14 Nisan 2009

NBA'de Normal Sezonun Ardindan - Bati Konferansi


Dogu Konferansi ile ilgili yazdigim sezon degerlendirmesini buradan okuyabilirsiniz: NBA'de Normal Sezonun Ardindan - Dogu Konferansi


Los Angeles Lakers – Gecen senenin Bati Konferansi sampiyonu bu sene biraktigi yerden devam etti. Gecen sezon final oynayan kadrolarinin ana rotasyonundan 2 oyuncularini – Rony Turiaf ve Vladimir Radmanovic – kaybetmis olsalar da Lakers’in gecen zayifladigini soylemek mumkun degil. Yine sakatliklarla bogusan koca oglan Andrew Bynum’un parkelere tam kapasite donup, takimin gecen sene Celtics karsisinda yasadigi en buyuk sorun olan ‘pota altinda rakiple mucadele edecek, takima sertlik katacak oyuncu’ eksikligini kapatmasini bekliyorlar. Eger Bynum kapasitesinin 50%’sini playofflarda ortaya koyabilirse sampiyonlugun en onemli adayi olur Lakers. Kobe Bryant yine harika bir sezon gecirdi ve artik iyice olgunlasan karakteri sayesinde ligin en tehlikeli oyuncusu su anda. Gasol de cok iyi bir sezon gecirdi. Odom onderligindeki Farmar-Ariza-Vujacic’li rol oyunculari belki de ligin en kuvvetli yedek bankosunu olusturuyor. Bunlara ligin tartismasiz en kariyerli kocu Phil Jackson’i da ekledigimizde sampiyon olmamalari icin pek bir sebepleri olmadigini goruyoruz. Bati playofflari boyunca saha avantajina sahip olacaklar ve ust uste ikinci finallerini gormemeleri benim icin surpriz olur.


Denver Nuggets – Sezon basinda pivotlari Marcus Camby’i masraflari kismak ugruna bedavaya Clippers’a gonderdiklerinde kimse Denver’in bugun bulundugu konuma erisebilecegini dusunmuyordu. Ancak uzak ara geride biraktigimiz 10 ayin en karli transfer hamlesine imza atarak Allen Iverson karsiliginda Chauncey Billups’i kadrolarina katmayi basardilar ve bu takas Denver’in cehresini tamamen degistirdi. Iki hacimsel (mac basina 25-30 top kullanip 30 sayi kaydeden) skorer tarafindan yonlendirilen, savunma yapmayan ve cok yetenekli olmasina ragmen son derece verimsiz bir takimken, topun kiymetini bilen, takim halinde hucum eden ve ortalamanin uzerinde savunma yapan bir takim haline geldiler. Gectigimiz sezonki kadrolarina bakildiginda da net degisiklik Iverson ile Camby yerine takima katilan Billups. Zaten bu yuzden LeBron, Wade, Kobe ve Howard gibi canavarlarin arasinda Billups’in da adi ciddi sekilde geciyor MVP tartismalarinda.
Takimin esas yildizi olmasi beklenen Carmelo Anthony’nin bireysel performansinda gozle gorulur bir dusus olsa da Billups’in gelisiyle degisen oyun sistemleri sayesinde Nene, Kenyon Martin, JR Smith ve Chris Andersen gibi isimlerden cok iyi verim alarak bu acigi da kapatmasini bildiler. Playoff’larda ne yaparlar kestirmek guc ancak cok iyi bir sezon gecirdiklerini soyleyebilim kesinlikle.


San Antonio Spurs – Tek sayili yillarin alisilmis sampiyonu Spurs (’99, ’03, ’05, ’07) yasadigi onca sakatliga ragmen yine 50+ galibiyetli bir sezonu geride birakiyor. Ancak bu sezon playofflarda alisilageldik basarilarini tekrarlayabileceklerini sanmiyorum. Bunun sebebi de Ginobili’nin sezonu kapatmasi ve Duncan’in da yasadigi sakatliklari bir turlu uzerinden atamamis olmasi. Tony Parker harika bir sezon gecirmekte olsa da Spurs’u 2. turdan ileriye tasiyabilecegine ihtimal vermiyorum.
Birkac yildir artik iyice yaslandigi belli olan kadrolarini sezon sonunda iyice elden gecirmeleri gerekecek. Sezon icinde Drew Gooden’i kadroya katarak iyi bir adim atmislardi, ancak Spurs eski gunlerine donecekse Tim Duncan elden ayaktan kesilmeden Bowen, Thomas, Finley, Oberto gibi isimlerin yerine yenilerini monte etmek zorundalar.


Houston Rockets – Bu senenin, Denver ile beraber, belki de en buyuk surprizini Houston Rockets yapti. Sezon basinda Sacramento Kings’den Ron Artest’i kadrolarina kattiklarinda herkes tarafindan sampiyonluk adaylari arasinda gosterilmeye baslamislardi ancak Tracy McGrady’nin oynadigi berbat basketbol sonucu bu beklentileri bosa cikaracaklarini dusundurttuler herkese. Ta ki McGrady sakatliklar yuzunden sezonu kapatana kadar. O tarihe kadar sahada ne yaptigi belli olmayan kisiliksiz bir takim gorunumundeki Rockets, McGrady ortadan kaybolunca – olmasi gerektigi gibi – hucumunu Yao Ming uzerine kuran, fizikli ve cok saglam savunma yapan bir ekip haline geldi. Sezon ortasinda tecrubeli oyunkurucu Rafer Alston’i takimdan gonderdiklerinde ben dahil cogu kisi ne yaptiklarina akil sir erdirememisti. Ancak buyuk gelisme kaydeden Aaron Brooks ve Alston takasinda takima dahil olan Kyle Lowry ikilisiyle takimin yeni olusan karakterine daha iyi uyum saglayan, genc, hizli ve iyi savunmaci bir oyunkurucu tandemine sahip oldular.
Rockets, oyuna yeteri kadar katki saglayamayan ancak yetenek seviyesi sebebiyle diger oyuncularin da one cikmasini engelleyen yuksek ego sahibi oyuncularin gonderilmesi sonucu bir takimin ne kadar ilerleme kaydedebileceginin en guzel orneklerinden birini sergiliyor bu sezon. Ingilizcede “addition by subtraction” yani “eksilterek iyilestirme” olarak aciklanan bu konsept icin bir diger ornek de Ronaldinho’yu takimdan gonderen Barcelona’nin bu sezon oynadigi futbol mesela. Tabii Barcelona basil basina bir yazi konusu o yuzden Rockets’a donelim. Sahaya koyduklari basketbol modeli sebebiyle Rockets’in yillar sonra playofflarda ilk turu gecebilecegini ve hatta, eger yollari Lakers ile kesimezse, Bati’da final gorebilecegini dusunuyorum. Adelman ve ogrencileri iyi gunlerinde herkesi yenebilecek gucteler.


Portland Trailblazers – Cok degil bundan 4-5 sene oncesinin “Jailblazers”i cok iyi bir yapilanma ve yerinde manevralarla ligin en cok gelecek vaad eden ve en sevilen takimlarindan birisi haline geldi bugun. Brandon Roy, LaMarcus Aldridge, sakatliklar sebebiyle kendini henuz ispat edememis olsa da Greg Oden, Rudy Fernandez, Nicolas Batum, Travis Outlaw, Jarryd Bayless… Hepsi 25 yasin altinda NBA’de her takimin gozu kapali kadrosuna katmak isteyecegi isimler. Uzun zaman sonra ilk kez playofflarda mucadele edecekleri icin bu genc kadrodan cok fazla birsey beklememek lazim belki bu sezon. Ancak onumuzdeki yillarda koc Nate McMillan’in basarili yonetiminde ligin tozunu atacaklarindan kimsenin de suphesi olmasin.


New Orleans Hornets – NBA’in gelecek icin umut vaad eden bir baska takimi olan Hornets saha disindaki olaylar sebebiyle zor gunler geciriyor. Oysa ellerinde Chris Paul ve David West gibi 2 All-Star, ve onlarin etrafinda Tyson Chandler, James Posey, Peja Stojakovic gibi ligin kalburustu isimlerinin bulundugu bir yardimci oyuncu kadrosu var. Byronn Scott da ligin son donemlerde cikardigi en iyi koclardan bir tanesi. Peki hersey guzel de ne bu saha disinda Hornets’i zorlayan olaylar? Bildiginiz gibi Hornets’a ev sahipligi yapan New Orleans Amerika’da 2005’te yasanan Katrina felaketinden en cok zarar goren sehirdi. Gayet fedakar bir kulup baskani tarafindan yonetiliyor olmalarina ragmen Katrina’nin etkilerini halen uzerinden atamamis olan sehir bu duzeyde bir NBA takimini maddi olarak destekleyemiyor malesef. Buna gectigimiz sezonun sonlarinda dunyayi vuran ekonomik kriz de eklendiginde Hornets ciddi maddi sikintilar icine girdi ve kadrosundaki Paul ve West disinda kalan butun oyunculari, takimin maas yukunu azaltacak takaslarla elden cikarmak icin arayislara basladi. Sakatlik sorunu olan Stojakovic ve yeni sozlesme imzaladiklari Posey’e alici bulamayinca istemeyerek de olsa sozlesmeleri sezon sonunda sona erecek Joe Smith ve Chris Wilcox karsiliginda pivotlari Tyson Chandler’i Oklahoma City Thunder’a gondermeye razi oldular. Ancak saglik kontrolunden sonra Thunder, Chandler’in tirnaklarindan yasadigi bir sakatligi sebep gostererek bu takasi geri cekti ve Chandler takima geri dondu. Butun bu karmasanin icinde sakatliklarla da bogusmalarina ragmen 50 galibiyeti bulacaklar sezon sonunda ve bu basarilari takdire deger. Playofflarda nereye kadar giderler kestirmek cok guc ancak sonuc ne olursa olsun onumuzdeki yaz ciddi kararlar almalari gerektigi ortada.


Dallas Mavericks – Devin Harris’in bu sezon New Jersey Nets’te gosterdigi performansi izledikce kafasini taslara vuruyordur Mavericks’in sahibi Mark Cuban. Kariyerinin son demindeki Jason Kidd icin deyim yerindeyse takimin gelecegini sattilar ve simdi bunun cezasini cekiyorlar. Hayatimda gordugum ilk ‘loser’ Alman Dirk Nowitzki’nin onderliginde kayida deger herhangi bir basari kazanabileceklerini sanmiyorum bu saatten sonra. Onumuzdeki sezon da bu performanslarini surdururlerse takimi yikip yeniden yapilanmaya gitmeleri cok mumkun – ki oynadiklari vasat basketbol goz onunde bulunduruldugunda cok da yanlis bir hamle olmaz bence.


Utah Jazz – Jerry Sloan’in takimi sezonun buyuk bir bolumunde Carlos Boozer’dan yararlanamamasina ragmen kapasitesi olcusunde basarili bir performans cizdi. Deron Williams oyununu belli bir cizgiye oturttu son iki sezonda ve su anda NBA’in en onemli 3 oyunkurucusundan birisi konumunda. Klise tabirle ‘temsilcimiz’ Mehmet Okur cok parlak olmasa da saglam bir sezon gecirdi. Ozellikle 3 sayi cizgisi gerisinden cok etkiliydi. Paul Millsap de ozellikle Boozer’in sakat oldugu donemde cok iyi bir performans gostererek ligin en cok gelisme kaydeden oyunculari arasinda yer aldi. Az once bahsettigim Devin Harris’e gidecegine inandigim MIP (Most Improved Player) odulu icin ciddi sekilde dusunulecektir.
Bence Utah Jazz’in en onemli sorunu kadroda ayni duzeyde olan ve 2-3 numara oynayan bir suru oyuncu olmasina ragmen bunlarin arasindan henuz siyrilan birisinin cikamamis olmasi. Ronnie Brewer, CJ Miler, Andrei Kirilenko, Matt Harpring, Kyle Korver hepsi iyi oyuncular olmalarina ragmen bu iki pozisyondan Utah yeteri kadar verim alamiyor, ve eger takim olarak bir kademe daha yukseleceklerse sutor gard ve kisa forvet pozisyonlarini ciddi sekilde gozden gecirmeleri gerekecek. Sezon sonu sozlesmesini tek tarafli iptal edip serbest kalma hakki olan Boozer ile ilgili ne yapacaklari da takimin geleceginin sekillenmesinde onemli rol oynayacak.

2 yorum:

sampi dedi ki...

Deron Williams'la bar girisinde muhabbet ettigini de yazsaydin. Guzel anekdot nitekim.

Redman dedi ki...

Abi Deron Williams ile karsilastigimiz yer "bar" olmadigi icin o anektodu daha sonraya biraktim.

Ciddi bir yazi dizisi cikarmaya calisiyorum surada, sulandirma durumu :)