9 Ağustos 2009

Istanbul Buyuksehir Belediyespor - Besiktas: 1-1

Hakikaten birseye benzemiyor bu stadda maclar. Bir haftada Olimpiyat Stadi'nda iki mac bunyeye fazla geldi acikcasi. Burada nasil Olimpiyat duzenlenecegini ise hakikaten kestirmek mumkun degil. Bu kadar ruzgarda nasil disk/cirit/gulle atilir bilemiyorum. 100/200/400 metre Dunya Rekoru kirilsa ruzgar katkisi sebebiyle gecersiz sayilir. Muhendislik adina tam bir yuz karasi bu stad ama bu kepazelik zaten basli basinda ayri bir yazi konusu. Bugun icin tek tesellim Besiktas adina bu sezonki iskencenin bitmis olmasi.

Yer: Ataturk Olimpiyat Stadi
Tarih: 7 Agustos 2009
Istanbul BB: Oguzhan, Kus, Mahmut, Metin, Gokhan, Efe (63' Serhat), Sylla (64' Nsumbu), Zeki, Iskender, Ibrahim Akin (81' Ali), Tum
Besiktas: Hakan, Erhan, Sivok, Ferrari, Ismail, Fink (85' Ugur), Ernst, Tello, Holosko (46' Bobo), Yusuf (46' Nihat), Nobre

Besiktas maca Denizli'nin sezon oncesi hazirlik kampindan itibaren ezberlettigi duzenle cikti yine. Sezon basindan beri neredeyse tek degisen ilerideki merkez forvet ve onu arkadan destekleyen ikinci forvet oyuncusu. Bobo, Holosko, Nobre, ve Nihat icinden dun maca baslayanlar Holosko ve Nobre oldu - ki bence mevcut form/fizik durumlari goz onunde bulunduruldugunda dogrusu da buydu. Kagit uzerinde ideali tabii ki Holosko-Bobo ancak savunma ve ortasahadaki yabancilarin alternatifsiz olusu sebebiyle bu secenek henuz ihtimaller dahilinde degil ne yazik ki. Ugur Inceman ortasahada baslatilabilirdi denebilir, ancak tez zamanda savunma kurgusunun yerli yerine oturmasi acisindan takimin arka bolgesiyle oynanmamasini dogru buluyorum.

Besiktas'ta sezon basindan beri gordugumuz hucum ritmi bozuklugu bu macin da ana fikriydi. Ikinci bolgede bek/ortasaha isbirligiyle iyi isler yapabiliyor takim ileri cikarken ancak ucuncu bolgede ciddi bir duzensizlik hakim - sezon basi olmasi sebebiyle normaldir diye dusunuyorum yine de. Buna ragmen Holosko'nun hareketli oyunu ve Nobre'nin de rakibin derme catma stoper ikilisine kurdugu ustunluk sayesinde belli olcude etkili olabildi macin basinda Besiktas. Bu yolla birkac yarim pozisyon da bulundu ama gol gelmedi. Ta ki Fink'in guzel sutuna kadar. Alman oyuncu olumlu sinyaller vermeye devam ediyor. Savunmada direncli, hucumda girisken, havadan da belirli olcude etkili bir oyuncu gormustuk ilk 4 macta. Bugun bunlara sut tehdidini de ekliyoruz. Bugun itibariyle gayet isabetli bir transfer olarak gozukuyor. Golden 2 dakika sonra Belediyespor'un golunun gelmesi ise zamanlama acisindan sanssizlikti. Ibrahim Akin'in becerisinin hakkini vermek lazim ancak takimin bu sezon boyle cok fazla gol yiyecegini de dusunmuyorum acikcasi. Pozisyona baktigimizda once Ernst ile Ismail'in bolgesinde bir anlasmazlik, daha sonra da Ferrari ile Fink'in ayni adam uzerinde kaldigini goruyoruz. Buna Mustafa Denizli'nin kulubeden firlayip Sivok'u azarladigi pozisyonu da ekleyebiliriz. Savunma uyumundan kastettigimiz hep bu tarz detaylar. Birlikte 2. resmi macini yapan bir defansa da kalkip bu yonde bir elestiri getirecek durumumuz yok. Disliler yerine oturuncaya kadar sabretmek gerek.

Devre arasinda Holosko'nun neden oyundan ciktigini anlayamadim. Eger herhangi bir sakatlik olmadiysa - ki bu yonde birsey okumadik bugun - kesinlikle oyunda kalmaliydi. Su ana kadar 2 resmi macta (toplam 180 dk.) kendisini sadece 60 dk. kullanabilmis olmamiz cok dusundurucu. Gecen sezon gibi yine formasini dove dove almasi gerekecek anlasilan. Besiktas 3 senedir Bobo ile Nobre'nin ayni anda sahada oldugu neredeyse her mac ileride top tutmakta zorlaniyor. Dun de bunun tipik bir ornegini yasadik. Hucumun diger elemani Nihat da formsuz olunca Besiktas kontrolsuz, savunmadan top sisiren bir takima donustu yine. Bu yuzden ikisi ayni anda sahadayken hucumun 3. elemani Yusuf olmali bence. Macin 2. yarisindan baska bir cikarim yapmak da mumkun degil. Izleyenleri futboldan sogutacak bir 45 dakika oldu.

Besiktas'in yeni transferlerin uyum sorunu disindaki su andaki en onemli sorunu yabancilara alternatif olacak yerli oyuncularin sakatlik ya da formsuzluk yuzunden hazir olmamalari. Ibrahim Toraman ve Ekrem sakatliktan donup Yusuf ile Nihat da beklenen duzeye ulasinca kadro zenginlesecek ve Mustafa Denizli biraz daha hareket alani kazanacaktir. Puan kaybi tatsiz olsa da telafisi kolay oldugu icin cok dert etmemek lazim diye dusunuyorum

2 yorum:

QuaresmA dedi ki...

takım sürekli olarak dikine oynama eğiliminde, genelde bu iyi bir nitelik olarak görülür ama devamlı olarak hızlı hücuma çıkma çabaları sonucunda takım savunması güçlü rakiplere karşı maçlarımız squasha dönebilir.

Redman dedi ki...

QuaresmA,

Dogru tespit bence. Bir de hucuma bu kadar cabuk cikmaksa amac, Nobre tercihinin kesinlikle gozden gecirilmesi gerek. Gectigimiz sezonun sonunda bu oyun tarzi takir takir islerken ileride Bobo ve Holosko oynuyordu sonucta.