2 Mayıs 2009

Werder Bremen - Hamburg: 0-1

UEFA Kupasi Yari Finali'nde Weserstadion'da karsi karsiya gelen iki Alman takiminin mucadelesinde iyi bir deplasman performansi sergileyen Hamburg sahadan 1-0 galip ayrildi ve Istanbul yolunda cok onemli bir adim atmis oldu.


Yer: Weserstadion
Tarih: 30 Nisan 2009
Werder Bremen: Wiese, Fritz (85' Prodl), Mertesacker, Naldo, Boenisch, Frings, Tziolis, Mesut Ozil, Diego, Almeida (61' Rosenberg), Pizzaro
Hamburg: Rost, Demel, Gravgaard, Mathijsen, Aogo (79' Benjamin), Jarolim, Alex Silva (75' Boateng), Pitroipa, Trochowski, Guerrero, Olic (91' Tunay Torun)

Bremen dar ortasahali 4-3-1-2'si ile sahadaydi. Dortlu savunmanin onunde Frings, onun sag tarafinda Tziolis, sol tarafinda Mesut, cift forvetin arkasinda da Diego ile 'baklava' seklinde dizilmisti Bremen ortasahasi. Bremen'in parmak izi haline gelen bu dizilisin karakteristik ozelligi gunumuz futbolunda artik cok da fazla goremedigimiz cift forvet arkasina bir '10 Numara' yerlestirilmesini saglamasi. Ortasahanin bu uclu hucumu destekleyebilmek icin oldukca dar dizildigi bu sistemde klasik sag-sol aciklara yer olmadigini da belirteyim. Bu yuzden devamliligi olan, ofansif kapasitesi yuksek bekler bu dizilisin olmazsa olmazidir ve neredeyse tum kanat hucumlari bu beklerin oyuna katilimiyla baslar. Bu sistemin bir diger sarti da sik sik kanatlara deplase olan, ortasahaya yardim eden, ayni zamanda da rakip savunmayi araya kosular yaparak ileri itebilen forvet oyuncularidir. Bunlari birazdan yapacagim Werder Bremen elestirisini temellendirmek adina anlatiyorum, bu kritik ogelerin hangilerinin yerine getirilebildigini birazdan inceleyecegiz.

Hamburg ise klasik 4-4-2 gibi sahaya dizilmis, fakat belirli noktalarda ozel oyuncularinin katkisiyla farkliliklar yaratmayi planlamisti. Dortlu savunmanin onunde aslen stoper olan ancak Nigel De Jong'un devre arasinda Manchester City'e satilmasindan sonra on liberoda gorev almaya baslayan Alex Silva ve onun yaninda takimin kaptani Jarolim yer aliyordu. Sag kanatta klasik bir acik oyuncusu olan Pitroipa, sol kanatta takim hucumlarini yonlendiren oyunkurucu Trochowski, forvette ise Olic-Guerrero ikilisi gorev almisti. Burada Trochowski ve Olic'ten ayrica bahsetmek gerektigini dusunuyorum. Trochowski temel ozellikleri bakimindan ideal bir kanat oyuncusu degil kesinlikle. Ancak dun aksam, her gecen gun daha cok gormeye basladigimiz 'oyunkurucularin kanada yerlestirilmesi' fikrini pratige gecirmek adina sol kanatta yer aldi. Ortasahanin kenarlarinda oyun kurma yetenegi yuksek, sut tehdidi bulunan, cogunlukla oynadigi kanada ters ayakli oyuncularin kullanimi belirli onemli avantajlari beraberinde getiren bir futbol pratigi. Bu pozisyonda oynayan oyuncular genelde kanattan sifira inmektense iceri kat edip ortasaha ile forvet arasindaki bolgede topla bulusmasi gerekiyor. Burada amac arkadan gelen kanat beklerin onunun acilmasi ve iceri kat eden oyuncunun rakibin markajindan kurtularak sut ya da bitirici ara pasi imkani bulabilmesi. Arsene Wenger'in gecen sene Rosicky - Hleb ikilisiyle cok basarili bir sekilde hayata gecirdigi bu uygulamanin benzerlerini Denizli'nin sag kanatta oynattigi Tello ve Galatasaray'li Arda sayesinde biz de yakindan izliyoruz aslinda. Trochowski de dun aksam Marcel Jansen'in yoklugunda ortasahanin solunda bu rolu oynayarak Jol'un kendisine verdigi bu gorevi basariyla yerine getirdi. Hamburg'un bir diger onemli oyuncusu da Hirvat Ivica Olic. Onumuzdeki sezon icin Bayern Munih ile anlasan solak oyuncu gol atamamis olmasina ragmen bir forvet oyuncusunun deplasmanda nasil oynamasi gerektigini dun tum Avrupa'ya gosterdi. Burada defalarca soyledim, eminim ileride de tekrarlayacagim; bugunun futbolunda cift forvet ile sahaya cikmanin birinci sarti bu oyuncularin hareketli oynayarak hem kanat ataklarina hem de ortasahada oyun kurulmasina yardim etmeleri. Ancak bu sekilde ortasahanizi kuvvetli tutup dengeli hucum etmeniz mumkun, aksi takdirde denginiz takimlarla oynarken cok buyuk sikintilar cekersiniz. Olic'in basini cektigi Hamburg forveti de dun bunun iyi bir ornegini gosterdi ve takimlarinin deplasmanda aldigi galibiyette buyuk rol oynadi.


Maca gecelim... Hamburg iyi baslayan tarafti. Surekli olarak sag bek Demel ile Pitroipa'yi destekleyerek Bremen'in tek kisiyle savunmaya calistigi bu kanattan etkili olmaya calistilar. Forvette de Guerrero geri gelerek top indiriyor, oyun kurmaya yardim ediyor, Olic ise kanatlara acilarak stoperlerin dengesini bozuyordu. Hareketli Hamburg forveti macin basinda yakaladigi birkac pozisyondan da yararlanamadi. Werder Bremen ise ev sahibi olmasina ragmen oyununu rakibe kabul ettiremedi ve hucumdaki sayisal ustunlugunu avantaja donusturemedi. Ozellikle Hamburg forvetinin caliskan oyunu Bremen savunmasinin one cikmasini engelliyor ve bu da Bremen'in oyunu Hamburg yari sahasina yikmasini engelliyordu. Sadece savunmanin arkasina 35-40 metrelik ters toplar atarak etkili olmaya calistilar ama bunlarda da Mathijsen-Gravgaard ikilisi basariliydi. Hamburg'un yapmasi gerekip de yapmadigi en onemli sey ise Trochowski'nin arkasinda oynayan Pitroipa'yi biraz da Fritz'in bindirmelerine engel olmak amaciyla fazla ileri cikaramamasiydi. Durum boyle olunca Bremen teknik direktoru Schaaf 15. dakika civarinda maca ilk mudahaleyi yapan taraf oldu ve Hamburg'un sag ataklarini dengelemek icin defansif acidan daha kuvvetli olan Tziolis'i orta uclunun soluna, solda oynayan Mesut'u da Hamburg'un cok zorlamadigi sag tarafa cekti. Oyuncu degisikligine gitmeden sahadaki oyuncular icinde yapilan bu ufak oynama cok mantikliydi; ancak bu degisiklik de Hamburg'un hizini kesmeyi basaramadi. Pitroipa'nin pasinda o dakikaya kadar sahanin en hareketli oyuncusu olan Demel sagdan ortaladi ve sol kanattan iceri forvet destekleyicisi olarak girmis olan Trochowski guzel bir kafa goluyle skoru 0-1'e tasidi. Bremen savunmasinin kademe hatasinin golde onemli rol oynadigini da not duseyim. Golden sonra Bremen biraz daha etkili gozukse de Hamburg kontrolunde devre sona erdi.

Ikinci devrenin ilk 15 dakikasi da ilk devrenin kopyasi seklinde gecti. Ancak 60'tan sonra ozellikle Mesut'un dikine tasidigi toplar ve Fritz'in sagdan bindirmeleriyle oyunun kontrolu Bremen'in eline gecmeye basladi. Ancak bunun sonucu olarak yesil-beyazliliar savunmanin arkasinda, ozellikle de sag tarafta aciklar vermeye basladi ve Olic kontraataklarda etkili oldu. Dakikalar ilerledikce yakaladigi kontraataklarda gol bulamamanin da etkisiyle Hamburg ileride Olic'i tek birakarak iyice geri cekildi ve ceza sahasi uzerinde savunma yapmaya basladi. Boyle olunca Bremen bircok pozisyon buldu ancak biraz sanssizlik, biraz da beceriksizlik sonucu beraberligi yakalayamadilar.

Hamburg'u Petric ve Jansen gibi eksiklerine ragmen iyi bulurken Werder Bremen icin ayni seyi soyleyemeyecegim. Adeta oynadiklari sistem icin yaratilmis bir '10 Numara'lari olmasina ragmen bu kadar etkisiz gorunmelerinin sebepleri var elbette. Bu sebeplerin ilki Pizarro-Almeida ve daha sonra Pizarro-Rosenberg'den olusan forvetlerinin tembel oyun tarziydi. Dunku mac boyunca ne bir kez ortasahaya gelip top aldilar, ne kenara gelip orta yaptilar, ne de savunmada oyuncu kovaladilar. Bu duzeyde bu kadar kotu oynayan bir forvet ikilisi cok uzun zamandir gormemistim. Bremen'in istediklerini sahaya yansitamamis olmasinin bir diger sebebi de beklerini oyuna gerektigi kadar sokamamasiydi. 60'tan sonra Fritz oyuna biraz hareketlilik getirmis olsa da sol kanatta gorev yapan stoper ozellikli Boenisch topla ortasahayi mac boyunca ancak bir ya da iki kez gecmistir. Yukarida da soyledigim gibi bu kadar dar bir ortasaha tercih ediliyorsa beklerin oyuna katilimi cok cok cok onemli. Bu arada bu bahsettigim iki problemin birbiriyle alakali oldugunu da belirteyim. Eger Bremen forvetleri caliskan bir oyun sergileseydi ve Hamburg savunmasini geri itebilseydi Bremen geri dortlusu cok daha rahat bir sekilde ileri cikabilir, rakibe on alanda basip oyuna daha rahat katilabilirdi. Ya da bekler daha tempolu bir oyun sergileyebilseydi Bremen forveti daha cok topla bulusup etkili olabilirdi gibi.

Neticede UEFA Yari Finali'ne yarasir bir mac olmadi bence. Hamburg finali oldukca kolayladi. Martin Jol'un ilk sezon performansi gercekten etkileyici su ana kadar. Sakatliklar ve onemli oyuncularin satisina ragmen yakaladiklari basari takdir edilmeli diye dusunuyorum.


Son bir soz de macin hakemi Howard Webb icin; herhalde hakemlik kariyeri acisindan en buyuk talihsizligi Ingiliz olusu. Son iki yildir Premier League'de neredeyse her onemli macta basariyla gorev yapti ancak Sampiyonlar Ligi'nde ust duzey bir mac yonetmek icin bir sure daha beklemek zorunda kalabilir. Ingiliz takimlarinin icinde bulunmadigi bir Sampiyonlar Ligi yari finali ya da finali izlemeyeli oldukca uzun zaman oldu cunku. Bu arada Manchester United - Tottenham macinda yaptigi hatayi kabul edip ozur dilemesi de gercekten cok guzeldi. Insanin oldugu yerde hata olacaktir, onemli olan yapilan hatalarin sorumlulugunu ustlenebilmek ve buradan gereken dersleri cikarabilmektir. Cok imkan vermemekle beraber, dilerim ki bizim hakemlerimiz de bir gun bu olgunluga ulasabilirler.

Werder Bremen - Hamburg: 0-1
28' Trochowski (0-1)

Hiç yorum yok: