13 Ağustos 2009

Okunasi Kitaplar - IV

Savas, kan, yokluk ve zulmun bir diger urunu Eric Clapton'a gecelim, keyfimizi bulalim. Icinde anlatmasi gereken cok fazla hikaye biriktiginden olsa gerek bir otobiyografi yazma ihtiyaci duymus kendisi. Kitabin kapagi da olabildigine karizmatik oldugundan almadan edemedim. 2. Dunya Savasi sirasinda Ingiltere'de pinekleyen bir askerle, Ingiliz isci sinifi kizinin gayrimesru cocugu olarak 1945'te dogmus adamim. Baba ait oldugu yere geri dondugunde annesi de kactigindan apaciyi anneannesi ve dedesi buyutmus. Hatta onlarin biyolojik velisi olmadigini ogrendiginde travmalarin kralini gecirmis 10 kusur yasinda. Lise caginda kafasi calistigindan duzgun bir okula sanat okumaya baslamis. Ergenlesme surecinde okkali reddedildiginden kizlara karsi utangac ve icine kapanikmis. Gitar ve Blues muzigi kesfettikten sonra derslerinden de tiksinmenin etkisiyle okuldan atilip duvar ustasi dedesinin yanina isci olarak yazilmis. Sonra grup kurup yukselmeye baslayinca birakmis ameleligi. 21 yasinda caldigi barlarin duvarlarinda "Clapton is God" yazilari cikmaya baslayinca egosu tavana vurmak suretiyle kendini ask/eglence/icki triosuna vermis. Burdan sonrasini asagi yukari biliyordum, onun icin mis'li mus'lu yazmayi birakip Clapton mahalle arkadasimdir seklinde anlatiyorum kitabin gerisini.

Piyasada hatiri sayilir yer edinmesi bence icinde bulundugu en saglam grup olan "Cream" zamanina denk geliyor. Ginger Baker sahsi kanaatimce John Bonham (Led Zep) ile beraber gelmis gecmis en buyuk davulcu. Superstar olmamasinin tek nedeni Cream'den sonrasini iyi getirememesi. Jack Bruce ise siradan bir basci, ama vokalde kendine ozgu agir adam sesiyle frontman'ligi hakediyor. Zaten Ulysses gibi sozleri komplike sarkilari soylerken calacagin bas bir yere kadar etkili olabilir.

Ginger'la Jack'in ustune Clapton dokturunce uc enstrumanli "Power Trio" formati doguyor. Burada onemli bir detay Clapton'in Blues kokenli stili ve 11'de calmasi (Spinal Tap referansi, cok sesli mahiyetinde) nedeniyle ritm gitar/lead guitar ayrimina ihtiyac duyulmamasi. Mississippi'nin bagrindan Chicago'ya kopup gelen siyah inciler gibi ust tellerde bas parmagi da kullanarak bas/ritm, alt tellerde arpej varyeteleriyle melodi cikarabiliyor kendisi. Hatta Chicago'dan Ingiltere'ye turneye gelen baba Blues'cular (mesela Chicago'da hala bari olan Buddy Guy bunlardan biri. Redman ve babasiyla beraber gitmistik mekana) karsisina oturtup ders vermis Clapton'a. White Room, Politician, Spoonful, Sunshine of Your Love, Crossroads, Tales of Brave Ulysses, I'm So Glad gibi hitler grubu Beatles'in bir alti seviyesine kadar cikariyor. Sonra siddetli gecimsizlik nedeniyle medeni bir sekilde dagiliyor grup. Blues'dan sapmamalari, idealist bir sekilde pop yapmamalari ve getirdikleri muziksel yeniliklerle (Power Trio konsepti, fuzz/wah-wah efektleri) gonlumde ayri bir yere sahiptir Cream. Royal Albert Hall'daki veda konserlerini tavsiye ederim, mutlaka dinleyin. DVD'si falan da vardir, cok ozel bir konserdir.

Clapton hitlerine '70 ve '80'lerde aralikli olarak devam eder, cunku ciddi bagimlilik problemleri vardir. Eroin, hap, kokain ve hepsinden de cok alkole sardigindan oldukca verimsiz ve yipratici senelerden sonra tedavi gorerek illetten bir sureligine kurtulur. Fakat cok surmeden alkol basta olmak uzere muhtelif maddeler bir sekilde hayatindaki yerini geri alir. Bu sure zarfinda I Shot The Sheriff'i coverlayarak Bob Marley'le kanka olup ABD'de taninir. Blind Faith evresi vs. uretken oldugu kisa zaman dilimleri de yok degildir. Ilhamini ise Beatles gitaristi George Harrison'in karisi Pattie'ye olan askindan almaktadir. Hatta unplugged versiyonuyla yeniden kesfedilen Layla Pattie icin yazilmis, fakat o sirada evli barkli olan kadinin ismi kullanilmamistir. Gerci en sonunda Harrison'in karizmasinin eksikligi nedeniyle karisini Clapton kapar, ama bir turlu mutlu olamaz Eric/Pattie cifti. Wonderful Tonight sarkisinda Pattie'nin aksam davetine gitmek icin bir turlu kiyafet begenememesini anlatmistir Clapton. Pattie bu ask ucgenini cikardigi kitapla paraya cevirmesini de bilmistir, utanmadan da adini "Wonderful Tonight - George Harrison, Eric Clapton, and Me" koymustur.

Jimi Hendrix oldugunde arkadasim oldu diye uzuldugu icin cok karizmatik buldum kendisini. Patronum "16 yasinda Hendrix konserine biletsiz girdim" dediginde benden daha iyi bir hayati oldugunu soylemistim, o kadar idolumdur Hendrix. Sen git gelmis gecmis en yetenekli insana (buna Garrincha da dahil) arkadasim de. Helal. Bu arada Stevie Ray Vaughan'in oldugu gece Clapton'la beraber caldigini bilmiyordum, ogrenmis oldum. Meger konser cikisi sisli havada bekleyen iki helikopterden hedefine varanina Clapton, dusenine Stevie binmis. Scuttle Buttin' bir daha asla calinmasi gerektigi gibi calinmadi Stevie oleli.

Erikcan'in gecirdigi turbulansli donemlerde Italyan bir fistiktan oglu olur. Cok karambole geldiginden babalik yapamaz. Kendini affedemedigi icin olsa gerek ozellikle cocugun New York'ta bir gokdelenden dusup vefat etmesiyle ciddi bunalima girer. Cocugun gozlerine bakip kendi babasini gordugunu tasvir eden "My Father's Eyes" sarkisi cok kraldir. Burada basarili bir edebi boyut yakaliyor bence, cunku cocugun gozlerinden yansiyan goruntu kendisidir, fakat Clapton bu goruntude babasini gorur. Iki baba da sorumluluktan kacan basarisiz veli oldugu icin benzerlik gosteriyor. Cocuguna ithafen yazdigi Tears In Heaven agiti Clapton'in icine oturan evlat acisini notalarla anlatir. Bu arada "uzerinde en az emek harcayip en ucuza mal ettigim album" olarak adlandirdigi Unplugged listelerde tavan yaptigi icin maddi olarak muthis bir doygunluk yasar, Ferrari koleksiyonuna eklemeler yapar.


Clapton icin kacinilmaz sondan donus noktasi kendini klinige atip maddelerden temizlenmesidir. Bugusuz kafayla Blues gunlerine geri donup B. B. King'le "Riding With the King" isimli albumu cikarir. Hayatinin askiyla (Midwest'li kendi halinde bir kiz) bir sosyal yardim gecesinde tanisir, 2 kizi olur. Baska ayyaslara yol gostermek icin kendi klinigini acar (finanse etmek icin gitarlarini acik arttirmayla satar), aile babasi rolune soyunur. Butceyi denklestirmek icin 2007'de yeni jenerasyon Blues dehasi Derek Trucks'la (altta, resimdeki beyaz cocuk) dunya turuna cikar. Son detay makro olcude cok siradan, ama Iowa'da Redman'le beraber bu turun bir konserini canli dinledigimiz icin mikro olcekte bir mihenk tasi benim icin.

Clapton her zaman oldugu gibi gitarini calip hayatimizi guzellestirmeye devam ediyor. Ferrari'leri, kizlari ve anilariyla one must imagine Clapton (is) happy.

2 yorum:

Redman dedi ki...

Cok buyuk adamdir Clapton. 15 yasinda yaptigim, "olmeden once seyredecegim konserler" listesinin de ilk uyesidir.

Sampican, o konser Iowa'da miydi bu arada? Ben Moline, IL saniyordum.

Clapton'in, yasadiklari goz onune alininca, 65 yasini gormesinin buyuk sans oldugunu da soylemeliyim. Muzik tanrilarinin bize hediyesi olsa gerek...

sampi dedi ki...

Ben de nasil hala yasiyor anlamadim zaten. Normali 27 yasinda pert olmak.

Konser Quad Cities'de, Iowa-Illinois sinirindaydi. Nehri gectik diye hatirliyorum sanki...