24 Mayıs 2009

Guardiola => Riza Calimbay


Mac oncesi laf ebeligi yapip sonra tukurdugunu yalamaktan pek hoslanmaz bizim basin. Tabelaya bakip ahkam kesilir, hipotetik yaklasimla hoca kovdurulmaya calisilir. Ben bastan soyleyim soyleyecegimi.

BJK rakiplerine oranla geriye olan deparinda agir kalarak rezalet bir puan performansiyla son duzluge onde giriyor. Ampirik bir sekilde, deneylerle sabit bir kadro yapisi var. Sapka ve tavsana gore skor belirleniyor asagi yukari. Aylardir diyorum Denizli yerine Mufit Erkasap olsa su an LS1 V8'le turluyordum Chicago semalarinda sampiyonluk sarkilariyla. Ne zaman sokaktaki herhangi bir adamin yapacagi kadrosuyla oynamaya basladi, takim potansiyeline yaklasti. Mental testleri genellikle gecemiyoruz ve taraftar biraz cabuk huzursuzlaniyor. Yine de Siyah sort beyaz forma, Sivok + Cisse - Gokhan Zan'li bir kadro maci alir goturur gibime geliyor.

Asil garibime giden GS'nin Turkiye'nin bariz en iyi kadrosuyla 3. olmasi. Camiada yonetim sorumluluklarinin bolusulmesinde ciddi bir problem var gibi gorunuyor. Mesela yillardir piyasada agirligi olan Adnan Polat baskan oldugunda Abdurrahim Albayrak'i yonetici yapamiyor lisecilerin baskilari yuzunden. Adnan Sezgin Florya'da istedigi gibi at kosturuyor. Skibbe gibi cevherin yardimcilarini kovarak otoritesini sarsmakla kalmayip garanti paraya oynayan Lincoln'u kaptan yaparak takim ici dengeleri bozdular. Teknik direktor harcamaktan dogacak tepkiyi taraftari yatistirabilecek tek adam olan Bulent Korkmaz'i takimin basina getirerek cozmeye calistilar. Tabii dengesiz kadroya sezon ortasi gelen, eldeki en iyi saglam stoperi satilan Bulent Korkmaz eline yuzune bulastirdi isi. Bordeaux'yu SaRBi'nin son dakika goluyle eleyince Guardiola sandiklari adam gittikce Riza Calimbay'a donmeye basladi. Ustune utanmadan Schuster ve Lucescu dedikodulariyla kendine olan guvenini sifirladilar. Tuttugu takim icin PAF takimi oyuncusu parasiyla oynayan, fedakar, sembol olmus bir ismi bu kadar kolay harcamamalilardi. Mevcut yonetim sezon sonu utanmadan cikip "asi tutmadi, taze kana ihtiyac var" diyecek kadar yuzsuz. Butun bunlar Inonu'de Lincoln'un bir no-look pasi, Kewell'in uzaktan bir sutu, Baros'un araya kacmasiyla celme takma olasiligini ortadan kaldirmiyor GS'nin.

Yarin mutlaka rakibi geride bekleyerek baslamaliyiz. Takimin boyunu 40 m'den fazla uzatmayip top kazaninca iki deparli oyuncu + arkadan treyler Ernst'le hucuma kalkmaliyiz. Top bizdeyken ortasahada oyunu yavaslatmali ve sakin olmaliyiz. Topa hakim olursak guven gelir, seyirci de takimin arkasindan telassiz iter. Ufak hatalarda oyunculara moral vermekten tutun GS vakit gecirirse cabuk sinirlenmemeye kadar sagduyulu olmali taraftar.

Tahminimce Denizli rakibi bozmak amaciyla sacma sapan bir hamleyla baslar (Serdar Ozkan veya Delgado olabilir). Biraz kanser oluruz, sonra da oyuncu degisiklikleriyle taslarin yerine oturmasiyla ite kaka maci alir, 3. geleneksel sampiyon belirleyicilik macinda Denizli'de beraberlik yetecek konuma geliriz.

Hiç yorum yok: