18 Ağustos 2009

Besiktas - Antalyaspor: 2-0

Besiktas, lojistik acidan sorunlu baslayan 2009-10 sezonuna Olimpiyat Stadi'ndaki iki tatsiz mactan sonra Inonu'deki seyircisiz Antalyaspor maciyla devam etti. Bence kotu bir futbol ortaya koymadi takim. Mustafa Denizli'nin de dedigi gibi tribunler dolu olsa mac cok daha erken kopabilir, ozellikle son bolumleri cok daha keyifli olabilirdi.

Yer: Inonu Stadyumu
Tarih: 17 Agustos 2009
Besiktas: Hakan, Erhan, Sivok, Ferrari, Ibrahim, Ernst, Fink (65' Ugur), Tello, Nihat (79' Serdar), Bobo, Nobre (65' Holosko)
Antalyaspor: Omer, Kerim, Yalcin, Orhan, Senol, Sedat (69' Hakan), Ertugrul (77' Korhan), Zitouni, Fatih, Balili (77' Volkan), Veysel

Iki takimin formalarindan baslayalim mac yorumuna. Adidas'in Besiktas icin hazirladigi yeni sezon formalari ilk etapta hic hosumuza gitmemis, ozellikle de dun giyilen baklavali modeli buradan sertce elestirmistik. Insan zamanla alisiyor herhalde, dunku macta beni bekledigim kadar rahatsiz etmedi yeni tasarimlar. Asagi dogru buyuyen baklavalarin, formalar iceri sokulunca goze batmamasi da bunda onemli etkendi. Sirttaki Turk Kizilayi logosu da ayni sekilde hafifletici sebep sayilabilir. Ben yine de her zaman icin takimlarin cok daha klasik ve kendileriyle ozdeslesmis formalar giymesinden yanayim. Uzun vadede olusturulacak "Besiktas formasi" imajinin, kulube, bugun fazladan satilacak 3-5 formadan cok daha buyuk getirisi olacagini dusunuyorum.

Kadinlarin futbola bakis acisi gercekten cok enteresan olabiliyor bazen. Hic umulmadik yerde cok farkli yorumlar yapabiliyorlar. Maci izlerken yanimda oturan kiz arkadasim, Antalyaspor'lu futbolcularin meshur "Where's Waldo?" bulmacalarinin kahramani Waldo'ya benzediklerini soyledi. Hak vermemek elde degil. Gercekten de yillarin cubuklu Antalyaspor'u enine cizgilerle kaleci Omer'in onune dizilmis 10 Waldo'yu andiriyordu.

Besiktas maca gectigimiz haftanin kadrosundan iki degisiklikle basladi. Sakat olan Yusuf'un yerine Nihat, genc Ismail'in yerine de sakatliktan donen Kaptan Ibrahim gorev aldi. Besiktas gun gectikce hucumda daha homojen bir yapiya burunuyor. Dun de mac boyunca ileri uclu ve Tello'ya bir pozisyon belirlemekte zorlandim. Ancak takimin temelini olusturan geri dortlu ve onlerindeki Ernst-Fink ikilisinin yerleriyle oynanmadigi surece benim bu duruma hicbir itirazim yok. Besiktas'in Bobo, Holosko, Nihat, Tello, Yusuf gibi birden fazla pozisyonu rahatca oynayabilecek oyunculardan kurulmus olmasi da bunun en onemli nedeni.

Macin basinda, geldigi gunden beri ayri bir dikkatle takip ettigim Ferrari'yi oldukca begendim. Italyan oyuncu her gecen gun savunma liderligini biraz daha uzerine aliyor. Dun de mac seyircisiz oldugu icin yaptigi uyarilara, ozellikle de savunmayi one cikarisina birkac kez tanik olduk. Antalyaspor'un basiretsiz oyununa ragmen defansin hatasiza yakin performansi ilerisi icin arti. Ilk yaridan Besiktas adina gelecege dair referans olabilecek 2 pozisyon var. Ilki 13'te yardimcinin haksiz yere ofsaytla kestigi Fink'in kaleciyle karsi karsiya kaldigi pozisyon. Soldan atilan capraz top, ileri cikmis olan sag bek Erhan'in Nobre'ye indirisi ve Nobre'nin tek topla savunma arasina kosu yapmis olan ekstra ortasaha oyuncusu Fink'i gorusu - cok guzel bir atakti. Ikincisi de 34'te Nobre'nin kafasini Omer'in suratiyla cikardigi pozisyon. Bunda da sag kanattaki Bobo-Erhan kombinasyonu cok hostu. Gol olmasa da gol kadar degerli ataklardi bunlar benim gozumde. Ileride hareketli oynayarak savunmanin dengesini bozan hucum oyunculari ve olusan bosluklara dalan ekstra adamlar. Bugunun futbolunda kapanan takimlari acmanin recetesi bu zaten. Bobo'nun direkten donen kafasini ve Nihat'in biraz caprazdan vurmakla vurmamak arasinda kalip kacirdigi pozisyonu da not edelim.

Takim ikinci yariya biraktigi yerden devam eder diye bekliyordum ancak 45'-60' arasi adeta bos gecti. Soz konusu Mustafa Denizli olunca bunun kapanan rakibe sahte bir guven hissi vermek ve macin sonuna taze kalmak amaciyla yapilmis bilincli bir tercih oldugundan suphe etmiyor degilim acikcasi. Takim 60'tan itibaren iki vites birten arttirdi cunku. Tello daha onde oynamaya basladi ve Nihat iyice ortaya kaydi. Rakamlarla konusacaksak 4-2-2-2 diyebilirim. Nitekim, 60'-70' arasi donemde bu ikilinin ayagindan cikan uc tane tehlikeli sut var, Holosko'nun girisiyle beraber golun habercisiydi bence. Neticede de 73'te yine kombine bir atakta Holosko'nun golu geldi. Bundan sonra 74'-77' arasi Besiktas'in ust uste 35-40 pas yaptigi 3 dakikalik bir donem var ki ben seyrederken cok keyif aldim. Sonunda da gole donusecek olan frikik geldi zaten. O kadar merkezi bir noktada topun basina Nihat ve Tello gibi iki iyi frikikciyi koyabilmek buyuk luks. Pozisyonda Omer'in hatasi varmis gibi gozukebilir, ancak ben topun hangi koseye ne yone falso alarak gidecegi konusunda hicbir fikri olmamasinin golde buyuk payi oldugunu dusunuyorum.

Macin genelinde Ernst ile Fink'in degisen gorevleri dikkat cekiciydi. Ernst'in -ozellikle rakip degajlarda- gecen sene Sivok'un on liberoda oynarken sikca yaptigi gibi savunmanin arasina girisini bir kenara not etmek lazim. Bu maca dair bir onlem miydi, yoksa kaliciligi olacak mi, simdiden kestirmek guc. Bunun disinda Ibrahim'in cok faydali oynadigini dusunuyorum. Sadece varligi bile takimin sertligine ve mucadele gucune inanilmaz katkida bulunuyor. Ayrica Nihat'i da ilk kez begendim, son derece istekli ve hareketliydi. Yaklasik 1 ay sonraki Galatasaray macina kadar tam kapasiteye ulasacaktir.

Neticede Besiktas bence iyi yolda. Mustafa Denizli'nin cozmesi gereken en onemli sorun yabanci rotasyonu gibi gozukuyor. Ozellikle Turkiye'nin -bence- en iyi forveti olan Holosko'yu 3 resmi macta toplam 90 dakikadan az kullanmis olmamiz dusundurucu. Belediye macinda sonra "gecen sezon gibi yine formasini dove dove almasi gerekecek anlasilan" demistim. Bu mactan sonra da sakayla karisik "dayak basladi" diyebilirim. Ancak Denizli'ye de kabahat bulmak guc. Sampiyonlar Ligi oncesinde savunma ve ortasahayi oturtmak istemesini sonuna kadar anlayabiliyorum.

Haftaya Cumartesi takim Ankara'da. 28 Agustos'ta ise sevenler kavusuyor. 2009-10 sezonu iste o zaman gercek anlamiyla baslamis olacak.

Besiktas - Antalyaspor: 2-0
73' Holosko (1-0)
78' Tello (2-0)

2 yorum:

caner dedi ki...

selamlar
öncelikle yazıyı okurken ne kadar keyif aldıgımı anlatmak isterim.

formalar konusunda bir yere kadar aynı dusunceyi paylasiyorum.fakat ne zaman ki spikerin baba hakki'nin giydigi kazaktan esinlenerek tasarlanmis dendigi anda daha bi baska gorundu bana forma. ve bugun hakikaten bu sezon icerisinde sirf hakki kaptanin anisina bir adet almayi dusunuyorum.

ayrica turk kizilayı logosunun hangi buyugun formasina yakisacagi sorulsaydi bu ulkede herkes benim takimimin siyahi ile beyazina yakistirirdi sanirim.

maca gelince acikcasi metini aliyi feyyazi pascali ilhani şifoyu izlemis bir besiktaslinin bu futbolla tatmin olmasi benim icin kabul gorebilecek bir durum degil.

ben artik kucuk takim buyuk takim farketmeden munch gibi riza gibi bindirecek, kuntz gibi pascal gibi hirpaliyacak forvetler gorme hevesimden gecmek uzereyim. bobo veya batuhan'in laf dinleyip adam olmalarini beklemek fazla bir sabir gerektiriyor.

erhan'in cikislari ve ara ara cikarttigi hos kavisli ortalar fena olmasa da ibrahim uzulmez'in basi dara dusunce kendini rakibe yaslayip yere atlayip hakemle goz goze gelmeyi beklemesi de defans konusunda kaygi verici.

nihat'in hemen gol atarak uzerindeki olu topragindan kurtulma ve ozguven cabasi bazen simariklik boyutunda harcanan pozisyonlar dogurdu.fakat asist ile maci suslemesi belki de son gercek besiktas efsanemize yakisti.

sanirim yorumdan ziyade ayri bir yazi boyutuna galdi bu yazi fakat konu ile ilgili fazla doluyum sanirim. kusuruma bakmayin :)

iyi calismalar

Redman dedi ki...

Caner selamlar,

Oncelikle estagfurullah, kusur vs. yok kesinlikle. Her zaman bekleriz, daha da uzun yazabilirsin istedigin takdirde. Bu blogu acarken en buyuk amaclarimizdan birisiydi bu yolla yeni dostlarla tanismak, memleketle aramizda bir kopru kurmak.

Su ana kadar seyrettigimiz Besiktas'in hucum yonunun ne MAF donemini yakaladigi, ne de Pascal/Ilhan ayarinda bir forveti oldugu soylenebilir - kesinlikle katiliyorum. Ancak bu takimin da (Lucescu donemini ayri tutarak) son 15 senede gordugumuz savunmasi en saglam Besiktas olacagini dusunuyorum.

Nihat'in her topa talip olan ve biraz da bencil hali benim de gozumden kacmadi. Ancak dedigin gibi bunu gol stresini uzerinden atmak istemesine baglamak mumkun. Ileriye donuk bir sorun yaratip yaratmayacagini soylemek icin erken oldugunu dusunuyorum bu yuzden.

Dedigim gibi, yorumlarinin devamini bekleriz.

Sevgiler,

Alp