda rakip defansi delisi, sut pozisyonu hazirlayisi ve son vurusu dogru hamlelerdi. Iki sutu da kilpayiyla disari gitmek yerine iceri dusse kahraman olacakti. Altyapi kokenli oldugu icin bende kredisi coktur, kaptan olacaksa yabanci oyuncular gibi parali askerler degil camianin oz cocuklari olmalidir (cok ozel yabanci oyuncular vardir, takima aidiyet hissederler, istisnalar olabilir). Ferrari'yi de Inonu'ye gidip butun mac seyretmek lazim. Mukemmel bir stoper, sadece alabilecegi toplara hamle yapiyor. Yer tutusu, fizigi, topu oyuna pozitif sokmaya calismasi harika.
Takimda forma alinacaksa bu bir adalet duzeninde islemelidir. Ornegin Hakan Arikan ilk 11 cikmak icin gol mu atsin? Rustu ilk 4 mac ondan daha fazla ne yapabilirdi? Eger iki sene sonra Rustu biraktiginda Hakan'i kaleye gecireceksek neden bekliyoruz? Adamin kendine olan guveni varsa da yok etmekte israrci Mustafa Denizli. Ayni sey Nihat Kahveci icin de gecerli. Herkes sezon oncesi kampta kros yaparken Nihat tekmil veriyordu. Onu takima monte etmenin yolu 15 dakikayla baslayip sure arttirarak forma vermektir. Ilk 11 baslatmanin maliyeti 10 kisi oynamak, gelmis gecmis en golcu yabancimizi ve iki sene once tonla para + Burak Yilmaz + 3. kaptan Koray Avci karsiliginda aldigimiz Holosko'yu yedek birakmak. Nihat bu takimi ileri tasimak ve liderlik yapmak icin alinmistir, mutlaka hakettigi rol verilmelidir uzun vadede. Ancak su an hazir degil. Zaten coklayici forvet oldugundan mevcut sablonda oynadigi yeri bile sorgulamak lazim, o ayri konu.
Beni en cok uzen ise ne Mustafa Denizli'nin kumari, ne de Rustu'nun yumurtlamasidir. Benim takimim 3-0 geride olsa bile rakibini isirmalidir. 89. dakikada korner atmaya kosarak gitmelidir. Mahallede mac yapan cocuklar gibi 2. golu yiyince yere bakip oyuna kusmenin affedilir tarafi yoktur. Super Kupa macinda da FB'den gol yedigimizde kendimize gelememistik. Atarsin, yersin, ama cikar mucadele edersin. Mental olarak guclu takimlar hep 0-0 gibi oynar. 45 dakikada 7 kere ofsayta dusmek kolektif bir akilsizligin urunu.
Son soz de taraftara. Demiroren'e sallamak icin topun cizgiyi gecmesi mi lazim? Kupalari alirken kotu yonetilmiyor muydu bu kulup? Saygi durusunda kufurler, kotu sonuc alinca hocayi istifaya cagirmalar, kendi oyuncumuza saydirmalar. Ayiptir, kendinize gelin.
12 Eylül 2009
Bana Galatasaray ve Fenerbahce'yi Tutturan Adam
11 Eylül 2009
Babam ve Oglu
Futbolu en cok babamla muhabbet sebebi oldugu icin seviyorum galiba. Kendisi universitedeyken finallerinden erken cikip 2. lig maci seyreden FB'li bir fanatik. Ben buyurken parali baskan ekoluyle Gerson'lar, Tanju'lardan medet uman takim yerine Hz. Suleyman Seba ve MAF'i tutmayi tercih ettim. BJK'li dogdugumu anlamam 6 yasindayken babamin goturdugu Malatyaspor macina tekabul eder. Gecenlerde baktim, 1990 Ocak'ta oynanmis. Stadin etrafindan siyah/beyaz takke alindigini hatirliyorum hayal meyal.
Babam Ali Sen'in Aykut ve Oguz'u takimdan kovmasiyla duzenli maca gitmeyi birakti, ama seyretmemeyi hala beceremiyor. Baska bir blogda Amerika Deplasmani icin sevgi kelebegi Isvec tribunu yorumu yapilmisti Kadikoy'de sampiyonluk kutlamalari sirasinda BJK'li taraftarlarin dovulmesini anlamsiz buldugum icin. Oysa bana cok normal geliyor dunyada en sevdigim adamla bile farkli takimi tutabilmek ve karsilikli sevinme hakki tanimak, isin zevki bu zaten. Babalar gununde Alex formasi almisligim vardir. Keza belirli gun ve haftalar olmadan eve imzali Tumer Metin formasi gelmisligi de. Kucukken olayi biraz fazla ciddiye aldigimdan olsa gerek, derbilerde ben uzulmeyim diye BJK kazansin isterdi. Artik buyuyup laf sokulmasini kaldiracak duzeye gelince dokundurmaya da basladi. Ana baslik FB'nin buyuklugu ve her zaman herseyi her yerde belirlemesi uzerine. Antitezim buyuklugun izafi (Man Utd vs. FB) ve aidiyetin yaninda onemsiz oldugu. Ornegin BJK sampiyon olmaz ama Serdar Kurtulus'larla, Ibrahim Kas'larla bir yapilanmaya giderse bu beni 7 yabanciyla kazandigimiz kupalardan daha fazla sevindirir. Olay kesinlikle kucuk dusunmek degil, amac zaten kendi cocuklarinla basari elde etmek. Altyapiyi laf ola beri gele kullanmanin bir faydasi yok, bir hedefe yonelik arac olarak gormek lazim. Neticede Tuncay bizi Inonu'de sah mat edince tebrik etmek, Holosko Izmir'de cosunca boburlenmek uzerine kurulu statukoyu mumkun oldugunca devam ettirmek, hatta gelecek sene deplasmandan donunce beraber iki takimin da maclarina gitmek gibi bir niyetimiz var. Kismetse telafi ederiz son 8 seneyi...
Pazar gunu EPL'de saglam bir mac varsa bunun muhabbeti bir Redman'le, bir babamla yapilmak farz oluyor. Yoksa EPL'nin bile bir anlami yok zaten. Onun icin bu haftayi iple cekiyorum. Once ortak rakip GS, sonra evrensel guc Man Utd ile kapismak, sonra da bunun tartismasini yapmak kral olacak.
Asil rekabet ise yeni yeni konusmaya baslayan toruncani kandirmak su an. Benim ikna metodum tontona profiterol yedirmek. Rijkaard'in ayagini bir an evvel kaydirmazsak cok elim sonuclar dogabilir. Gurcan Bilgic goreve...
Ders
10 Eylül 2009
Retro Merso
Mercedes ticari anlamda istenilen basariyi gosteremeyen SLR serisini sonunda yeniledi. Yeni kral SLS, ilhamini efsanevi 300 SL Gullwing'den (marti kanadi) aliyor. Orjinal aracta sasinin hafif ve guclu olmasini saglayan tasarimi kapi altlarinda kalinliga neden oldugu icin kapilarin yukari dogru acilmasi cozumu bulunmustu. Kapi profili martiyi andirdigindan hala Gullwing ismiyle aniliyor. Yeni arac ise tamamen artist, eskiye gondermeden baska bir niyeti yok kapilarin. On izgara ve yandaki suzgecler bire bir kopya zaten.
SLS, Mercedes'in diger AMG otomobillerinde kullandigi 6.2 Lt'lik motorun 571 hp ve 650 Nm guc ureten versiyonunu kullaniyor. 7 vitesli cift debriyajli vites kutusu sayesinde 100 km/s'e 3.6 sn'de ulasiyor. Kisaca hizli diyebiliriz. Alet 5. viteste 243 km/s gorebiliyor, hic fena degil. Ibrelerin ortasindaki isiklar kirmizi oldugunda vites degistirmeniz gerektigini anliyorsunuz, bir nevi F1 araci gibi.
Aracin cizgilerini sade tutup yeni nesil S, ML, GL ve E serileri gibi corba haline getirmemeleri hosuma gitti. Ozellikle arkasinda gereksiz tek bir firca darbesi yok. Fren mesafesini kisaltmak icin karbon seramik disklere abanildiginda spoyler yukari dogru cikarak hava direnci sagliyor.
Egsoz borulari arka tampona entegre edilerek temiz tasarim korunmus.
Ic tasarimi biraz ozensiz buldum acikcasi. Ozellikle klima ve muzik kontrollerinin en ucuz sedan model olan C'den calinti olmasi biraz hayal kirikligi yaratti. ABD fiyati $230,000 olan bir arabanin en ufak detayina kadar kendine has olmasi gerekirdi bence. Asagida sirasiyla SLS ve C serisinin ic mekanlarinin yakin cekim resimlerini gorup karsilastirabilirsiniz. Muzik sistemi konsolu dugmeye bogdugundan yakismamis. Artan fonksiyonlari BMW'nin iDrive'da yaptigi gibi toplamak bir cozum olabilir. Mercedes'in COMAND sistemi olmasina ragmen dugmelerden vazgecmiyorlar. Olmadi Hans, git yenisini yap. Beyaz onluklu Almansin anladik da zerafeti bozma lutfen.
Renk kombinasyonlari ise cok basarili, ozellikle kirmizi koltuk ve konsol uyumu 10 numara olmus. Navigasyonun yanindaki yuvarlak izgaralarin yeri, Gullwing'in ibreleriyle yaklasik olarak ayni yere konmus. Keske dikiz aynasi da cam yerine konsolun ustune konsaydi, bence cok hos bir detay olurdu.
Neticede Almanlar hayalini kurabilecegimiz yeni bir otomobil uretmis bulunmaktalar. Hos, o kadar param olsa gider eskisini alirdim. Son olarak birkac bonus resimle ikon olacak cocugu selamlayalim.
8 Eylül 2009
Ozledik Be Abi - Avrupa Basketbolu ve NTV
7 Eylül 2009
Amerika'da Isci Bayrami
Dmytro Chygrynskiy
6 Eylül 2009
CL 2009-10: B Grubu Degerlendirmesi
Ah, Ah, Kaladze Ne Yaptin?
Turkiye - Estonya: 4-2
5 Eylül 2009
"O Yana Da Salla Yilmaz Abla..."
4 Eylül 2009
Arkaya Yaslan, Nefes Al
Bu sene GS inanilmaz buyuk bir basariyla kariyeri ve karakteri tartisilmayacak Rijkaard'i memlekete getirdi. Daha once de yazdim, gelecekse boylesi gelsin, ne olursa olsun da sabredilsin (simdilik iyi gidiyor gerci). Ulke futboluna cita atlatacaktir Rijkaard seviyesinde hocalar. Oyle ya da boyle finanse edilerek taraftarin gozune hos gozukecek, daha da onemlisi yararli olacak transferler yapildi. Takim kaptanligina altyapi cikisli Arda Turan getirilerek 10 numara teslim edildi. Teknik direktorum Rijkaard, kaptanim ozkaynak mahsulu olsa emin olun hicbir sonuca bakilmaksizin o takimin yaninda dururdum ben olsam, ki GS'lilerde bu frekansta zannediyorum.
Aziz Yildirim hedefini cok net bir sekilde TSL dominasyonu olarak koydu. Anlasilabilir hedef, gidip CL finali deseydi milyonuncu defa, zaten gercekciligini yitirir bu tip iddialar. Gecen sene Kadikoy'de kupa alacagina inanan GS'nin Hamburg'a elenmesiyle nasil mental olarak coktugune hep beraber tanik olduk. Kalki ki bu isler zaman alir, uc bes transferle Avrupa kupasi alinmaz. Hedefe gore taraftarin dehasinda hemfikir oldugu Daum getirildi. Transfere paralar dokuldu, camia umutlandi. Su an herkes takimin arkasinda, Emre'ler, Mehmet Topuz'lardan bile ince bilek hareketleri bekleniyor.
Gelelim bizimkilere. Takim sampiyon olmus, birlik havasi yaratilmis. Yonetim geri planda kalmis, ipler Denizli'nin elinde. Buraya kadar hersey guzel. Sonra Mehmet Topuz fiyaskosuyla gozu donen Yildirim Demiroren kendini affettirmek icin cisini en uzaga yapma sevdasina kapilinca camia toz bulut oldu. O kadar ucuk paralar donuyor ki artik transfer ucreti, transferin niteliginin onune geciyor. Futbolcu maaslari arasindaki ucurumlar kenetlenen sampiyonluk mimarlarini huzursuzlastiriyor. Taraftar usulsuzlukler karsisinda sinir krizleri geciriyor. Bir bolunmusluk, kimyasizlik var ortada. Ustune ligde kotu sonuclar alinca sezon basinda karalar baglandi hemen.
Arkaya bir yaslanip derin nefes almak lazim. Gecen sene sonuc alan igrenc, iskeletsiz, akilsiz futbol yerine Mustafa Denizli yeni bir model ortaya koyuyor. Yeni sablon tamamen ust seviye maclara yonelik. Hedef kuskusuz CL'de favori kafasi yarmak. Bekler yenilendi. Yaz sezonunun fiyat/performans olarak en mantikli transferi Ferrari, Sivok'la her mac rotasyonsuz beraber oynuyor. Belli ki uyum yakalanmasi icin mac antrenmani yaptirmak amac. Onlerinde Fink orta sahadaki bosluklari kapatiyor. Ernst ve Tello rakibi karsilayacak kadar yer tutmasini bilen, ayni zamanda pas dagitabilen oyuncular. Ileri hatta uc hizli forvet (Bobo, Nihat, Holosko) bulunuyor ideal formasyonda. Nobre zurnanin zirt dedigi yer, ama kontenjan montenjan derken biraz da ona mahkumuz.
BJK top kaybettiginde kafasi kesik tavuk gibi saldirip pasla oyundan dusurulmektense (Inonu'deki FB maci), kendi yari alanina cekilip oyunu sikistirabiliyor. En son Lucescu doneminde gordugumuz ve sahsen ozledigim bir ozellik. Top kapilinca dikine oynaniyor ve oyun hizlandiriliyor. Gayet modern bir yaklasim, kontraya dayali direncli futbol. Su ana kadar ki sorun ileri 3'lunun uyumsuz ve formsuz olmasi. Sezon oncesi yukleme donemini bedelli askerlik yaparak geciren Nihat, sakatlanan Bobo, bal yapmayan ari Nobre ve ritmini bulamamis Holosko'yla 8-0-2 oynayan rakipleri delmekte zorlaniyoruz henuz. Ceza alanina forvet doldurup topu sisirirseniz Gerets sampiyonlugu kazanabilirsiniz ama Man Utd sizi ara sicak olarak goturur. Karamsar olmak icin cok erken, cunku gecen seneden farkli olarak bir oyun sistemine yatirim yapiyoruz. Eger sabir gosterilirse sonuc elbet alinacaktir.
Tabata'ya 8 m Euro vermek densizlik, yuzsuzluk ve akilsizliktir. O kadar abarti bir rakam ki insan yolsuzluk var mi diye merak ediyor. Yonetimsel hatalar zincirinin pahali bir halkasidir bu transfer. Ama bu hatayi yapan Tabata degil, yonetimdir. Onun icin Tabata (ayni sekilde Ismail Koybasi, Ibrahim Kas, Nihat, Ferrari, vs.) su andan itibaren takima faydali olmasi bakimindan parasiyla degil, performansiyla degerlendirilmelidir. Kotu pas attiginda milyarlik esek muamelesi cekersek ikinci bir Ayhan Akman yaratabiliriz. Ayhan'i da zamaninda beklentileri yonetemeyerek GS'ye kaptirmistik. 7 senedir onemli bir disli gorevini yapiyor ve takimina katkilari ortada.
Tabata transferinin hesabini Ocak'ta sandikta sormak lazim, tribunde homurdanarak degil. Yaziktir, bu paralar verildi artik, ne kadarini performans olarak geri alirsak kardir.
Gecen sene sampiyonluga kosarken Denizli'den kurtulmak gerektigini yaziyordum. Bu sene rakiplerden fark yedik, ama yerken dogrulari yaptigimiza inaniyorum. Amacim muhalif olmak suretiyle Hincal Uluc'luk taslamak degil, gercekten Denizli'nin bu sene dogru yolda oldugunu dusunuyorum (yumurta kapiya dayandiginda 4-2-4'e donup top sisirmek haricinde).
Sablon oturacak, takim meyve verecek. 4 lig macinda 1 gol yiyen takimda isik vardir. Enseyi karartmayalim.
2 Eylül 2009
Seref Tribunundeki Dalkavuk
Yasli basli adam bir sekilde FB seref tribununde yerini edinmis. 90+4'te Semih'in golunden sonra taraftar gibi hoplayip zipliyor, hakkidir ve normaldir. Yalniz garip olan birsey var. Adam sanki gole degil, Aziz Yildirim'in sevinmesine seviniyor. Pesinden kosup sarilmaya calisiyor. Neyi kanitlamaya calisiyorsa artik. Herhalde seref tribunundeki koltuguna yapismanin kurali birilerine sevimli gozukmek. Dalkavuk, en azindan uzaktan bir opucuk uflenmesini haketmisti ama kismet degilmis.
Aziz Pasa'nin tribunlerden iceri dogru girerken bir diger hayrani tarafindan sarilmasi (yer tutma anlayisi Eduard Cisse'ye benziyor) ve kapinin bir hizmetli tarafindan acilmasi bana 300 filmindeki yari tanri Pers kralini hatirlatti.
Eskiden bir Sparta'ya gonul vermistik ama son 6 yildir Pers'lige ozenince sonuc Banglades oldu nitekim.
* Goruntuler www.ligtv.com.tr'den screenshot.