15 Nisan 2009

Arda Turan Uzerine

Usta blogger'lardan Borges'in Arda Turan Analizi.! baslikli yazisina yorum yazacaktim aslinda. Ancak baktim yazi aldi basini gidiyor, blog’a tasimaya karar verdim.

Bahsettigim yazinin ana fikri – bence – Arda’nin genclikten kaynaklanan tecrubesizligi ve Galatasaray taraftari olusu sebebiyle sahada gerektiginden fazla efor harcadigi, bu sebeple de oyununun verimsizlestigi. Ayni zamanda seyircinin uzerine yukledigi Galatasaray ruhunu yasatma misyonunun da bunda buyuk etkisi oldugunu ve neticede Arda’nin Galatasaray tarafindan iyi yonetilmedigini soyluyor Borges. En buyuk korkusu da – bunu Ibrahim Uzulmez gibi uc bir ornekle aciklamis olsa da – Arda’nin bu oyun tarzi sebebiyle yeteneklerinin gelismeyecegi ve 3-4 sene sonra sahalardaki sayisiz ‘hamal’ futbolculardan biri haline gelecegi.


Arda’nin fizik kondisyonunun su anda ancak 60-70 dakikayi kaldirabildigi dusunuldugunde “Gereksiz yere efor harcadigi icin verimi dusuyor” elestirisine katiliyorum kesinlikle. Ancak Arda’nin futbol potansiyeli konusunda cogu kisiye ters gelebilecek goruslerim var. Cogumuz Arda’dan Cristiano Ronaldo, Kaka, ya da Ribery ayarinda hucumda oyunu domine eden, dunya stari bir ofansif ortasaha/forvet olmasini bekliyoruz. Ancak ben Arda’nin salt futbol yetenegi bakimindan bu oyuncular kadar kaliteli olduguna inansam da, fiziksel yetersizliginin, 18-22 yaslari arasini Turkiye’de gecirdigini de hesaba katarak, onlarin seviyesinde bir star olmasina engel olacagini dusunuyorum. Soyle aciklayayim, bugun dunyada oyunu ofansif anlamda domine eden, birsey yapsin diye agzinin icine bakilan oyuncularin onde gelenlerine soyle bir goz atalim:

Cristiano Ronaldo – Belki de dunyada su anda fizigi futbola en uygun 4-5 isimden bir tanesi CR7. Surat, fizik guc, dikey sicrama, ve zamanlama yeteneklerini bu sekilde bunyesinde barindiran baska bir futbolcu yok benim bildigim.

Kaka – 1.86 boyu ve uzun bacaklari sayesinde oldukca fuleli. Hem kuvvetli hem de baskalarinin 2 adimda gittigi mesafeyi tek adimda kat edebiliyor. Mukemmel sut kabiliyeti de ayri bir artisi.

Franck Ribery – Sayacagimiz isimler arasina belki de en suratlisi. Onun da cok kuvvetli bir sutu var.

Steven Gerrard – Gerrard da hem Kaka gibi fuleli hem de cok kuvvetli. Kesinlikle dunyada topa en iyi vuran isimlerden bir tanesi.

Bu ornekler Zidane, Figo, Ballack, Del Piero, Totti gibi bir onceki jenerasyonun yildizlari ile de desteklenebilir.

Lionel Messi – Messi’yi sona biraktim, digerlerinden daha geride oldugu icin degil tabii ki. Bahsettigim kurala belki de tek istisna oldugu icin. Messi herseyi fiziki yetersizliklerine ragmen basaran bu duzeydeki belki de tek futbolcu. Ancak kimse kusura bakmasin ama o da her 10 senede ancak 1-2 kez rastlanabilecek yeteneklerden bize denk geleni. O yuzden Arda’nin yetenek bakimindan onunla ayni seviyede oldugunu soyleyemeyecegim.

Ozetlersek, Arda malesef ne bu isimlerden herhangi biri kadar hizli, ne herhangi biri kadar fizikli, ne de herhangi biri kadar kuvvetli topa vuruyor. O yuzden Arda dunya capinda bir yildiz olacaksa bu saydigim yildizlarin hepsinden daha fazla kosmak, mucadele etmek zorunda. Ancak korkarim bu dahi yetmeyebilir. Cunku futbolun bir ust seviyesine baktigimizda salt yetenegin yeterli olmadigini acikca goruyoruz.

Tabii burada Arda’nin gelisiminden sorumlu Galatasaray kulubunun ne yaptiginin da irdelenmesi lazim. Arda A Takim’da duzenli oynamaya baslayali 3 sezon oldu ve su anda bu donemdeki 4. teknik adamiyla calisiyor (Gerets, Feldkamp, Skibbe, Bulent Korkmaz – 5 macligina takimin basina getirilen Cevat Guler’i satmiyorum bile). Ve uzulerek soyluyorum ki ben Gerets doneminde A Takimda ilk parladigi donem ile bugun arasinda cok cok buyuk farklar goremiyorum Arda’da. Tabi ki gelistirdi kendisini, ancak bu gelisimin buyuk bolumunun 18 yasindan 22 yasina geldigi icin ergenlikten cikip kuvvetlenmis olmasindan, ve bu donemde oynadigi 150 kusur macta kazandigi tecrubeden kaynaklandigini dusunuyorum. Haydi kulubedeki istikrarsizligi bir kenara birakalim, Arda bu 3 senelik donemde ne gibi cabukluk idmanlari yapmis, kendi vudununun ozelliklerine gore ayarlanmis bir agirlik programina sahip olmus mu, bilen varsa bana soylesin. Yani bir baska deyisle Galatasaray’in Arda’nin gelisimine ekstra bir katki yaptigina inanmiyorum. Eger ki bu donemde Ajax, Lyon, PSV, Arsenal, Everton, Barcelona, Manchester United, Porto gibi genc oyuncularin uzerinde duran ve onlarin gelisimi icin ozel caba harcayan takimlardan herhangi bir tanesinde oynamis olsaydi, bugun karsimizda cok daha cabuk ve cok daha guclu bir Arda bulacagimizdan emin olabilirsiniz.

Peki gelecek karanlik ki Arda icin? Kesinlikle degil. Benim soylemeye calistigim, Arda’nin Cristiano Ronaldo ya da Kaka yerine Xavi, Pirlo, ya da Iniesta turunde, sahada daha cok mucadele eden, gerektiginde aut cizgisinden kayarak top cikartan, belki de superstarlar kadar uzerinde durulmayan ve hak ettigi krediyi cogu zaman alamayan bir oyuncu olmayi hedeflemesi gerektigi. Bunu soylerken de Xavi, Pirlo, ya da Iniesta’yi hor gordugum kesinlikle dusunulmesin. Bugun sifirdan bir takim kursam kadromda Cristiano Ronaldo’yu mu Pirlo’yu mu gormek isteyecegim basli basina ayri bir yazi konusudur.

Toparlayalim.. Arda su anda ulke olarak sahip oldugumuz en iyi 3 oyuncudan bir tanesi kesinlikle, belki de en iyisi. O yuzden herkesin – ozellikle de Galatasaraylilarin – ondan en iyiyi beklemesi cok normal. Ancak, bu noktada Arda’nin yetenekleri gibi zayifliklarinin da iyi incelenip ona gore gerekli bireysel gelisim tekniklerinin duzgun bir planlamayla hayata gecirilmesi gerek. Bence ancak bu yolla - uzerine gercek disi beklentiler yuklenmediginde - Arda kapasitesinin hakkini verip dunya yildizlari arasindaki yerini alabilir. Bu sebeple de vakit cok gecmeden Arda’nin Avrupa’da hatiri sayilir bir takima transfer olmasi, kendini gelistirmesi acisindan, bir futbolsever olarak benim dilegim. Isin bir de benim cok dahil olmadigim romantik yonu var pek tabii ki. O yuzden “Gitmesin kardesim Arda bir yere, kalsin burada sembol olsun” diyen Galatasaray taraftarini de sonuna kadar anlayabiliyorum.

Not: Aldigimiz dost tavsiyeleri sebebiyle yazilari cok uzun tutup okuyanlari baymamaya ozen gosteriyorum bu aralar. O yuzden Galatasaray’in sezon basindaki transfer politikasinin ve yonetimsel hatalarinin, Arda basta olmak uzere, sahip olduklari – ve bir Besiktasli olarak beni cok kiskandiran – genc, yuksek potansiyelli, yerli oyuncu kadrosuna verdigi zarara baska bir postta deginecegim.

7 yorum:

SINO dedi ki...

Cok haklısın. Arda neden solda oynamayı tercih ediyor? Sag kanatta suratiyle adam gecio orta yapamayacagi icin sol kanattan terse cekip orta yapmayi yegliyor.

Arda'ya "sol kanatta Harry Kewell var artik, sen sagda oynamak icin suratlenmelisin" diyip surat antremani yaptiracagina yetkililer, evladimizdir diyerek Arda'yı sol kanata, stoperde oynamaya bile ses cikarmayan Kewell'i sol kanata koydular.

Borges dedi ki...

Yazinin büyük bir bölümüne katiliyorum kesinlikle. Yalniz özellikle sutu yok diyenlerin Ribery'nin 22 yasinda sutunun ne kadar efektif olduguna bakmalarini isterim. ben calismaya özellikle Bundesliga ayrintilarina göz atmaya basladigimdan beri cok fazla önem veriyorum. Arsenal'e transfer olmus oyuncularin yetenekli futbolcu degil daha cok yetenegini gelistirebilecek ortama sahip sansli futbolcular olarak görüyorum. Wenger'in, Magath'in ve özellikle Hitzfeld'in elinde olan futbolcularin cok baska bir sekilde sahneye ciktigina sahit olduk biz.. Son gelinen noktada bir Pirlo olabilirligi hakkinda ise..

Ben eger ki onun Mladen Boeslav,Trabzonspor,Konyaspor,Liverpool,Italya ve bu dönemde oynadigi oyunu seyretmemis olsaydim belki "abarti" ya da cok baska bir yetenege sahip oldugunu iddia edebilirdim ama durum öyle degil, yetenek körelmesiyle gelinen durumdur ki dün Iniesta'nin Bayern karsisinda yapabildigini yapacak konuma gelsin ben ona da fazlasiyla raziyim..

Redman dedi ki...

@Borges

Yazina izin almadan atifta bulundum bu arada, umarim sorun degildir :)

Ribery konusunda da katiliyorum. Turkiye'deyken de boyle vurmuyordu topa. 22 hala gelisime elverisli bir yas zaten. Ancak bu bahsettigimiz isimler (Xavi, Iniesta, vs.) duzeyine erisebilmek icin de onumuzdeki 3-4 sezonda cok cok iyi calismasi lazim Arda'nin. O yuzden Galatasaray'dan gitmesi yerinde olur diye dusunuyorum.

Peki Arda Avrupa'ya gidecegine, Magath Galatasaray'in basina gelse olur mu? Takimin basinda 3 sene kalacaginin garantisiyle gelse olur. Ancak Turkiye kosullarinda bunun da ne derece mantikli oldugu cok tartismali.

stalker dedi ki...

önce, uzun uzun yazın kardeşim, okuyoruz :) toplasan iki word sayfası etmez zaten; milletteki bu konsantrasyon eksikliği, okumaya duyulan iştahsızlık sinir bozucu.. ekrandan okumanın zorluğu var tabii, ama bir blog okuru için ihmal edilebilir düzeyde bir zorluk bu.

arda şu anki halini fizik olarak geliştirirse bir giuly daha kazanabilir avrupa futbolu. tabii zihin ve teknik olarak da üzerine koyması lazım. bir de, gideceği takımın bir numaralı hücum opsiyonu veya yıldızı olmamalı. bunu kaldırabilmesi için tecrübe lazım ona. denizliye bursaya karşı oynamaya benzemez oralarda futbol. giuly olmak da kolay değil tabii. bizde bir oyuncu parlarsa hemen barçaya milana yazarlar, fakat gerçekçi olmak gerek. arda o yüksek düzeyi kaldırabilecek sürekliliği gösterebilen bir adam değil. fm tabiriyle work rate olarak 12-13 yazılabilir hanesine. manu, barça, inter ayarları için düşük, sevilla, arsenal, italya başaltı takımları ve almanya için ideal bir özellik. giuly gibi olmak önündeki en gerçekçi hedef bence.

xavi-pirlo tipinden anlatılmak isetenen beyin görevi yapabilmesi ise ardadan bunu beklemek de yanlış olur. o görev/mevki tabiri caizse entelektüelliği gerektiriyor. bu da oyuna bütünlüklü bakmak,yani defansta da ofansta da takımı yönlendirebilmek anlamına geliyor. vaktim dar, daha uzun yazamadım :)

Redman dedi ki...

@stalker

Giuly cok enteresan bir ornek. Bence Avrupa'da son yillarin en "underrated" oyuncularindan bir tanesidir kendisi. Arda'nin ona benzerligi konusunda da dusunmem lazim :)

Pirlo ve Xavi orneklerine biraz aciklik getirme gerekliligi hissettim. Arda'nin, belki klise bir tabir olacak ancak, bence en onemli ozelligi oyun zekasi ve ozellikle top ayagindayken nerede ne yapacagina cok iyi karar vermesi. Bu ozellikleri sayesinde Xavi ya da Pirlo gibi ortasahanin ortasinda oyuna hukmeden, savunmada da belirli gorevleri olan bir oyuncu olabilecegini dusunuyorum. Tabii ki bu oyunculardan da dunyada 30-40 tane yok. O yuzden cok calismasi lazim zaten. Neticede benim soylemek istedigim Arda'nin oyun tarzinin ve teknik/fiziksel yeteneklerinin o tarz bir oyuncu olmaya daha yatkin oldugu. Yoksa o seviyeye yukselip yukselemeyecegini soylemek icin henuz erken.

Borges dedi ki...

Redman: O yorum esnasinda pas gecmisim, kusura kalma. Atifta bulunurken yaptigin iltifatlar icin tesekkürler.

bir de su var izinle.. Bu blog dünyasinda cok fazla resim alti kucuk yorumcu insani var, bunlar kötü degil kesinlikle ama tüketilmesi elbette kolay ürünler. Batuhan Analizi bu blogda okudugum ilk yaziydi. Futblog aleminin yorumculara ihtiyaci var biraz da. Bu yüzden ortalamanin yönlendirmesine aldirmadan gayet de okunabilir ,sürükleyici olan yazi bicimini koruyarak daha cok yorum yazilari yazmalisin, eger ki birisi fikrimi sorsaydi söyleyecegim bu olurdu bu blog hakkinda.. Zira uzun yazilar olsa da asla SIKICi ve siradan degiller..

Arda Konusuna gelirsek: Ofansif yönünü, varolan yetenegini, farkliligini korumasi ve gelistirmesi gerek son noktadir. Sürekli defans vurgusu ve yanlis yönlendirmelerle yetenegin körelebilcegini söylüyorum ve calismanin önemine dikkat cekmek istiyorum.

Bilincli bir futbol izleyicisi ve futbolcu eksikliginden dolayi Hagi gibi kendi kendisne antrenman edemeyecek olusundan dolayi onu yönlendirecek kosullara ihtiyaci var, elestirilere.. Bunu esirgemeyelim ya da Magathvari bir teknik adama kavusalim, hepsi budur.

Redman dedi ki...

@Borges: Estagfurullah. Keske herkes senin gibi dusuncesini soylese, bizim de daha iyi bir fikrimiz olsa okuyanlarin genel egilimiyle ilgili. Cok yeniyiz zaten daha, o yuzden degisiklige de acigiz. Ama blog'un konseptiyle ilgili oturup Sampi ile konustugumuzda en kolay uzlastigimiz konulardan bir tanesi "resim alti 3 kelime" seklindeki postlara fazla yer vermemek, daha kapsamli yazilar yazmak olmustu. Ondan sapacagimizi pek sanmiyorum.

Arda konusunda ise bir noktada belki farkli dusunuyoruz seninle :) Bence Arda bir ust seviyede, Avrupa'nin daha 'buyuk' kuluplerinde futbol oynayacaksa bunun icin oyunun savunma ve mucadele yonunde de kendisini gostermeli.

Tabii ki taraftarin gozune hos gorunmek icin 50 metre kosup kayarak top cikarmasina gerek yok Arda'nin; zaten Mehmet Topal'lar, Ayhan'lar, Baris'lar onun icin oynuyor o takimda. Ancak yine de akilli davrandigi ve oyunun hucum yonune katkisini cok etkilemesine izin vermedigi surece savunmada da kendisini gostermesinin bir zarari yok diye dusunuyorum.