20 Nisan 2009

Besiktas - Bursaspor: 0-0

Ibrahim Toraman’in yalniz biraktigi Besiktas Sivasspor’un puan kaybettigi haftada bundan yararlanamadi ve son haftalarda ikinci kez liderlik sansini kullanamamis oldu.


Yer: Besiktas Inonu Stadyumu
Tarih: 19 Nisan 2009
Besiktas: Rustu, Ekrem, Ibrahim Toraman, Gokhan Zan, Ibrahim Uzulmez, Sivok, Ernst, Delgado (59’ Yusuf), Tello (46’ Cisse), Holosko (73’ Serdar Ozkan), Bobo
Bursaspor: Ivankov, Ali, Omer, Tuna, Mustafa Keceli, Kirita, Mustafa Sarp, Veli (84’ Halil), Romaschenko (10’ Yenal) (64’ Gokhan), Volkan, Shin

Besiktas puan kaybedince hem biraz keyfim kacti hem de yaziyi daha sakin kafayla, sinirim/uzuntum yatismisken yazmak istedim.

Mustafa Denizli gecen haftadan gerekli dersleri cikarmis ancak lige heyecan katmak istercesine her hafta sapkadan yeni bir tavsan cikarmaya devam ediyor. Bu takimda Sivok’nun kesinlikle stoper oynamasi gerektigini ve bunun sebeplerini daha once burada yazdim. Tekrar ozetleyecegim:
1. Sivok bu takimin savunmada oynayabilecek elemanlari arasinda ortalamanin uzerinde futbol zekasina sahip tek oyuncu. Bu yuzden Sivok tandemde oynamadigi zaman savunmada kimse nerede duracagini bilemiyor.
2. Sivok ayni zamanda takimin baktigi yere istedigi gibi top atabilen yegane savunmacisi. Bu yuzden onun olmadigi bir savunma dortlusu geriden oyun kurmakta da zorlaniyor.
3. Sivok bu takimin asiri derecede sakar olmayan tek stoperi. Toraman da, Gokhan Zan da, Zapotocny de her an hata yapip takima gol yedirebilecek gibi duruyorlar. Bu yuzden bu isimlerin ikisinin yan yana oynamasi gol yeme riskini alenen ikiye katliyor.

Gelelim dunku macta ne olduguna. Haklarini teslim etmek lazim, oyunda kaldigi donemde Toraman ve ozellikle Gokhan Zan oyunun savunma kisminda gayet basarili bir performans sergilediler. Ilk mudahalelerin cogunda basariliydilar ve golle sonuclanabilecek bir hata da yapmadilar. Ancak ne oldu? Bu ikili kendi standartlarinda cok iyi bir mac cikarmalarina ragmen (Toraman’in atilmasina daha sonra gelecegim), Besiktas kalesinde yeterinden fazla tehlike yasadi. Bunun uc belirgin sebebi vardi bence:
1. Besiktas geriden duzgun oyun kuramadigi icin topa gerektigi kadar sahip olup organize ataklar gelistiremedi. Boyle olunca da Bursa top dolastirma ve Besiktas’in uzerine gelme sansi yakaladi.
2. Sivok bu ikilinin aciklarini kapatmak adina adeta 3. bir stoper gibi savunmanin arasinda oynadi. Bu da Ernst’in ortasahada tek kalmasina ve beklenen katkiyi yapamamasina yol acti.
3. Belki de en onemlisi. Toraman ve Gokhan ikilisi gereksiz bir sekilde oyunu geride kabullenip savunmanin ortasahaya yaklasmasini saglayamadigi icin oyun 70-80 metreye yayildi ve bu Bursa’nin kaptigi toplarda genis alan bulup etkili olmasiyla sonuclandi.

Bir de tabii ki Ibrahim Toraman’in atilmasi var deginmem gereken. Belki de kariyerinin en iyi futbolunu oynadigi donemde Ibrahim Toraman gibi artik 28 yasina gelmis, yuzlerce Super Lig macina cikmis, Umit Milli, A Milli olmus bir adamin bu kadar aptalca atilmasindan da hocanin taktiksel bir tercihini sorumlu tutmamak lazim. Ancak yine de dedigim gibi, Toraman, Gokhan, Zapo birer saatli bomba. Kesici ozellikleri sayesinde yanlarinda Sivok ile iyi bir ikili olusturma potansiyeline sahip olsalar bile ara sira bu tarz aciklanamayan sacma hatalar yapabiliyorlar. Toraman da dun bunu yapti. Pozisyonun uzerinde cok fazla durmak istemiyorum ancak su kadarini soyleyeyim, ben orada Toraman’in gol atmak ya da hakemi aldatmak adina elle oynadigina inanmiyorum. Cunku hareketi gizlemek gibi bir cabasi (bkz. Maradona – Tanrinin Eli) olmadigi gibi topu da kendisine avantaj getirecek bir noktaya gondermiyor eliyle vurduktan sonra – tam tersine arkada kafa vurabilecek arkadaslarina gitmesini engelliyor. Benim dusuncem kendisine faul yapildigini gostermeye calisirken silkinip o sirada istemeden topa elle vurdugu yonunde. Ancak tabii ki hakem pozisyona yakindi ve o anda bir yorum yapmasi gerekiyordu. Onun yorumu da ikinci sari kartla Toraman’i oyundan atmak oldu. Zaten sirf bu ihtimal sebebiyle dikkatli davranmasi ve kendisini oyundan attirabilecek her turlu yoruma acik hareketten kacinmasi gerekiyordu Ibrahim’in. O bunu yapmadi ve Besiktas’a sampiyonluk yolunda cok onemli bir 2 puana mal oldu belki de. Hakem ozelinde de yonetim tarzini hic begenmedigimi belirteyim. Buyuk ihtimalle yuksek tansiyonlu bir mac bekledigi icin oyunu kontrol altinda tutmak adina cok duduk caldi. Bu da 10 kisi karisinda dahi beraberlige razi olan Bursaspor'un ekmegine yag surdu. Ayri bir yazi konusu basli basina ama hakemlerimiz boyle trafik polisi gibi duduk caldigi surece Avrupa'da daha cok zorlanacagimizi dusunuyorum.

Bunun disinda cok da fazla analiz edilecek bir karsilasma olmadi. Besiktas ikinci devre nasil oynamasi gerekiyorsa aynen oyle oynadi. Sivok stopere Cisse ortasahaya gecti ve Ernst yalnizliktan kurtuldu. Boyle olunca da 10 kisi ile ilk yaridaki performansin cok uzerine cikmayi basardi Besiktas. 4 tane de net gol pozisyonu buldu ki bunlardan en az bir tanesi gol olmaliydi. Kalesinde tehlikeler de yasadi dogal olarak ama bunlarda da Bursaspor forvetinin (ozellikle de Gokhan Gulec’in) beceriksizligi gol yemesini engelledi.

Takimda ozellikle oyundan neden ciktigini anlayamadigim Holosko’yu ve basi yarildiktan sonra adeta yeniden dogan Gokhan Zan’i cok begendim. Ancak onlar disinda da neredeyse 1 saat 11’e 10 mucadele eden herkesi kutlamak lazim; cunku Bursaspor hakikaten kotu takim degil. Onlarda da son zamanlarda adindan iyice soz ettiren Volkan Sen’i iyi buldum. Ivankov da cok zaman gecirip izleyenleri illet etmesine ragmen 1-2 onemli kurtarisla beraberlikte onemli rol oynadi.

Mactan diger notlar:
- Sanli Sarialioglu’na birisinin dur demesi lazim. Bir adam bu kadar duzenli bir sekilde mactan once akim dedigine devre arasinda bokum dememeli. Mac basinda “Denizli’ye helal olsun, bu sefer en iyi kadrosunu surdu sahaya” dedikten sonra devre arasinda “Yusuf zaten macin basindan itibaren oynamaliydi” deyince iceri bulasiklari yikamaya gittim – ki kanimca izleyicileriniz yorumcunuzu dinleyecegine bulasik yikamayi tercih ediyorsa bu konuda birsey yapmalisiniz yayinci kurulus olarak.
- Ertugrul Saglam’in Inonu’ye donusu guzel oldu. Karisik duygular icerisinde olduguna eminim. Temellerini kendi attigi ancak hic hos olmayan bir sekilde alti oyularak ayrildigi ve ayni zamanda taraftari da oldugu bu takimin sampiyonlugunu gercekten istiyor mudur, tahmin etmek cok zor.
- 23 Nisan pankarti gayet hostu. Kapali yine sosyal olaylara karsi duyarsiz kalmayan tutumunu surdurdu.
- Delgado ile Zapo yaz trasi olmuslar, ikisine de yakismis.
- Son olarak, Kadir Copdemir’in sucuklu yumurtaya ekmek bandigi reklamin yasaklanmasi lazim. Burada bulan var bulamayan var kardesim.

Besiktas – Bursaspor: 0-0

2 yorum:

stalker dedi ki...

teveden muhtemelen fark edilmiyordu, holosko fizik olarak bitikti. hele o sağ tarafta üç-dört kişiyle boğuşup boboya gerekli sertlikte atamadığı pastan sonra dili dışarıda kaldı. takım atağa kalkarken gerekli koşuları filan yapacak hali kalmamıştı, mecburen o kritik dakikalarda taze ama beceriksiz serdar özkana sarıldık. stadda bütün alanı görebilmenin faydası bu :)

Redman dedi ki...

Hmm ben de o dar alanda 3-4 kisiden topu soktugunde fizikman hala kuvvetinin yerinde oldugunu dusunmustum. Stadda daha net belli olmustur ama tabii ki.

Bilgi icin tesekkurler :)