6 Nisan 2009

Besiktas-Kayserispor: 1-0


Yer: Besiktas Inonu Stadyumu
Tarih: 4 Nisan 2009
Besiktas: Rustu, Ekrem, Sivok, Ibrahim Toraman, Ibrahim Uzulmez, Cisse, Ernst, Yusuf, Serdar Ozkan, Bobo, Nobre
Kayserispor: Hamidou, Ali Turan, Eren, Aydin, Bilal, Saidou, Abdullah, Aghahowa, Mehmet Topuz, Turgay, Cangele

Besiktas icin ligde yakaladigi iyi havayi surdurebilmesi icin gercekten onemli bir macti. Takimin bugune kadar ligin sert ekiplerine karsi sergiledigi dusuk performans ve yillardan beri gelen “milli mac sonrasi lig maci laneti” sebebiyle endiseliydim oldukca. Daha onceden belirttigim gibi lige verilen ara sonrasi Mustafa Denizli’nin kadroya yapacagi son rotuslari da merakla bekliyordum.

Denizli mevcut kosullar altinda (Delgado’nun sakatligi, Tello’nun yol yorgunu olusu) ikinci yarinin basindan bu yana oturttugu oyun sistemi dogrultusunda en tutarli kadroyu sahaya surdu. Nasil oynuyor Besiktas son 7-8 haftalik donemde? 4’lu bir defans, onunde bir defansif ortasaha (Sivok ya da Cisse), biraz daha onde oyunun iki tarafinda da takimin liderligine soyunan Ernst ve yaninda yaratici ozelligi yuksek ama gorece daha zayif fizikli, tabiri caizse alisilmisa gore daha geride oynayan bir “10 numara” (Delgado ya da Yusuf). Ileri uclude de bir santrafor (Nobre ya da Bobo) ve onu destekleyen biri forvetten bozma (Bobo ya da Holosko) digeri de kanat yetenekleri agir basan, oyun kurucu ozellikli (Tello ya da Serdar Ozkan) iki hucumcu. Sablon bu olunca Serdar Ozkan tercihi beni sasirtmadi. Cisse’yi ortasahada, Sivok’u da defansin gobeginde gormek ayrica sevindiriciydi. Holosko’nun yoklugunu da kaniksadik, surpriz olmuyor artik.

Maca gecelim… Besiktas’in oyun plani macin ilk dakikasinda belli oldu. On alanda rakibe baski kuran takim hem Kayseri’nin oyun kurmasina engel oluyor hem de rakip savunmadan seken ikinci toplari kazanip ani ataklara donusturuyordu. Durum boyle olunca deplasmanda oynamanin da etkisiyle savunmasi ve ortasahasinin gobegi top yapma yetenegi zayif oyunculardan kurulu Kayserispor bir kac uzun top ve bir kontraatak disinda sahanin kendisine ait 1/3’luk bolumunu fazla gecemedi. Toledo’nun eksikligi ve Mehmet Topuz’un fazla insiyatif alamamasi da bunda buyuk etkendi. Mac boylece Besiktas'in kontrolunde gecerken, 27. dakikada, o ana kadar bir tane net birkac tane de yarim pozisyon kacirmis olan Besiktas, yine on alanda kazandigi bir top ile golu buldu. Ernst’in kazandigi topu bekletmeden Serdar Ozkan’a kazandirisi, onun bire bir yakaladigi Kayserispor sol beki Bilal’den guzel siyrilip sifira inisi, ve Bobo ile Nobre’nin savunmayi iterek actigi alana giren Yusuf’un gol vurusu. Neredeyse herkesin emeginin gectigi cok guzel bir goldu bence.

Golden sonra “Kayserispor biraz acilip top oynamaya baslar mi?” derken, macin basinda Ibrahim Toraman’a da ucuz bir sari kart gostermis olan hakem Ali Turan’i – bence kolay bir ikinci sari kartla – oyundan atti ve maci da buyuk olcude bitirdi.

Besiktas 35-55 arasi bir 20 dakika daha iyi top oynadi ancak ondan sonra – ikinci golu bulamamis olmasina ragmen – gereksiz bir sekilde oyunu rolantiye aldi. Konsantrasyonunu yitiren ve yuruyerek oynamaya baslayan takimi mesaleli yuruyus ve polisle yasanan arbede sonucu maca yorgun gelen taraftar da canlandiramayinca Mustafa Denizli alisik olmadigimiz bir sekilde 60. dakikada oyuncu degisiklikleri ile maca mudahale etmeye basladi. Ancak Holosko ile Tello da beklenen etkiyi yapamadi ve Kayserispor 11’e 11 iken olmadigi kadar tehlikeli gozuktu. Bu noktada ister istemez aklima 2006-07 sezonunda Besiktas’a belki de sampiyonlugu kaybettirmis olan Sakaryaspor beraberligi geldi. O macta da skor 1-0 ve rakip 10 kisiydi. Hatta Cangele de Sakaryaspor formasi giyiyordu. O gun yasanan benzer umursamazlik ve rahatlama cezasiz kalmamis, Besiktas sampiyonluk yolunda cok cok onemli 2 puandan olmustu. Her ne kadar mac izlerken kotuyu aklima getirmemeye calissam da dun o kabus gunu hatirlamadan edemedim. O sikintiyla da son yarim saat bir turlu gecmek bilmedi. Ancak neyse ki takim bir sekilde macin sonunu getirmeyi bildi ve onumuzdeki hafta oynanacak Galatasaray-Fenerbahce maci oncesi rakiplerin uzerinde kurmus oldugu baskiyi devam ettirdi. Macin Besiktas adina iyileri Ernst, 90 dakika cebinde sari kartla neredeyse hatasiz oynayan Ibrahim Toraman ve attigi golun hatrina Yusuf’tu.


Bir iki kelime de Cangele ozelinde Kayserispor icin yazacagim. Bir insan hem bu kadar cirkef hem de bu kadar cirkin olunca hakikaten macin seyir keyfini buyuk olcude dusuruyor. Butun mac Ibrahim Toraman'i attirmak icin elinden geleni yapip, her firsatta kendini yere biraktigi yetmiyormus gibi macin sonunda Rustu'yu de cileden cikarmayi basardi bu etikten, efendilikten nasibini almamis adam. Tolunay Kafkas ve Suleyman Hurma, kendileri cok duzgun ve beyefendi insanlar olsalar bile takimlari - Cangele olsun, Ragip, Mehmet Eren olsun - her gecen gun biraz daha antipatiklesiyor. Yaptiklari isi cok takdir etmeme ragmen destekleyemiyorum Kayserispor'u bu yuzden. Yoksa Kayserispor gibi gencecik cocuklarla, uzun vadeli planlamayla birseyler basarmaya calisan kuluplere Turk Futbolu'nun herseyden cok ihtiyaci var.

Son olarak sezonun geri kalanina bakalim. Sivasspor, ozellikle ligden dusme ihtimali olmayan Anadolu takimlarina karsi, kolay galibiyetler almaya devam edeceklerdir. Fiksturleri de fena degil; ancak yine de ligi sonuna kadar goturebileceklerine hala inanmiyorum. Biraz asagiya bakacak olursak da basa guresen takimlarin aralarinda oynayacagi bu kadar mac varken aradaki 5 puani cok cok buyuk bir fark olmadigi soylenebilir. Yine de Besiktas bugun itibariyle gerek takimin oynadigi futbol gerekse camiada yakalanan hava bakimindan rakiplerinden 2-3 adim onde bence. Onumuzdeki hafta Kocaelispor deplasmaninda alinacak bir galibiyet Galatasaray ile Fenerbahce’den en az bir tanesinin saf disi birakilmasi demek olacak ki Trabzonspor’un durumu da goz onune alindiginda bugun bir Besiktas taraftari olarak heyecenlanmamak mumkun degil.

Hiç yorum yok: