Everton etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Everton etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Ağustos 2009

Everton - Arsenal

Macin skorunu basliga eklemeye icim el vermedi. Everton icin sezon daha kotu baslayamazdi herhalde. Ancak bunu soylerken bu macin hayatimda gordugum en adaletsiz farkli maglubiyetlerden biri oldugunu da eklemeliyim. Bana meshur Fenerbahce-Galatasaray macini hatirlatti. Ozellikle bastan sona dengeli gecen ilk 45 dakikanin 3-0 bitmesi oyun mekaniginden cok futbol tanrilarinin dahliyle aciklanabilir bence. Arsenal, Goodison Park'ta duran top canavari Everton'a kendi silahiyla iki gol atacak deseler inanmazdim. Ama futbolun kestirilemezligi icinde bu da var. 

Ikinci yarinin hemen basinda skor 4-0 olunca da Everton havlu atti. Moyes yonetiminde cok alisik oldugumuz birsey degildi bu tablo, ancak oyunculari da suclamak mumkun degil - kafa kafaya giden bir macta kendi taraftarlari onunde 4-0 geri dusmenin onlara neler hissettirdigini biz ancak tahmin edebiliriz. Sagda solda, "Lescott'in kafasi Manchester City'de kaldi, Everton savunmasi elege dondu" tarzi yazilar gorurseniz de itimat etmeyin kesinlikle. Everton savunmasinda ayakta kalan ve mac kopana kadar hatasi olmayan tek isim Lescott'ti. 

Sezon basinda Arsene Wenger, kisa boylu bir takim olduklari yonundeki elestirilerde dogruluk payi oldugunu kabul etmis, bu sebeple Song ve Bendtner'e bu sezon daha cok yer verecegini soylemisti. Bu nedenle iki genc oyuncunun da sahada olmasi benim icin surpriz degildi kesinlikle. Ancak Bendtner'in oynadigi pozisyon icin aynisini soyleyemeyecegim. Wenger cok alisilmadik bir hamleyle dev Danimarkali'yi ileri uclunun saginda gorevlendirdi. Mac baslayinca gorduk ki buradaki ana amac savunmadan ve ters kanattan atilacak uzun/orta mesafeli toplarla Bendtner'i bulusturmak ve bu bolgede O'nun Leighton Baines uzerinde kuracagi fiziki avantajdan yararlanmakti. Nitekim ilk gol ve ikinci golu getiren serbest vurus aynen bu taktikle kazanildi. Moyes'in buna cevabi -gecmiste sikca yaptigi uzere- Lescott'in 3. stoper olarak sol bek oynadigi saglamci duzene donmek olabilirdi, ancak Jagielka'nin sakatligiyla iyice incelen stoper rotasyonu buna izin vermedi. Bendtner'in de hakkini vermek lazim, gecmise gore oldukca hareketli ve cabuk bir goruntu sergiledi. Bunun o boyda bir oyuncu icin sadece daha fazla mucadele ederek gerceklesebilecegini dusunmuyorum, sezon arasinda bu dogrultuda ozel idmanlarla kendisini gelistirmis olmali. Benim ilk mac icin kendisinden aldigim sinyaller oldukca olumlu. 

Everton icin sezonun zorlu baslayacagini tahmin etmek cok zor degildi aslinda. Halen Jagielka, Arteta, ve Yakubu gibi cok onemli 3 eksikleri var ve bu onlari kolay kestirilebilir bir takim haline getiriyor. Ancak yine de her zaman mental sertligiyle one cikmis olan Maviler icin onumuzdeki 10 gun icinde oynanacak olan Sigma Olomouc eslesmesi ve iki karsilasma arasindaki Burnley maci buyuk sans.

5 Ağustos 2009

Premier League'de Iki Transfer

Premier League'de yakindan takip ettigimiz, arka planda destekledigimiz 2 kulup var - Everton ve Aston Villa. Ikisi de eldeki malzemeden maksimum verimi alan, Ingiltere'nin buyuklerine kafa tutan, sahada ve saha disinda yaptiklari islerle gonlumuze uyan takimlar. Dun iki takim da gerekli noktalara kendi caplarinda onemli transferlere imza atinca, birseyler karalamak farz oldu. 


Isivcre futbolu son donemde ciddi bir atilim icerisinde. Ellerinde yuksek potansiyelli genc bir jenerasyon var. Ozellikle Philippe Senderos, Tranquillo Barnetta, ve Valon Behrami bizimle karsilastiklari playoff eslesmesinde ve akabinde oynanan Dunya Kupasi'nda gosterdikleri performans sebebiyle ayrica takip ettigim isimler. Bugune kadar aralarinda "buyuk" takimlarda oynayabilmis tek isim ise Philippe Senderos. Ozellikle havadan cok iyi ve gucuyle rakip forvetleri sindirebilen bir defans oyuncusu. Arsenal'de Wenger'in kanatlari altindaki 5 sezondan sonra 2008-09'u da Milan'da kiralik oynayarak gecirmisti. Blogdas sampi tarafindan "Baki Mercimek'in uzun boylusu" seklinde elestirilse de, benim gozumde her zaman yuksek kapasiteli bir oyuncu olmustur. Arsenal ve Milan'da tutunamamis olsa bile, genc yasinda o noktaya cikabilmis olmasi da bu gorusu destekler nitelikte. Bence Senderos'un en onemli problemi ozguven eksikligi. Bu yuzden O'nun, 3-4 adim ileri atmak icin once 1 adim geri atmasi gereken oyunculardan birisi oldugunu dusunuyorum. Bence oyun stili ve ortalikta hakkinda yapilan yorumlar yonunden bize en yakin kiyaslama Servet Cetin olacaktir. Everton'in sakin, sabirli atmosferinde, David Moyes yonetiminde bu sorunun ustesinden kisa surede gelebilecegine inaniyorum. Kendisi icin odenen £6M sozlesmesinin son senesine girdigi dusunulunce biraz yuksek gorulebilir, ancak maddi darlik sebebiyle her adimini dikkatli atmasi gereken Everton bu parayi gozden cikariyorsa bir bildikleri vardir. 

Mevcut kadro yapisi goz onunde bulunduruldugunda da -Lescott Manchester City'e satilmasa bile- Everton'in en az bir stoper almasi gerekiyordu. Gectigimiz sezon defansin ortasinda uclu bir rotasyon kullanmislar ve Jagielka sakatlanip sezonu kapatinca da buyuk sorun yasamislardi. Kaldi ki bu uc isimden iki tanesi (Lescott ve Jagielka) ayni zamanda sag bek, sol bek, ve on libero gibi mevkileri de yedekliyorlardi. O yuzden -Avrupa fiksturu ve kupalardaki iddia da dusunuldugunde- bu bolgeyi rahatlatacak 4. bir oyuncuya ihtiyac vardi kesinlikle. Bu yuzden bence Lescott satilirsa Moyes savunmaya en az bir transfer daha yapacaktir. 


Bahsedecegim ikinci transfer ise cok daha heyecan verici bir isim. Bilmeyenler icin kisaca tanitayim Fabian Delph'i. '89 dogumlu oyuncu Leeds United altyapisindan yetisme, ortasahada oynuyor, ve sol ayakli. As takima yukseldigi ikinci sezon olan 2008-09'da Championship'te 30'dan fazla mac oynadi, 6 gol atti, ve ayni zamanda sezonun karmasina secildi. Gectigimiz sezonun ortasinda kendsini Everton'in istedigine dair haberler ciktigindan beri, Moyes'in yeni bir alt lig kesfi olacagi dusuncesiyle takip ediyorum genc oyuncuyu. Canli macini seyredemesem de internette mac kayitlari, videolari, ve hakkinda yazilan makaleler bolca mevcut. Su ana kadar gorduklerim isiginda, cok iyi sutu olan, topla sahayi dikine katedebilen, saglam bir oyuncu oldugunu soyleyebilirim. 

Bu ozellikleri sayesinde, Fabian Delph'in Aston Villa'nin tam aradigi oyuncu oldugunu dusunuyorum. Gareth Barry'nin biraktigi boslugu ilk senesinde doldurmasi tabii ki mumkun degil. Ancak genc ve yerli oyunculardan kendisine saglam bir cekirdek kurmus olan Villa'da takimin onemli bir parcasi olacaktir kesinlikle. Bu transfer ayni zamanda burada daha once degindigim Martin O'Neill'in ekstra ortasaha/ikinci forvet ikilemine de etki edecektir. Burada tercih ne olursa olsun, odenecek olan £8M'luk bedel ile Irlandali'nin cok basarili isler yapmaya devam ettigini rahatlikla soyleyebilirim. Fabian Delph adina da dogru bir transfer oldugunu dusunuyorum. Adeta birer oyuncu degirmeni olan Tottenham ya da Manchester City'e gidecegine, plani, programi belli bir takima gitmis olmasi gayet iyi oldu kendisi icin. Aston Villa'da basarili olmasi icin her turlu imkan saglanmis durumda kendsine ve bundan sonrasi O'nun bu imkanlari nasil kullanacagina bagli. Ancak benim hissiyatim, Ingiltere futbolunun onemli bir yildiz adayi ile karsi karsiya oldugunu soyluyor. Bakalim, bekleyip gorecegiz.

1 Temmuz 2009

Everton 2008/09 Reloaded - 1/4

Everton'in 2008/09 sezonunda oynadigi maclarin gollerini burada paylasmaya calismis, fakat sansure takilmistik. Uzun bir ugrastan sonra videolari yukleme olayini cozmus bulunuyorum. Ancak dosya buyuklugu sebebiyle 4 ayri post'a bolmek zorunda kaldim. Normalde durumu cok da zorlamazdim aslinda, ancak bu sansur isi bayagi bir kafami bozdu acikcasi. O yuzden buyurun seyredin. Begendiginiz gollerle ilgili yorumlarinizi bekliyorum - tabii ufak ekranda gorebildiginiz kadariyla...

Everton 2008/09 Reloaded - 2/4

Everton'in 2008/09 sezonunda oynadigi maclarin gollerini burada paylasmaya calismis, fakat sansure takilmistik. Uzun bir ugrastan sonra videolari yukleme olayini cozmus bulunuyorum. Ancak dosya buyuklugu sebebiyle 4 ayri post'a bolmek zorunda kaldim. Normalde durumu cok da zorlamazdim aslinda, ancak bu sansur isi bayagi bir kafami bozdu acikcasi. O yuzden buyurun seyredin. Begendiginiz gollerle ilgili yorumlarinizi bekliyorum - tabii ufak ekranda gorebildiginiz kadariyla...

Everton 2008/09 Reloaded - 3/4

Everton'in 2008/09 sezonunda oynadigi maclarin gollerini burada paylasmaya calismis, fakat sansure takilmistik. Uzun bir ugrastan sonra videolari yukleme olayini cozmus bulunuyorum. Ancak dosya buyuklugu sebebiyle 4 ayri post'a bolmek zorunda kaldim. Normalde durumu cok da zorlamazdim aslinda, ancak bu sansur isi bayagi bir kafami bozdu acikcasi. O yuzden buyurun seyredin. Begendiginiz gollerle ilgili yorumlarinizi bekliyorum - tabii ufak ekranda gorebildiginiz kadariyla...

Everton 2008/09 Reloaded - 4/4

Everton'in 2008/09 sezonunda oynadigi maclarin gollerini burada paylasmaya calismis, fakat sansure takilmistik. Uzun bir ugrastan sonra videolari yukleme olayini cozmus bulunuyorum. Ancak dosya buyuklugu sebebiyle 4 ayri post'a bolmek zorunda kaldim. Normalde durumu cok da zorlamazdim aslinda, ancak bu sansur isi bayagi bir kafami bozdu acikcasi. O yuzden buyurun seyredin. Begendiginiz gollerle ilgili yorumlarinizi bekliyorum - tabii ufak ekranda gorebildiginiz kadariyla...

30 Haziran 2009

Everton 2008/09 Sezonu Golleri

YouTube'da cok guzel bir derlemeye rastladim. 2008/09 sezonunda Everton'in attigi ve yedigi butun golleri toplam 40 dakikaya sigdirmislar. Kalite cok cok iyi olmasa dahi bu 4 video Maviler'in ne kadar planli ve calisilmis goller attigini gayet guzel ozetliyor. Ozellikle duran top organizasyonlarina dikkat.


Part 1/4


Part 2/4


Part 3/4


Part 4/4

Not: Memlekette YouTube'la ilgili degisik durumlar olabiliyor bildigim kadariyla. Eger videolar gozukmuyorsa baska bir yolunu bulabilirim.

1 Haziran 2009

Everton - Chelsea: 1-2

Wembley’deki mucadelede hakli bir sekilde kazanan ve 90,000 kisi onunde FA Cup’i kazanan Chelsea oldu. Onemli eksikleriyle Everton, yildizlarla dolu tam kadro Chelsea’ya kafa tutamadi ve kupa umutlarini onumuzdeki sezona birakmak zorunda kaldi. Yine de gecirdikleri muhtesem sezon ve ozellikle de kupa maratonu icin Moyes’i ve ogrencilerini tebrik etmek gerekir. ‘Halkin takimi’ mutevazi butcesiyle zengin devleri zorlamaya devam ediyor.


Yer: Wembley
Tarih: 30 Mayis 2009
Everton: Howard, Hibbert (46’ Jacobsen), Yobo, Lescott, Baines, Neville, Cahill, Osman (82’ Gosling), Pienaar, Fellaini, Saha (77’ Vaughan)
Chelsea: Cech, Bosingwa, Terry, Alex, A. Cole, Mikel, Essien (61’ Ballack), Lampard, Anelka, Malouda, Drogba

Mactan once yaptigim kadro tahminlerine gore tek fark Chelsea’de Ballack yerine John Obi Mikel’in forma giymesiydi. Genc oyuncu ligin sonunu iyi getirmisti ancak yine de Fellaini tehdidi sebebiyle Hiddink’in Ballack’i kenarda oturtacagini dusunmuyordum. Alman oyuncunun final laneti sebebiyle olsa gerek Genc Nijeryali’yi tercih etti usta hoca.


David Moyes maca daha iyi bir baslangic hayal edemezdi herhalde, oyle ki Louis Saha’nin 25. saniyedeki golu ayni zamanda FA Cup final tarihinin en erken goluydu. Ancak golden sonra cesaretlenip iyi top oynamasini bekledigim Everton, tam aksine cok tedirgin ve heyecanli gozuktu. Basit hatalar ust uste geliyordu ve ancak Lescott ile Yobo’nun ustun performansi sayesinde 21’e kadar dayanabildiler. Bu dakikada Lampard ilk yari boyunca defalarca yaptigi gibi sag bek Hibbert’in arkasina attigi uzun bir topla Malouda’yi bulusturdu. Fransiz’in ortasini gol yapan en yakin arkadasi ve finallerin golcusu Drogba idi. Fildisi’li oyuncu boylece Ingiltere’deki bir baska kupa finalini daha bos gecmemis oldu.


Golden sonra da oyunun sekli cok degismedi. Chelsea tum gucuyle Everton’in sag kanadina yukleniyor, sakatliktan yeni cikmis olan Hibbert’i paramparca ediyordu. Moyes’in buna cozumu tek forveti olan Saha’yi Chelsea’nin sol beki Ashley Cole’un uzerine oynatmak ve boylece onun ileri cikmasini engellemeye calismak oldu. Ancak eski Arsenal’li cok basarili bir mac oynadi ve Saha tehdidine ragmen hucumda cok etkili oldu. Everton’in hucumda en buyuk sorunu ise savunmanin onunde oynayan Cahill’in oyuna fazla dahil olamayisi ve bu sebeple takimin atilan uzun toplarda Fellaini’nin cevresinde cogalamamasi oldu. Oyle ki ilk yarida Fellaini rakip takim stoperlerinden tam 11 hava topu almis fakat bunlarin ancak 4 tanesi – ki biri golle sonuclandi – Everton’li oyuncularda kalmisti.

Ikinci yari Moyes oyuna mudahale etti ve koridor olan Hibbert’in yerine Danimarka’li Jacobsen ile basladi. Ayrica savunmanin onunde oynayan Cahill ile Fellaini’nin yerini degistirerek yukarida bahsettigim problemi cozmek istedi. Bu sayede Everton hem savunmasindaki deligi kapadi, hem de toplu oyunda ilk yariya nazaran biraz daha etkili oldu ancak yine de macta Chelsea’nin hakimiyeti devam etti.

68’de Lampard’in savunma arkasina attigi bir baska topta – ofsayt olsa da – Malouda’nin kacirdigi pozisyon Chelsea golunun haberini verir nitelikteydi. Oyle ki skoru degistiren bu sezon bircok kez oldugu gibi yine Lampard oldu. Ingiliz oyuncunun Neville’den siyrildiktan sonra ayakta kalip 20 metreden sol ayagiyla attigi golde birisine suc bulmak gercekten guc. Bir baska deyisle golu Everton yemedi, Lampard atti. Golden sonra da Chelsea’nin hakimiyeti devam etti. Oyle ki cok kotu bir mac cikaran yardimci hakem bir de Malouda’nin nizami golunu yememis olsa mac farka da gidebilirdi.


Neticede Guus Hiddink Chelsea’de gorev yaptigi kisa doneme bir de Federasyon Kupasi sigdirarak Londra’li Mavi’lere veda etmis oldu. Bu kupayi kazanmasini can-i gonulden istedigim David Moyes de onumuzdeki sezona bakmak zorunda kaldi. Yine de Arteta, Yakubu, Jagielka gibi sakatliktan donen yildizlari ve bir yil daha tecrube kazanmis Fellaini, Rodwell, Gosling gibi gencleri ile gelecege umutla bakmak icin herseye sahip Iskoc menajer.

Everton – Chelsea: 1-2
1’ (1-0) Saha
21’ (1-1) Drogba
72’ (1-2) Lampard

2008-09 FA Cup Sampiyonu Chelsea

30 Mayıs 2009

FA Cup Final: Chelsea - Everton


Tam 40 gundur bekledigimiz final yarin Turkiye saati ile 17:00'de oynanacak. Bugune kadar burada cok yapmadigimiz bir sekilde Wembley'deki mucadele oncesi kisa bir degerlendirme yazisi yazacagim.

Blogu takip edenler ozellikle benim siki bir Everton destekcisi oldugumu biliyordur. David Moyes'in ogrencileri kotu basladiklari sezonun sonunu mukemmel getirerek Premier League'de 5. sirayi - yani 4 Buyukler disinda kalanlar liginin sampiyonlugunu - yakalamayi basardilar. Eger ki bu sezona bir de FA Cup ekleyebilirlerse Everton yakin tarihinin en basarili sazonlarindan birini taraftarlarini mutlu ederek tamamlamis olacaklar. Oyle ki kupada su ana kadar Manchester United, Liverpool, Aston Villa, ve Middlesbrough'yu elediler. Bu en azindan bu noktayi sonuna kadar hak ettiklerinin ispati.

Chelsea-Everton macinin degerlendirmesine gecmeden iki takimin yari finalde oynadiklari maclar icin neler yazmisiz diye merak ediyorsaniz asagidaki linklere bakabilirsiniz.

Everton – Manchester United: 0-0 (4-2 penaltilarla)
Arsenal - Chelsea: 1-2

Sakatliklar sebebiyle Everton'in maca hangi kadroyla cikacagi buyuk oranda belli olmus durumda. Arteta, Yakubu, Jagielka, Anichebe gibi sezonu kapatan isimlerin yanisira devre arasinda Manchester City'den kiralik olarak kadroya katilan Jo da statu geregi finalde forma giyemeyecek. Everton'in yarinki 11'inin su sekilde olacagini dusunuyorum:

Howard, Hibbert, Yobo, Lescott, Baines, Neville, Cahill, Osman, Pienaar, Fellaini, Saha

Son gunlerde basinda genc Ingiliz Rodwell'in ilk 11'de oynayacagina dair haberler cikmis olsa da ben Rodwell ve Gosling'in macin ilerleyen donemlerinde forma giyecegini tahmin ediyorum.

Chelsea'de de kadro asagi yukari belli. Onlar da Sampiyonlar Ligi Yari Finali'nde yakaladiklari momentumu bu maca tasimaya calisacaklar. Ayrica Guus Hiddink'in gorevdeki son maci olmasi itibariyle de ayri bir anlam asiyor yarinki karsilasma. Benim kadro tahminim su sekilde:

Cech, Bosingwa, Terry, Alex, A. Cole, Ballack, Essien, Lampard, Anelka, Malouda, Drogba

Hiddink, bir ihtimal, Everton'in hava tehdidine karsi savunmada Ivanovic'e yer verebilir. Onun disinda bu kadroda bir sapma olacagini dusunmuyorum.


Everton dortlu savunmanin onune Neville ve Cahill'i yerlestirip, kanatlarda Osman ve Pienaar'a gorev verecektir. Bu dortlu blokun biraz onunde de Fellaini hucumda forvet coklayicisi, savunmada da rakibi ilk karsilayan adam olacaktir. Buyuk takimlarla oynanan diger maclarda oldugu gibi bu macta da Everton'in daha direkt bir oyun taktigi secmesi surpriz olmamali. Ozellikle oyunkurucu Arteta'nin yoklugunda zaten cok da baska bir alternatifleri oldugunu soyleyemeyiz. Bu noktada Fellaini'nin Chelsea stoperleri Terry - Alex ve onlerinde oynayacak Ballack karsisinda sergileyecegi performans onemli rol oynayacaktir. Kanimca Moyes'in yapmasi gereken bu uzun toplarda dev Belcikali'yi stoperlerin kucagina oynatmaktansa, onu biraz daha geriye cekip en azindan Ballack'a karsi sansini denemesini saglamak olmali. Aksi takdirde - havadan her ne kadar iyi olursa olsun - Fellaini'nin dunyanin hava toplarinda en etkili 10 stoperinden ikisine karsi pek de fazla sansi oldugunu dusunmuyorum. Oyunun hucum yaninda Everton icin bir diger kritik nokta da Arteta'nin sakatligindan sonra alistigi bolgenin daha gerisinde, savunmanin onunde oynamak zorunda kalan Cahill'in ne derece oyuna katilabilecegi. Avustralyali'nin duran toplardaki etkinligi herkes tarafindan biliniyor. Ancak eger Everton yarin hucumda etkili olacaksa onun ceza sahasina yapacagi ofansif kosulara da cok ihtiyaclari olacak. Yine Everton adina bir baska kritik bolge Baines ve Pienaar'in kullandigi sol kanat. Formda ikili karsilarinda forvetten bozma Anelka ve asiri ofansif bek Bosingwa'yi bulurlarsa bu bolgeden Chelsea'nin basini cokca agritabilirler. Mukemmele yakin Chelsea savunmasinin yumusak karni savunmanin sag kanadi cunku. Bir de son olarak duran toplar. Bu sezon gollerinin 40%'ini duran toplardan atmis olan Everton eger ki 10-12 civarinda korner ve ceza sahasi cevresinden serbest vurus kazanabilirse buyuk olasilikla buradan bir gol cikaracaktir.


Chelsea'de ise bence macin en kritik adami Drogba olacak. Yirtici santrafor gununde oldugunda Chelsea'nin hucum gucunu kat ve kat arttiriyor. Tabii onun disinda Lampard ve Anelka olagan supheliler. Ancak Chelsea'nin Barcelona'yi ikinci macin uzatma dakikalarina kadar zorlamasinin ana sebebi sergiledikleri muthis savunma performansiydi. Bunun bir benzerini Everton karsisinda sergileyebilirler mi, soylemek cok zor. Macin favorisi olduklari ve bu sefer 0-0 tercih edecekleri bir skor olmadigi icin daha ofansif oynamak zorunda kalacaklari kesin. Bu durumda da geride ayni su gecirmez yapiyi olusturamayabilirler. Yine de macin favorisi bence Chelsea.

Iki takimin bu sezon ligde oynadiklari iki macin da 0-0 sona erdigini not duseyim. Ilk macta Terry ilk yarida oyundan atilmis, ancak Everton kapanan Chelsea savunmasini acamamisti. Ikinci macta ise Everton yine cok eksik olmasina ragmen sahada galibiyete daha yakin gozuken tarafti.

3 Mayıs 2009

Chalkboards Esliginde Steven Pienaar

Guardian Football'in futbolseverlere sundugu muhtesem bilgi bankasi Chalkboards hakkinda daha once yazmamistim. Bugune kadar girip de kurcalamadiysaniz bir goz atmanizi kesinlikle tavsiye ederim. Cok yakin zamana kadar sadece teknik direktorlerin erisebildigi onemli istatistiklere Guardian Football'in bu super icadi sayesinde artik bizim gibi sade vatandaslar da rahatca ulasabiliyor.

Ben de bugunku Sunderland - Everton macinda cok iyi bir oyun ortaya koyan Steve Pienaar'in bu performansiyla ilgili birseyler karalamak, Chalkboards'un nasil kullanilabilecegini kendimce orneklemek istedim.


Pienaar gectigimiz hafta yazdigim Everton yazisinda da belirttigim uzere David Moyes'in sisteminde cok onemli bir disli. Genel olarak Everton orta beslisinin solunda gorev aliyor ve hem adam eksiltme becerisi hem de mucadeleci oyunu sayesinde takima onemli katki sagliyor. Bugun de Sunderland deplasmaninda bu sezonun en iyi performanslarindan bir tanesini sergiledi ve bir gol bir asistle Everton'in sahadan 2-0 galip ayrilmasinda basrolu oynadi. 


Bu chalkboard 20 numarali Pienaar'in 0-0 biten ilk 45 dakikada ve Everton'in golleri buldugu 45. ile 75. dakikalar arasinda yaptigi paslarin karsilastirmasini gosteriyor. Ust semada gordugumuz Pienaar'in 0-45 arasinda oldukca hareketli olmasina ragmen cokca ortasahanin sol kanadinda topla oynadigi, sol cizgiden iceri fazla girmedigi. Alttaki semada ise 45-75 arasinda sag ayakli Pienaar'in surekli olarak sol kanattan iceri girdigini ve Sunderland ceza sahasinin sag tarafindaki kritik bolgede topla sikca bulustugunu goruyoruz. Werder Bremen - Hamburg mac yazisinda Trochowski ozelinde kanatta gorev alan ters ayakli oyunkurucularin etkisinden bahsetmistim. Konunun ana fikri ters ayakli kanat oyuncularinin iceri kat ederek rakip ortasaha ile savunma arasindaki kritik bolgeye girebildikleri, burada demarke vaziyette rahat ara pasi ve sut imkani yakaladiklari ve ayrica bu sayede arkalarindaki kanat beklerin onunun acildigiydi. Simdi bu teoriyi goz onunde bulundurarak asagidaki golleri seyredin.

47' Pienaar (0-1)


71' Fellaini (0-2)


Yukaridaki semayla birlestirildiginde bence yeterince aciklayici. Ilk golde iceri kat eden Pienaar, Jo'nun arapasini gole cevirirken ikinci golde de sag kanada deplase olarak cizgiye iniyor ve penalti noktasina cikardigi top ile Fellaini'nin golunun hazirlayicisi oluyor. Kisacasi, zaten iyi gununde olan Pienaar, ikinci yarida sol cizgiye hapsolmayip hucumda iceri girerek oynayinca cok daha etkili oluyor ve takimini deplasmanda galibiyete tasiyor. 


Ikinci chalkboard ise Everton'in sahadaki en teknik oyuncusu olan Pienaar'in macta kazandigi toplari gosteriyor. 4 interception (pas arasi) ve 6 tackle (kayarak mudahale) ile toplam 10 top kazanmis bugun Pienaar ki bu rakam bir hucum oyuncusu icin cok cok iyidir. Yani sadece top Everton'dayken degil rakipteyken de gorevini eksiksiz yerine getirmis Guney Afrikali oyuncu. Bir hucumcudan baska ne beklenebilir bilemiyorum. Zaten hucumculari bile bu derece sert ve mucadeleci bir takim oldugu icin Everton Premier League'in en saglam takimlarindan birisi diyebiliyoruz.

Hiddink tabii ki onlemini alacaktir ancak bu formuyla Pienaar FA Cup finaline de damgasini vurursa kimse sasirmamali.

29 Nisan 2009

Everton ve David Moyes Uzerine

Yabanci ligleri ya da NBA'i takip etmenin en guzel yani, herhangi bir takima gonulden bagli olmadigimiz icin her sezon dogru isler yapan, kisisel zevkimize hitap eden takimlari destekleyebiliyor olusumuz bence. Renk aski denklemin bir parcasi olmadigi icin meshur olmaya calisan bir baskanin himayesi altina giren, her tuttugunu kurutan, 6 ayda bir teknik direktor degistirip kadroyu bastan asagi yenileyen, kisacasi hicbir tutar tarafi olmayan takimlara saplanmiyor, yanlisin pesinden gitmek zorunda kalmiyoruz. Misal Ingiltere'de yasiyor ve Newcastle United'i tutuyor olsaydim su anda hayat kalitem ciddi anlamda azalmisti. Nerede Shearer'li Manchester United'a kafa tutan Newcastle, nerede Joey Barton'li, Obafemi Martins'li antipatik, Keagan'i bile takima kusturmeyi basarabilmis bugunku Newcastle. Ayni ornekleme - cok daha carpici bir sekilde - Yildirim Demiroren donemi Besiktas'i icin de yapilabilir. Nerede Metin-Ali-Feyyaz'lar, nerede Suleyman Seba, Serdar Bilgili, Husnu Gureli, Ibrahim Altinsay, nerede Ailton, Ahmed Hassan, Yildirim Demiroren, Kivanc Oktay, Celal Kolot gibi. Ancak bu yazinin konusu Besiktas degil. Son yillarda, mutevazi butcesi ile akilli transferler yaparak, altyapisindan oyuncular cikararak, duzgun bir planlamayla Ingiltere'nin dolar milyarderleri tarafindan finanse edilen dev kuluplerine kafa tutan Everton'i destekliyorum. Bu sene blogdas Sampi'yi de isin icine iyice cektim ki kolumuzu kesseniz masmavi akar kanimiz, o derece.


Yaklasik bir aydir David Moyes'in onderliginde sekillenen bu Everton Projesi hakkinda birseyler yazmak istiyordum. Ancak yazinin formatina karar vermem biraz zaman aldi. Sonunda 95%'i 7 senelik Moyes doneminde kadroya katilmis olan bu takimin onemli oyuncularini birer birer kisaca tanitip, takima nasil transfer edildiklerini ve bugun hangi noktada olduklarina dair goruslerimi yazmaya karar verdim. Moyes'in esine az rastlanir basarisinin en iyi bu sekilde anlatilacagini dusunuyorum.


Tim Howard
1979 dogumlu Amerika'li kaleci ilk olarak 2006-07 sezonunda Manchester United'dan kiralik olarak takima katildi. Howard, United'da cok da basarili gecmeyen iki sezonun ardindan sozlesmesini uzatmis, ancak buna ragmen takima Van Der Sar transfer edilip kendisi yedek duruma dusunce takimdan ayrilmak istedigini aciklamis, ona kollarini acan da bir baska Iskocyali David Moyes olmustu. Everton'da kiralik oynayarak gecirdigi donemde son derece basarili olan kalecinin bonservisi bir sezon sonra, son derece makul bir fiyata (3M Paund) Manchester United'dan alindi. Mavi beyazli formayi giydigi ilk gunden bu yana performansi surekli olarak yukseliyor ve kendine olan guveni artiyor Amerika'li kalecinin. Zaten son derece yetenekli oldugu biliniyordu ancak cok ihtiyaci olan istikrar ve guven ortamini Everton'da bulunca Premier League'in en saglam kalecilerinden bir tanesi haline geldi. Bir kaleci icin ideal sayilabilecek bir yasta (30) ve onunde daha en az 6-7 senesi var. Ben Amerika'li olusundan midir, yoksa kolay gol yemeyip zor toplarin da yarisini cikarisindan midir bilemiyorum ama Howard'i Brad Friedel'a inanilmaz benzetiyorum.

Tony Hibbert
Everton altyapisindan yetismis olan Hibbert, bu takima Moyes tarafindan kazandirilmamis ender isimlerden bir tanesi. Cok istikrarli ve guvenilir bir sag bek olan Ingiliz oyuncu, Moyes'in vaz gecemedigi isimlerden. Benim fikrime gore oyunun savunma yonunde oldukca yeterli, hucumda ise vasat bir oyuncu. Ancak ne olursa olsun, her mac sahaya elinden gelenin 110%'unu yansitan, takimi icin herseyi yapacn tiplerden. Bizim Ibrahim Uzulmez'in bir ust versiyonu anlayacaginiz. Yazinin sonunda bahsedecegim 'Everton Karakteri'ne muthis uyan, ve bu sebeple de buyuk ihtimalle kariyerinin sonuna kadar mavi-beyazli formayi giyecek bir isim 1981 dogumlu Ingiliz.

Joseph Yobo
David Moyes'in Everton kariyerinde gerceklestirdigi ilk transfer olan Nijerya'li oyuncu Howard ve daha niceleri gibi takima once kiralik olarak katilmis, uyum sagladigindan emin olununca da 1M Paund gibi cok makul bir fiyata kadroya katilmisti. Ayni Hibbert gibi cok guvenilir bir savunma oyuncusu ve Moyes'in gozunu kirpmadan forma verecegi isimlerden bir baskasi. Kadrodaki konumu acisindan ben Emre Asik'a benzetiyorum kendisini. Oynarsa elinden geleni yapar, oynamazsa da sorun cikarmadan efendice oturur sirasini bekler kenarda. Havadan da yerden de gayet yeterli bir stoperdir onun disinda. Ancak ayaginda topla cok da goz alici olmadigini belirteyim. Bu sebeple benim gozumde bu takimin Jagielka ile Lescott'in ardindan en iyi 3. stoperidir.


Phil Jagielka
Moyes'in 2007'de Premier League'den dusen Sheffield United'dan 4M Paund'a transfer ettigi Jagielka (yaygin kaninin aksine Yagielka diye okunuyor soyadi), gectigimiz haftasonu sakatlanana kadar sezonun en basarili isimlerinden bir tanesiydi Everton'da. Bu basarisi Everton’in cok iyi gecirdigi Subat ayinda Premier League’de Ayin Oyuncusu secilmesiyle de onaylanmisti zaten. Jagielka, David Moyes'in oyucularina ne kadar katki yaptiginin da en guzel orneklerinden bir tanesidir. Everton'a gelmeden once on libero ve donem donem sag bek oynayan iyi bir oyuncuydu Jagielka. Ancak Moyes kendisini Everton'daki ilk sezonu olan 2007-08’de savunmanin gobegine monte etti ve burada gercekten cok buyuk basari sagladi. Oyle ki su anda Milli Takim stoper rotasyonunda 3. ya da 4. isim konumunda. Klasik Ingiliz stoperler kadar uzun boylu olmasa da bu eksikligini mucadeleci oyunu ve cabukluguyla kapatmayi basariyor. Kariyerinin buyuk bolumunu ortasaha ve sag bek oynayarak gecirdigi icin de topla arasi bir stoper icin gayet iyi. Geriden attigi isabetli uzun toplar Everton'in ozellikle deplasmanlarda basvurdugu direkt oyun tarzinda cok onemli bir yere sahip. Ayrica yeri geldiginde sag bek ve on libero da oynayabildigi icin dar Everton kadrosunda islevi daha da artiyor Jagielka'nin. Bugun Manchester United ve Chelsea disinda her Premier League takiminda kafadan oynayabilecek duzeyde Ingiliz oyuncu. Taliplisi ciksa dahi Moyes'in onu 12-14M Paund'dan asagi satacagini dusunmuyorum.


Joleon Lescott
Bir baska mukemmel Moyes transfer hikayesi. Takima ilk etapta 2M Paund'a kazandirilan ve performans bonuslariyla toplamda 4M Paund'a mal olan Ingiliz oyuncu takimin degismezlerinden. Guclu fizigiyle havadan gecit vermedigi gibi ayni Jagielka gibi ayaklarini da cok iyi kullaniyor. Solak olusu ve sol bekte de son derece basarili olmasi en onemli artisi. Ayni zamanda son iki sezonda attigi 14 gol ile Premier League'in en golcu savunma oyunculari arasinda basi cekiyor Lescott ki bu Everton gibi duran toplara fazlasiyla ihtiyac duyan bir takim icin cok onemli. Gecitigimiz sezonun neredeyse tamaminda sol bek oynadiktan sonra bu sezon Baines'in formu ve Yobo'nun yasadigi sorunlar sebebiyle daha cok stoperde gorev aldi. Iki gorevin ustesinden de alninin akiyla geldigini rahatlikla soyleyebilirim. Her ne kadar kendisi yer yer stoper, yer yer sol bek oynuyor olusunun Ingiltere Milli Takimi'na girme sansini azalttigini dusunse de ben - Moyes'in de soyledigi gibi - aslinda bunu Lescott'un en onemli avantaji olarak goruyorum. Su anda Milli Takimda stoper rotasyonunda 5., sol bek rotasyonunda ise 3. siradaki isim. Oyle ki bu versatilite Ingiltere'nin Dunya Kupasi'na katilmasi durumunda onun 22 kisilik sinirli kadroda yer almasinda buyuk pay sahibi olacaktir. Moyes en son gozde defans oyuncusu icin Manchester City'nin yaptigi 10M Paund'luk teklifi geri cevirdi.

Leighton Baines
Moyes'in 2007'de 6M Paund'a Wigan Athletic'ten transfer ettigi Ingiliz sol bek Lescott ya da Jagielka gibi mukemmel bir baslangic yapamamisti Everton kariyerine. Oyle ki gectigimiz sezon Lescott'in sol bekteki formu sebebiyle cogu macta takimi kenardan seyretmek zorunda kaldi. Bu sezon basinda da durum ayniydi; ancak Moyes israrla bazi oyuncularin adaptasyon suresinin digerlerine oranla daha uzun olmasinin normal oldugunu ve Baines'in de sirasinin gelecegini soyluyordu. Nitekim 2008 sonu Noel donemiyle birlikte uyum sorununu tamamen atlatmis ve Everton sistemini kavramis olan Baines yakaladigi sansi mukemmel bir sekilde kullandi ve o gunden beri formayi sirtindan henuz bir kez bile cikarmadi. Oyle ki ustun formu ile Capello'nun da gozune girmeyi basardi ve Milli Takim'a kadar yukseldi. Everton iceride, ustun oynadigi maclarda cogu iyi takimin yaptigi gibi beklerini one cikararak rakip takimi kendi sahasina hapsetmeyi seven bir takim. Ortasahanin kenarlarinda oynayan oyuncular da genel olarak ortasaha tipli oldugu ve sifira inip orta kesmeyi tercih etmedigi icin Everton beklerinin yetenekli isimler olmasi cok onemli. Baines bu kaliba aynen uyuyor. Son donemde Arteta'nin sakatligi ile acilan duran topcu boslugunu da layikiyla doldurdugunu soyleyebiliriz, ki bu da herseyin uzerine artisi. Baines transferlerin 1 yil icin degil en az 4-5 sene icin yapildiginin ve oyuncular uzerinde sabredilmesi gerektiginin en onemli kanitlarindan bir tanesi ve bu yaniyla bizim sabirsiz buyuklerimiz tarafindan iyi incelenmesi gereken bir oyuncu.

Phil Neville
Everton'in kaptani, eski Manchester United'li Phil Neville. Takimin en tecrubeli ve en cok basari kazanmis oyuncusu uzak ara. United'da oynarken onu daha cok sol bekte ara ara da kardesi Gary Neville olmadiginda sag bekte izliyorduk. Ancak o da Moyes ile futbolunda yenilik yasayanlar kervanina katilanlardan ve bu sezon belki de her mac on libero olarak forma giydi. Pozisyon bilgisi, tecrubesi ve kuvvetli defansif yonu sayesinde bu gorevin ustesinden basariyla geliyor. Gectigimiz sezon takimin cok onemli bir elemani olan ancak yaslandigi icin Championship takimlarindan Birmingham City'e gitmeyi tercih eden Lee Carsley'in boslugunu fazlasiyla doldurdu Neville. Tabii ki yeri geldiginde sag bek ve sol bek olarak da gorev yapabiliyor ki bir cok kez daha tekrarlayacagim gibi Everton'in gorece dar bir kadroyla bu kadar basarili olmasinin altinda yatan en onemli sebeplerden bir tanesi Neville gibi birden fazla pozisyonda rahatlikla oynayabilen oyunculara sahip olmasi. Onumuzdeki ay oynanacak FA Cup finalinde ona cok is dusecek. Bu arada 3.5M Paund gibi cok makul bir rakama takima katildigini da belirteyim.

Leon Osman
KKTC asilli Ingiliz oyuncu Everton altyapisinin bir baska mezunu. Ayni zamanda Hibbert ile birlikte takima Moyes tarafindan kazandirilmamis yegane iki isimden bir tanesi. 28 yasinda ve ortasahanin her tarafinda rahatlikla oynayabiliyor. Herkes saglikliyken ideal yeri ise sag kanat. 'Aslan' Osman cok mucadeleci ve yeteri kadar teknik sahibi bir oyuncu. Yine Hibbert gibi cok kalburustu bir isim olmasa da istikrarli grafigi ve her turlu gorevi belirli bir duzeyin uzerinde yapabilmesi sebebiyle Moyes'in en cok guvendigi isimlerden bir tanesi. Taraftarin da en cok sevdigi isimlerden ve bu yuzden kariyerini Everton ile noktalamazsa benim icin cok buyuk bir surpriz olur. Bugune kadar Ingiltere Milli Takimi formasi giymedigini ve Turk Milli Takimi'nda gorev yapabilecegini de not duseyim.


Mikel Arteta
Ispanyol oyuncu Everton'in beyni. Kiralik olarak gecirdigi ilk sezonun ardindan 2M Paund'a kadroya katildigi goz onunde bulunduruldugunda Premier League'de son 5 yil icerisinde yapilmis en iyi transferlerden bir tanesi oldugunu rahatlikla soyleyebilirim. Kariyerinin baslarinda ortasahanin ortasinda Xabi Alonso tarzi bir oyuncu olmasi bekleniyordu ondan. Ancak ustun teknik kapasitesine ragmen fiziksel olarak bu pozisyona hazir olmadigi icin Sociedad, PSG, Rangers gibi bir cok takimda tutunamadi. Kendisindeki isigi goren Moyes ise onu fiziksel olarak daha az yipranacagi bir pozisyon olan sag kanatta oynatmayi denedi ve bunda cok da basarili oldu. Daha once de bahsettigim gibi Everton'in oyun sisteminde klasik kanat oyuncularina yer yok. Takimi genel olarak 5 ortasaha oyuncusuyla sahaya cikarip, bunlardan gorece daha marifetli olanlarini kanatlara koymayi seviyor Moyes. Arteta da bu plana muthis uydu ve her iki kanatta da basariyla forma giydi. Ancak Moyes Arteta'nin kapasitesinin farkindaydi ve onun kanattaki performansi ile yetinmeyerek uzun bir sure boyunca fizigini gelistirmesi icin ozel antrenmanlar uyguladi. Bu surede hem yipranmadan mac tecrubesi edinen, hem de Everton oyun sistemini iyice benimseyen Arteta, bu sezon basi ile birlikte Moyes'in onu ortasahada gorevlendirmesiyle mukemmel bir oyuncuya donustu. Arsene Wenger'in 15M Paund'luk teklifi bile kendi basina Arteta'da yasanan bu gelismeyi anlatmaya yeter zaten. Ancak isler tam da Ispanyol oyuncunun istedigi gibi giderken ve insanlar onun Ispanyol Milli Takimi'na alinmayisini sorgulamaya baslamisken cok talihsiz bir sekilde dizinden sakatlandi ve sezonu kapatti. Sakatlanana kadar belki de takimin basarisindaki en onemli pay onundu ve Toffee'ler onun takima donecegi dunu iple cekiyorlar. Korner ve frikiklerdeki basarisindan ve bunun Everton icin oneminden bahsetmekte de ayrica yarar var.

Steven Pienaar
Pienaar gerek kariyeri, gerek Everton'a gelis sekli, gerekse Moyes'in onu oynatis tarzi bakimindan Arteta ile cok buyuk benzerliklere sahip. Cogu kisinin bildigi uzere Ajax'in Van Der Vaart'li, Ibrahimovic'li, Chivu'lu, Van Der Meyde'li son altin jenerasyonunun onde gelen yeteneklerinden bir tanesiydi Guney Afrika'li oyuncu. Ancak Ajax'tan gerektigi zamanda ayrilmadigi icin saydigim diger isimler gibi buyuk takimlara transfer olacagina Borussia Dortmund'un yolunu tutmustu. Forvet arkasi ve ortasahanin ortasinda oynadigi Dortmund'da kendinden bekleneni veremedi ve Nuri Sahin'in gosterdigi gelisimin de etkisiyle 2007-08 sezonunda satis opsiyonuyla beraber Everton'a kiralandi. Moyes burada Pienaar'i, ayni Arteta'da yaptigi gibi, kanatta oynatarak onun Premier League'e adaptasyon donemini kolay gecirmesini ve bu sirada da fiziksel olarak kuvvetlenmesini sagladi. Bu sezon basinda da 2M Paund karsiliginda, takima zaten uyum saglamis, kadroda kendisine belli bir yer edinmis olan Pienaar'i son derece risksiz bir transferle kadrosuna katti. Pienaar iki kanatta da oynayabimesi ve takimda belki de topla adam eksiltebilen tek oyuncu olusu sebebiyle kadronun degerli bir parcasi. Moyes'in onun icin neler planladigini biz bilemeyiz ancak su haliyle bile Premier League'in kalburustu kanat oyuncularindan bir tanesi oldugunu rahatlikla soyleyebilirim. Gokdeniz'in takimi Rubin Kazan Rus transfer doneminde kendisine talipti ancak onerdikleri 6M Paund Moyes tarafindan geri cevrildi, bunu da eklemis olayim.


Tim Cahill
Eger Arteta Everton'in beyniyse Tim Cahill de bu takimin kalbi ve ruhu. Taraftarlarin en cok sevdigi isim olan Avustralyali gercekten cok cok ozel bir futbolcu. Ortasahanin ortasinda, forvet arkasinda ve hatta bu sezon sakatliklar sebebiyle defalarca mecbur kaldigi uzere ileri ucta basariyla oynayabiliyor Cahill. Everton gibi bir takimda bile hirsi, mucadeleci oyun tarzi ile sivrilmeyi basariyor - bu ozellikleriyle de taraftarin tum sinerjisini sahada uzerine yogunlastirdigi isim Cahill. Ayni yan tarafta gordugunuz Ilhan Mansiz ve Gennaro Gattuso ya da Tuncay Sanli gibi. Bu tur oyuncular takimlarinin kisiliginin belirlenmesinde cok buyuk rol oynarlar ve bu sebeple cogu zaman dusunulenden cok daha onemlidir kadro icindeki yerleri. Fenerbahce'nin Tuncay'in gidisiyle nasil ruhsuz ve maglubiyeti sorun etmeyen bir takim oldugunu, Besiktas'in Ilhan'in gidisiyle sampiyonlugu kaybedisini, Gattuso'nun sakatligiyla Milan'in onca yildiza ragmen bu sezon ne kadar gerilerde kaldigini bir dusunun. Cahill de Everton icin o kadar onemli bir oyuncudur.
Tabii ki Cahill'den bahsedip de onu cok ozel kilan asil becerisi olan hava toplarindaki essiz zamanlama kabiliyetinden soz etmemek olmaz. Cok uzun boylu olmamasina ragmen (1.78) yillardir Premier League'in en cok kafa golu atan oyuncularindan bir tanesidir ve bu ozelliginin Everton duran top hucumlarinda yeri cok buyuktur. Ben kendi adima duran toplarda seyrettigim en tehlikeli oyuncu oldugunu rahatlikla soyleyebilirim. Championship ekibi Millwall'un 2003-04 sezonundaki muthis kupa macerasi sonrasi Everton'a kazandirildigini ve sadece 1.5M Paund'a mal oldugunu da belirteyim.


Marouane Fellaini
Moyes’in buyuk ucretler odeyerek takima kattigi iki isimden bir tanesi Fellaini. ’87 dogumlu 1.95’lik dev Belcikali bu sezon basinda Standard Liege’den 15M Paund’a transfer edildi. Cogu kisi tarafindan pahali bulunan bu transferin ardindan performansi merakla bekleniyordu ve su ana kadar ilk sezonunda Moyes’in kendisine duydugu guveni bosa cikarmadigini soyleyebilirim. Cok degisik bir oyuncu Fas asilli Fellaini. Genis kalibi ve uzun boyu sayesinde havadan mukemmel ancak buna ragmen top teknigi de gayet ust duzeyde. Onu diger oyunculardan ayiran bu ozelligini Moyes ilgi cekici bir sekilde onemli bir taktik silaha donusturdu bu sezon ve bircok macta oyun sistemini genc Belcikali uzerine kurdu. Burada gectigimiz haftaki Manchester United macinda Moyes’in Fellaini’yi nasil kullandigini incelemis, ayni zamanda genc oyuncunun iyi ve gelistirmesi gereken yonlerinden bahsetmistim. Ozetlemek gerekirse, biraz tecrube kazandigi ve hava toplarindaki zamanlamasini gelistirebildigi takdirde Premier League’de cok cok onemli bir oyuncu olacagini dusunuyorum Fellaini’nin. Moyes onu simdilik – kadrodaki eksikliklerin de etkisiyle – ortasahada forvete yakin bir pozisyonda oynatiyor, ancak onumuzdeki yillarda onun icin asil planinin ortasahanin ortasi oldugunu bir roportajinda anlatmisti. Sac stili ile birkac sezon once NBA’de Ben Wallace’in yaptigi gibi bir ‘fro akimi baslattigini ve her Everton macinda tribunlerde yuzlerce ‘bonus’ peruklu taraftar gordugumuzu de belirteyim.


Yakubu
Nijeryali oyuncu 11M Paund’luk transfer bedeli ile Fellaini ile beraber Moyes’in takima katmak icin ciddi miktarda para harcadigi iki isimden bir tanesi. Suratli ve cok kuvvetli bir forvet oyuncusu Yakubu ve Everton sisteminde cokca hucumda tek kalmasina ragmen bu gorevi layikiyla yerine getiriyor. Takimdaki ilk sezonunda 39 macta 20 gol barajini asarak ne kadar yerinde bir transfer oldugunu zaten herkese kanitlamisti. Bu yil ayni gol oranini yakalayamamis olsa da iyi performansina devam ediyordu ki yasadigi asil tendonu sakatligi sezonu erken kapatmasina yol acti. Eger onumuzdeki yil sahalara dondugunde eski formunu yakalayabilirse Everton’in en onemli silahlarindan biri olacaktir.

Louis Saha
Moyes’in Ferguson’un Manchester United’indan kadrosuna kattigi bir diger tecrubeli isim de Louis Saha. 1M Paund’luk bir bonservis bedeli ve mac basina ucretle takima katildigi hesap edildiginde dusuk risk – yuksek odul profilli bir transfer oldugu soylenebilir. Bu sezon – her zaman oldugu gibi – sakatliklarla bogusmasina ragmen donem donem attigi gollerle takima onemli puanlar kazandirmayi basardi Fransiz oyuncu. Saglikli ve gununde oldugunda Premier League’in en iyileri kadar tehlikeli bit isim Saha.

Jo
Bir baska tipik Moyes transferi de Jo. Sezon basinda CSKA Moskova’dan Manchester City’e 19M Paund’a transfer olan Brezilyali burada istedigi kadar sans bulamayinca Everton’a kiralandi. Kontratinda satin alma opsiyonu olmamasina ragmen, Moyes’i ikna edebilirse onumuzdeki yillarda da kendisini mavi formayla izleyebiliriz. Ancak Everton’da sergiledigi basarili performans ve yuksek bonservisi sebebiyle bu transferin gerceklesmeme ihtimali de gayet yuksek. Sezonun geri kalaninda ne kadar basarili olacagi ve yeni transfer doneminde Moyes’e Everton yonetiminden ne buyuklukte bir butce verilecegi bu konuda belirleyici olacaktir.
Teknik yapisi ve yumusak oyun tarzi sebebiyle Manchester United’daki Berbatov havasi uyandiriyor bende Jo. Bunu iki turlu yorumlamak da mumkun; elimizde olmayan turde bir oyuncu, cesitlik yaratiyor da diyebilirsiniz, takimin butunlugunu bozuyor da. Ben sahsen Yakubu saglam donerse Jo’nun iyi bir tamamlayici parca olacagini dusunuyorum. Moyes’in oyuncu gelisimindeki basarisi goz onunde bulunduruldugunda da Brezilyali’nin Premier League’de kendisi icin daha iyi bir takim bulamayacagini da rahatlikla soyleyebilirim.


Jack Rodwell
1991 dogumlu genc oyuncu Everton altyapisinin A Takim’a sundugu son yetenek. Ayni zamanda Ingiltere U19 Milli Takiminin kaptani ve son donemde U21 Milli Takiminda da forma giymeye basladi. Su ana kadar oynadigi asil pozisyon stoper iken Moyes onu bu sezon tamamen on liberoda oynatti. Ben bunun Rodwell’in top teknigini ve pozisyon bilgisini gelistirmek, ve bu sirada yapacagi hatalarin skora direk etki etmesini engelleyerek kendine olan guvenini zedelemeden ona mac tecrubesi kazandirmak adina yapilmis klasik bir Moyes hamlesi oldugunu dusunuyorum. Ancak fizigi ve yetenegi sebebiyle iyi bir defansif ortasaha da olabilir kariyerinin ilerleyen yillarinda Rodwell. Bekleyip hep beraber gorecegiz.

Dan Gosling
Everton A Takimi’na bu sezon yukselen bir baska genc oyuncu da Dan Gosling. Gectigimiz sezon devre arasinda Championship temsilcisi Plymouth Argyle’dan 1M Paund’a transfer edilmisti. Genc takim ve rezerv ligde forma giyerek takima uyum saglamasi saglandiktan sonra Moyes tarafindan bu sezon A Takim’a yukseltildi. A Takim’da ortasahanin sag kanadinda forma sansi buluyor kendisine, ancak ilerleyen yillarda ortasahanin gobegine yerlesmesi bekleniyor. Bu sezon FA Cup 4. Tur eslesmesinin ikinci ayaginda Liverpool’a 118. dakikada attigi golle dikkatleri uzerine cekmeyi basarmisti. Moyes Rodwell gibi onu da yavas yavas A Takim’a alarak yipranmasini engellemeye calisiyor. Onumuzdeki sezondan itibaren rotasyonun onemli bir parcasi olacagini dusunuyorum.

James Vaughan
1988 dogumlu altyapi mezunu 2004-05 sezonunda A Takim’a yukselmis ve Premier League sahnesine firtina gibi girmisti. 16 yas 357 gunlukken attigi gol ile yine baska bir Everton akademi mezunu Wayne Rooney’in “Premier League’de gol atan en genc oyuncu” rekorunu kirdiginda karsilastirmalar kacinilmazdi. Ancak o tarihten itibaren sakatliklar bir turlu yakasini birakmadi genc oyuncunun ve bu sebeple kendisinden beklenen asamayi kaydedemedi. Bu sezonun neredeyse tamamini da sakatliklarla bogusarak gecirdikten sonra FA Cup yari finalindeki Chelsea maciyla sahalara dondu ve iyi bir performans sergiledi. Cok suratli ve yetenekli bir oyuncu olan Vaughan icin onumuzdeki sezon cok buyuk onem tasiyor. 21, forvet oyunculari icin hala genc sayilabilecek bir yas. Eger basindaki sakatlik belasindan kurtulabilirse cok iyi bir oyuncu olmak icin hala sansi oldugunu dusunuyorum.

Victor Anichebe
1988 dogumlu bir baska altyapi mezunu Anichebe. Vaughan kadar yetenekli olmasa da kuvvetli fizigi ve suratiyle iyi bir oyuncu olma sansi var. Gecen sezon UEFA Kupasi’nda attigi 4 golle dikkatleri uzerine cekmisti. Bu sezon ise forvet bolgesinde yasanan sakatliklar ile ust uste forma sansi buluyordu ki Newcastle United macinda Kevin Nolan hayvaninin darbesiyle o da sezonu kapatanlar kervanina katildi. Eger ki Yakubu, Vaughan, ve Saha takimda kalir, Jo da kadroya eklenirse onumuzdeki takimdan ayrilmak durumunda kalabilir genc Nijeryali.

Not: Van Der Meyde, Nuno Valente, Jacobsen, Castillo gibi isimlere yer vermedim. Cunku takimda cok forma giymedikleri gibi bu oyunculardan herhangi birisinin onumuzdeki sezon Everton’da kalmasini beklemiyorum.


Moyes’in basarisini anlatmanin daha iyi bir yolu var miydi bilmiyorum. Ortada duzgun bir planlamayla, her adimi hesap edilerek, ve cok az hata payiyla kurulmus, belli bir oyun tarzi olan, sahaya her macta elinden gelenin en fazlasini yansitan, bunun yani sira oynadigi futbolla da kendisini digerlerinden ayristirmayi basarabilen bir takim var ve bu takimin mimari/muhendisi/tas ustasi David Moyes. ‘Everton Karakteri’ ile anlatmaya calistigim da bu caliskan, mucadeleci, takimi icin fedakarliktan kacmayan oyuncularin David Moyes onderliginde olusturduklari ortam zaten. Sahsen bir futbol izleyicisi olarak beni inanilmaz heyecanlandiriyorlar. Bireysel gelisimine katkida bulunulan yetenekli oyuncular, altyapidan gelen gencler, ve baska yerde bulamadigi huzur/istikrar ortamini Everton’da yakalayip bu sayede parlayan veteranlar. Mukemmel bir karisim Moyes’inki ve hergun uzerine birseyler daha koyarak yollarina devam ediyorlar. Sakatlar geri donup de bu sezon cokca forma sansi bulan gencler biraz daha gelistigi vakit cok cok iyi bir takim olacaklar. Tottenham, Newcastle, Manchester City, West Ham, Portsmouth gibi Premier League’in diger kalburustu takimlarindan kat kat ileride maviler ve yillardir lige ambargo koyan Muhtesem 4’lunun arasina girmeye en buyuk aday onlar.

Come On You Blue!

20 Nisan 2009

Everton - Manchester United: 0-0 (4-2 Penaltilarla)


Moyes’in ogrencilerini yine bir sekilde hayatta kalmayi basardilar. Everton, FA Cup’ta Liverpool, Aston Villa, ve Middlesbrough’dan sonra bir diger Premier League temsilcisi, lig lideri Manchester United’i da eleyerek Wembley’deki finalde oynamaya hak kazandi.

Yer: Wembley
Tarih: 19 Nisan 2009
Everton: Howard, Hibbert, Jagielka, Lescott, Baines, Neville, Cahill, Osman, Pienaar, Fellaini (102’ Vaughan), Saha (70’ Rodwell)
Manchester United: Foster, Rafael, Vidic, Ferdinand, Fabio (64’ Evra), Anderson, Gibson, Park (67’ Scholes), Wellbeck, Macheda (91’ Berbatov), Tevez

Alex Ferguson beklendigi gibi hafta arasinda Sampiyonlar Liginde Porto’yu eleyen kadrosunun neredeyse tamamini degistirerek basladi. League Cup’taki performanslariyla Iskoc’un gozune girmeyi basaran Foster, Gibson, ve Wellbeck ligin son haftalardaki surpriz kurtaricisi Macheda ile birlikte forma buldular. Bu isimlerin yaninda Brezilya’li ikizler Rafael ile Fabio ve hafta arasinda cok iyi bir performans sergilemis olan Anderson da rotasyon sayesinde Wembley’de sahadaydi. Hafta arasini mac oynamadan geciren Everton ise uzun sureli sakatliklar Arteta ile Yakubu ve kupada oynayamayan Jo haricinde ideale yakin kadrosuyla sahadaydi. Mac oncesi saglik testini gecmeyi basaran Saha da forma giyiyor ve Everton’dan 4-6-0 gorme umutlari suya dusuyordu. Fransiz’in arkasinda destekleyici gorevinde artik bu rolde gormeye alistigimiz Fellaini, onun ardinda da Cahill’in Arteta’nin yerine oyunkurucu olarak oynadigi bir dortlu vardi.

Mac 60. dakikaya kadar son derece kapali ve kisir oynandi. Manchester daha cok topa sahip olan ekipken Everton uzun toplarla Fellaini’yi bulmayi amacliyordu. Ortasahadaki sikisik oyun sebebiyle beklerini oyuna sokamayan Everton’in bundan baska da bir sansi yoktu acikcasi. Bu konuda Moyes’in ekibine yapilabilecek belki de tek elestiri bu uzun toplarin Fellaini’ye oynanis bicimiydi. Saha’ya cok yakin, biraz da bu yuzden stoperlerin kucaginda oynayan Fellaini bu toplari almak icin Ferdinand ve Vidic ile mucadele etmek zorunda kaldi mac boyunca. Daha onceki maclarda gordugumuz gibi biraz daha geride, Everton ortasahasina daha yakin oynasa idi kendisine atilan bu uzun toplarda rakibi Gibson ya da Anderson olacakti. Bu da ya daha cok top kazanmasini saglyacak ya da United stoperlerini ileri cekip boylece rakip savunmanin dengesini bozacakti.


Fellaini demisken, konuyla da ilgili oldugu icin devam edeyim. Baya bir zamandir bu dev Belcikali’yi dikkatle seyrediyorum. Moyes’in 15M Paund’luk transferi cogu kisi tarafindan pahali bulunmus, Fellaini de sezonun baslarinda bu sebeple elestiri oklarinin hedefi olmustu. Ancak sezon ilerledikce uyum sorununu atlatan Fas asilli oyuncu her gecen gun daha iyi bir performans sergiliyor ve bugun Everton’in oyun planinin cok onemli bir parcasi haline gelmis durumda. Hakikaten hava toplarinda bu kadar etkili bir oyuncu cok uzun zamandir gormemistim. Bugun Ferdinand ve Vidic gibi bu alanda parmakla gosterilen iki isim ile mucadele etmesine ragmen tam 7 hava topu indirdi ki bu hic de fena bir rakam degildir. 1.95’lik boyunun ve kuvvetli fiziginin bunda cok buyuk rolu var tabii. Kaldi ki zamanlama yeteneginin gelisime cok acik oldugunu da soylemek yanlis olmaz. Onun sansina bu konuda kendisine cok yardimci olabilecek bir teknik adam ve oyuncu kadrosu var etrafinda. Ozellikle hava topu zamanlamasinda dunyanin sayili isimlerinden bir tanesi olan Cahill’den cok sey ogrenebilir. Ayrica iki ayagi da duzgun ve iyi bir oyun gorusune sahip. Oyunundaki baslica ariza cok sik faul yapiyor olmasi ve bu yuzden cok sari kart gormesi – ben 8 faul saydim bugun onun adina ki bunlarin 7.’sinde hakem Mike Reilly’den sari karti gordu. Tabii ki eksikleri var ancak 22 yasinda oldugunu ve bireysel gelisimi icin mukemmel bir ortamda calistigini dusununce bu eksikleri gidermemesi icin hicbir sebep gormuyorum. Sadece tecrube acigini kapatsa dahi cok iyi bir oyuncu olacaktir.

Maca donelim. Yukarida da soyledigim gibi macin ilk 60 dakikasinda buyuk olcude Everton’in oyun tarzi sonucunda kisir bir oyun oldu. Ancak 60’tan sonra Hibbert ve Baines’in biraz daha serbest kalip ileri bindirmelerini arttirmasi sayesinde oyun acildi. Everton kabugundan cikinca Manchester da macin basindan beri aradigi bosluklari bulmaya basladi. Bunda Evra ve Scholes’un oyuna girmesinin de payi buyuktu. Ozellikle sol kanatta Wellbeck skora etki edemese de yetenegi ve temposu sayesinde Everton’u cok zorladi. 68’de hak ettigi bir penaltinin hakem tarafindan gorulmedigini de belirteyim. Ligin son haftalardaki guzel hikayelerinden bir tanesi olan Macheda da ilk 11’de basladigi ilk macta gayet umut verici bir goruntu cizdi. Gol formunu surdurememis olsa da sikisan oyunda ortasahaya kadar gelip Manchester’in hucumdaki beyni olarak gorev yapti ki bu 17 yasindaki bir oyuncu icin gercekten buyuk bir basari bence.

70’te Moyes oyuna disaridan ilk hamlesini yapti ve yorulan Saha yerine Ingiltere U19 Milli Takim kaptani 1991 dogumlu Jack Rodwell’i oyuna aldi. Rodwell’in girisiyle Cahill ileri uca Fellaini’nin yanina gecti ve Everton bu sezon sikca uygulamak durumunda kaldigi 4-6-0’a dondu. Cahill’in de ileride oynamasiyla uzun toplara iyice agirlik veren Everton macin uzatmalara gitmesini ister gibiydi.

Normal surenin son 15 dakikasi United kontrolunde gectiyse de gol olmayinca mac uzatmaya gitti. Uzatmalara Berbatov ile baslayan Manchester butun mac oldugu gibi yine topa daha cok sahip olsa da net bir pozisyon yakalayamadi. Everton ise ikinci oyuncu degisikligini yapti ve yorulan Fellaini’nin yerine 1988 dogumlu Premier League’deki ilk golunu 16 yasindayken atan, ancak o tarihten sonra hep sakatliklarla bogusmak zorunda kalmis olan James Vaughan’i oyuna surdu. Genc oyuncunun oyuna girisiyle Everton daha hareketli gozuken taraf oldu ve yine bu oyuncunun ayagindan net bir pozisyondan da yararlanamadi ve 120 dakika golsuz esitlikle sona erdi.


Penaltilarda favorim benzer daha 1 ay once benzer bir kadroyla League Cup’ta Tottenham’i penaltilarla yenerek kupaya uzanmis olan Manchester United’di. Ancak Maviler sogukkanliligini korumayi basardi ve eski Manchester’li Howard’in iki kurtarisiyla maci kazanan taraf oldu.


Everton’a geldigi gunden beri takimi yavas ama kararli adimlarla ileri tasiyan David Moyes icin sevinmemek elde degil. Finale kadar Liverpool, Aston Villa ve Manchester United’i elemis olan Everton 14 yil sonra ilk kupasina artik sadece bir mac uzaklikta.


Everton – Manchester United: 0-0 (4-2 penaltilarla)

Not 1: Berbatov’un gectigimiz yil Sampiyonlar Ligi finalinde Anelka’dan izledigimiz penaltidan bu yana gordugum en ruhsuz penaltiyi attigini da belirtmem lazim. Bunu firsat bilerek blog’un diger ortagi, Berbatov TR Fan Club’in onursal baskani Sampi’ye selamlarimi iletiyorum. Kendisinin Berbatov’a dizdigi methiyelere buradan ulasabilirsiniz.
Not 2: DVR'in gozunu seveyim.